• fiilen 25 sene icra ettiğim avukatlık mesleğini 15 temmuz'dan önce bıraktım ve emekliye ayrıldım. bırakma sebebim ise bu ülkede avukatlık yapmanın artık eziyet haline gelmesi, hukukun işlememesi ve eski hakimleri tenzih ederek söylüyorum hakimlerin kanunları yorumlayamamasıdır.

    ağırlıklı olarak ceza avukatlığı yapmış olmamla birlikte girmediğim dava türü kalmadı. eskiden davayı inceler neticesini yüzde 90 doğrulukla müvekkile söylerdim. 2010 referandumundan sonra tecrübeli hakimler ya sürüldü ya da emekli edildi. bir sürü hukuk bilmeyen hakimi doldurdular. bu tarihten sonra öyle garabet kararlar gördüm ki artık dava neticelerini tahmin edemez oldum. en kötüsü de hukukun katledildiğine şahit oldum.

    hakimler anlattığını dinlemez, yazdığını okumaz oldular. dinleseler de muhakeme yetenekleri olmadığından duvara anlatır gibi anlatıyor olduk. hatta en basit usul kurallarını bile katlediyorlardı. nasıl bir ruh haline girmişlerse kararlarını verirken emin değiller. yargıtay'a gönderin bakalım ne diyecek diyenler mi ararsınız, siz % 100 haklısınız ama yargıtay böyle istiyor deyip yanlış karar verenleri mi ararsınız? sanki kafalarını bir yerlere ipotek etmişler, katip gibi karar yazdırıyorlar. hatta hakimin birine "bu yaptığınız gaftır, hukuk fakültesinde olsanız sittin sene bu dersi geçemezsiniz" dediğim bile oldu.

    eskiden ağır ceza reislerinin odasına girmeye korkardık, şimdi ağır ceza reisi kararını izah etmeye çalışıyor, ben bilemem yargıtay karar versin diyor. neden? çünkü makamı hak etmediklerini kendileri de biliyor, başlarını öne eğiyorlar. açıkçası hukuku katlettiklerinin farkındalar ama sorumluluğu yargıtay'a atıyorlar.

    yargıtay ise evlere şenlik! yıllarca oluşmuş içtihatları bir kararla kenara atıyorlar. torpille tayin edilmiş 30 yaşındaki yargıtay tetkik hakimi bundan sonra böyle karar vereceğiz diyerek yıllanmış içtihatları bir çırpıda değiştiriyor. sinirlendim karar düzeltme dilekçesine "ben yaptım oldu diye yıllara dayanan içtihatı değiştiremezsin, kanun açık" diye yazdım. cevabı hala gelmedi eminim 15 temmuz'dan sonra tutuklanmıştır.

    katipler ise sanki ali okulunda okuma yazma öğrenmiş gibi duruşma zabıtlarını, müzekkereleri yanlış yazıyorlar. her satırlarını düzeltiyorum. hukuki terimleri bilmiyorlar. doğru yazsınlar diye heceliyorum.

    velhasıl-ı kelam; sonunda müvekkillerin isyanlarına cevap veremez olduk. bu şartlarda avukatlık yapmak benim için eziyet haline geldiği için mesleği bıraktım. geçenlerde konuştuğum bir meslektaşım iyi etmişsin, hakim yok, duruşma günü bile alamıyoruz dedi. beyinlerini ipotek vermiş şerefsiz fetöcüler içine ettiniz lan hukuk sisteminin.

    yakup kadri ne güzel demiş zamanında: çiftçi çocuğundan hakim olmaz!

    edit: yaklaşık bir yıl sonra gelen not; yurt dışına firar edip yabancı basına yalan beyan veren hakimleri, savunma diye safsata ve hakaret yazan avukatları gördükçe az bile demişim diyorum. çiftçi çocuğundan ne avukat olur ne de hakim. onlar ancak bir sümüklüye beyinlerini ipotek ederler. hakim olmuşlar ama çiftçi çocuğu olmaktan vazgeçmemişler.

    edit ıı : kanunun açık hükmüne aykırı olarak 2017 anayasa referandumunda iki milyon mühürsüz oyu geçerli kabul edip, 6 mayıs 2019 tarihinde sonuca etki etmeyecek kıytırık sebeplerle istanbul belediye başkanlığı seçimini iptal eden ysk hakimlerini görünce bana hak verenlerin sayısı artmaya başladı. sadece diploma almayla hakim olunmaz. hakim olmak için belli bir kültürü yaşamak, o kültürün içinden gelmek lazım.

