• sevgiliye yalan söylemeye sebep verdiği tecrübeyle sabit olmuş kutsal mekan.,

    -aşkım kendini en çok nerde mutlu hissediyorsun?
    +ımm...(lan ciğerci bahattin desem şimdi 2 saat surat yapar)
    -nerde?
    + nerde olcak aşkım tabii ki senin yanında.( beni affet bahattin abi)
    -aşkııııııımmmm mucx
  • gidildiği zaman, kesinlikle on şiş et servis yenmesi gereken yer. şimdi, bu adamların on şiş et servis paketinin içerisinde şunlar var.

    - delicesine lavaş ekmek
    - ezme salata ( isteğe göre 3 tane bile yolluyorlar bedavadan )
    - soğan salatası
    - pişmiş domates ve biber
    - közde pişmiş soğan
    - her türlü yeşillik
    - turşu

    allahtan başka bir memlekette değilim. yoksa, bu entryi okuduktan sonra kafayı yerdim. nese birazdan siparişimi vereceğim. ve afiyetle yiyeceğim.
  • balgat subesi, hizmet sektorunde calistiginin farkinda olmayan "calisan"lara sahip. henuz iftara daha 1 saat varken, 2 masa haric tum masalar bos, ortalik sut limanken kapisindan iceri giren 3 yetiskin bir cocuk musteriye "rezervasyon" sorup aldigi "iftara gelmedik yiyip kalkacagiz" cevabina ragmen kapinin yolunu gosteren calisanlari var bu mekanin. evet kelimenin tam manasiyla, bildigin el reveransiyla kapiyi gosteren calisanlar. ıster kebapci ol ister fuzyon mutfagi sunan ultra luks bir restoran, kapina acik tabelasini astigin andan itibaren kapindan giren musteriyle iletisimini "saygi" cercevesinde yurutmelisin. hangi dile cevirirsen cevir, hangi mekana uyarlarsan uyarla elle kapinin yolunu gostermek cirkin bir harekettir. hele musteriye, hele durduk yere, hele iftar oncesi keyfekeder musteri alip da yorulmak istemedin diye yapmamalisin. ha yapiyorsun, yaparsin ama bu kabalikla, iki gun sonra tabelan iner, musterin gider, dukkan kapanir.
  • mersin deyince alka gelen ilk mekan, geceyarisindan sonra biraz da ac karnina deli icmis olmanin verdigi gazla hala serinlemeyen havaya aldirmadan gidilmesi farzdir. her gece apo mu bahattin mi tartismasi yasanir bahattinde karar kirilir, farketmez cok aslinda bazen de apo olur, zaten ikisi de birdir candir cigerdir, hizmettir muessesedir. krallar gibi konuk edilir, gecenin bir yarisi ay bu saatte de yemek mi yenir ben rejimdeyim diyen bunyeler bile yesilliklerle baslayip, super ezme ve sonrasinda gelen sislere hayir diyemez.
    istanbulda da bir kopyasi vardir, canim cigerim, ama bir kere apo ya da bahattine ugramis olanlar, "aaa bak seni super bir mekana goturcez parmaklarini yiceksin" diye kendisini gaza getiren arkadaslarina uyduklari icin bin pisman olur. icleri ciz eder bu kotu imitasyon karsisinda.
    mersin yazin cekilmez ama bahattin ve apo tek gecilir, baska da laf edilmez..
  • ciğerleri veya kuşbaşıları* lavaşa sarıp, iki ucu da yukarı bakacak şekilde ortadan büküp servis ettikleri ciğerci. 1995'te kurulmuştur. oldukça ünlüdür, duvarlarında da ünlülerin orada çekilmiş fotoğrafları asılıdır. künefe isterseniz 2 dk mesafeden künefe getirilir hemen.

    unutmadan, eskiden lavabosunun kenarında peçete yerine kullanılmak için kağıtlar vardı (halka tatlı tutmalık kağıt gibi, mor veya gri kağıtlar), yeni şubelerinde peçete var.. hatta metal tabakları bırakmışlar bu şubelerde, bildiğin tabak geliyor. eskisinin yeri ayrıydı be. ne peçetesi baho allasen, ne peçetesi..
  • il dışından sevdiğim iki arkadaşım misafirim olarak geldiğinden bu sabah şehrimizde bulunan şubesine serpme kahvaltı için gitme gafletinde bulunduk. belki bir çok insan için "eee ne var bunda?" minvalinde bir etki yaratacağını düşündüğüm için bu sabah orada yaşanan rezalet için ayrı başlık açma gereksinimi duymadım, buraya yazıyorum.