    edit ııı: 01.07.2019 tarihinde yargıtay ergenekon diye bir örgüt ve iddia edilen gibi bir darbe teşebbüsü olmadığından tüm sanıkların beraatine karar vermiştir. aynı şekilde balyoz, poyrazköy, izmir casusluk davaları da düşmüştür. bu davalarda mahkumiyet veren hakim ve savcıları inceleyin. hepsi fetö okullarında yetişmiş çiftçi, köylü çocuklarıdır. aralarında burjuva aileden gelen tek bir hakim bile yoktur. bu davalarda yıllarca hapis yatan masum insanların günahını öbür dünyada nasıl çekecekler? hakkaniyet, vicdan gibi kavramları bilmedikleri için şeyhlerinin onlara cennetten verdiği tapuların hayalini kurarlar hala! yanıldıklarını ölünce anlayacaklar.

    son edit: 8 kasım 2023, yargıtay 3. ceza dairesi anayasa mahkemesinin kararına uymadığı gibi anayasa mahkemesi üyeleri hakkında anayasayı ihlal ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştur. yüzyıllık cumhuriyet tarihinde böyle bir hukuk skandalı görülmemiştir. hakimin biri bu olayla ilgili şöyle yazmış "biz köylü çocuğu olarak hakim olabiliriz ama çok azımız evrensel hukuk değerlerine sahip olabiliriz." başlıktan dolayı bana kızanlara yüksek sesle bir daha söylüyorum: sabaha kadar aksini savunsanız da çiftçi çocuğundan hakim olmaz kardeşim.
  • sizde atın fetöye eskiden her şeyi ergenekona atarlardı şimdi fetöye atıyorlar ama gerçek suçlular aynı yerde seyir terasında izliyorlar. çoban elinde değnek, dün etö bugün fetö yarın ketö, çetö bu böyle gider siz birbirinizi yersiniz onlar sizi seyirler.
  • doğrudur bu ülkede 20 senedir her meslekte olduğu gibi hakimlikte babadan oğla geçiyor...
  • bunu diyen değil yakup kadri, kardeşim olsa hastiri çekerim.

    cumhuriyetin hedefi çiftçi, köylü çocuklarını okutup adam etmek değilse nedir?

    böylesine faşist ve içi boş bir başlığı uzun zamandır okumamıştım.
    gel kardeşim,
    https://media.giphy.com/…3ucnvoc5oew9rxy8/giphy.gif

    edit: başlık ve içerik alakasız!
  • çiftçiliğin felsefesini anlamayan mahkeme yönetemez.
  • her kişiden er kişi olur yeter ki içinde insan olsun, istek olsun....

    gerisi boş laf, hikaye...bu ülkeden bahsediyorsan büyük çoğunluk insan değil insanımsı...
  • çoban sülü'nün cumhurbaşkanı olduğu ülkede çiftçi çocuğundan her şey olur -ki olmuş da gördüğümm kadarıyla. yakup kadri'nin olayla alakası yok. nefesim yetmedi, benden bu kadar deyip köyüne dönmek istemekle çiftçi çocuğundan hakim olmayacağını iddia etmek çok farklı şeyler.

    haklı şikayetleriniz olsa da kendi hayal kırıklıklarınızı sisteme atfetmeden önce bi düşünün ne yazıyorum ben diye. cumhuriyet fırsat eşitliğidir.
  • siktirsin gitsin dedigim tespit. ataturk'un bu ulkeye en buyuk kazandirdiklarindan birisi, osmanli'daki "alimin oglu alim olur" dusuncesini yikmasidir. bu nedenle bir ciftci cocugu, artik bu ulkede cb de olabilir, bb de olabilir, halim de, savci da. meslegi yapan adamin karakteri ile cumhuriyetin bu en buyuk kazanimlarindan birini karistirmak buyuk hatadir. yapilmamalidir. zira bir ciftcinin oglu da yukselebildigi surece bu ulkenin yonetiminde söz sahibidir. ayrica bir ozel universitenin hukuk fakultesinden mezun herhangi bir yeterli hayat gorusu edinmis bir hukukcu, neden zengin piclerden ziyade ciftci cocuklarinin hakim olmasi gerektigini yerinden kalkmadan anlayabilir.
hesabın var mı? giriş yap