    menüyü aldık, 3 kişilik serpme kahvaltı söyledik. fiyatı 475 tl. menüde serpme kahvaltı 3 kişilik (menemen, paçanga böreği, bal, yumurta, vs) gibi parantez içine yaklaşık 20 adet kahvaltilik yazılmış. kahvaltımız geldi, öncelikle 3 kişilik söylenen kahvaltıya her şeyden üçer tane ufak ufak dilim koymuşlar. yani iki kişilik deseydik de aynı miktarı ikiye bölüp verecekti eminim. masaya tepsiden servis yaparken garson içinde yağlamaya benzeyen hamur işi olan tabağı elinden yere düşürüp kırdı, sorun yok olur öyle falan dedik neyse temizlediler etrafi. biz de kalan ürünlerin de gelmesini beklerken kahvaltıya başladık, 5 dakika geçti 10 dakika geçti 15 dakika geçti hala ne menüde yazan söğüş domates salatalık, ne menüde yazan paçanga böreği ve gözleme, ne de menüde yazan kaymak ve tereyağı yoktu. biz neredeyse kahvaltıyı bitirdik hala kahvaltının yarısı yok, garsonu çağırıp durumu izah ettik. "ben bilmiyorum ben bir haftalığım, yeni başladım" falan dedi. yetkili birisini yönlendirmesini söyledim, gelen adam "hemen domates salatalığınızı yolluyorum" dedi, (zaten kahvaltımız neredeyse bitmiş, domates salatalık biz söylemesek hiç gelmeyecek o zaten apayrı bir konu) "e menüde yazıp gelmeyen diğer ürünler ne olacak paçanga böreği, gözleme, kaymak yazıyor menüdeki serpme kahvaltı paketinde" dedim. "o menü eski menü orada yazan şeylerin hepsi geçerli değil" dedi adam bana pişkin pişkin. ben de ona avukat olduğumu, gelen müşterilere verilen menünün bu olduğunu, böyle bir şey yapmalarının hukuka aykırı olduğunu ve tüketici hakem heyetine gidilirse sorun yaşayacaklarını belirttim. hiçbir şekilde pişmanlık veya mahçupluk hissetmeden "siz bilirsiniz ne yaparsanız yapabilirsiniz" şeklinde cevap verdi. ardından hesabı ödeyerek mekandan ayrıldık.

    ben yetkili ile tartışırken, arka masada bizim gibi serpme kahvaltı almış ve mağdur olmuş bir aile de tartışmaya kulak misafiri olmuş, baba olduğunu tahmin ettiğim beyefendi bizim masaya doğru dönerek "söyleyin abicim söyleyin, kahvaltı diye geldik menüdekilerin yarısı yok" şeklinde o da serzenişte bulundu.

    orada menüye dahilmiş gibi yazılıp hiçbir şey söylenmeden sümen altı etmeye çalışılırcasına verilmeyen bir paçanga böreğinden bir kaymaktan bir gözlemenin eksik olmasından biz bir şey kaybetmeyiz, verilen para da öyle ahım şahım bir para değil zaten. ama bu yapılan şeyin nadiren denk gelen bir hata veya geçici bir durum olmadığı, şubenin art niyetli olduğu ve bu durumun devamlı böyle olduğu aşikar olduğundan tüketici hakem heyetine başvurumu yapacağım.

    edit: imla.
  • uzun bir aradan sonra dışarıda yemeğe çıktım. istanbul beylikdüzü cumhuriyet'te (e-5 esenyurt tarafı) bulunan ciğerci bahattin'e gittim ki daha önce 3 defa gitmiş ve ikramlarının bolluğu nedeniyle beğenmiştim. bilenler bilir, burada porsiyon ciğeri soğumasın diye iki seferde 5'er şiş olarak getiriyorlar. ilk beş geldi. ikinci beşi beklerken dağıtan eleman yanımdan es geçti. çağırıp almadığımı söyledim, "ben yanılmam, verdim"dedi. otamatikman beni yalancı, çıkarcı abartırsak dolandırıcı hale düşürdü. ha bu arada boşalan şişler yanlardaki kova benzeri kutulara konuluyor mütemadiyen ve orada karışıyor. yani boş şişten ispatlamak mümkün değil. neyse al ye der gibi 5 şişi önüme bıraktı o laftan sonra. ben de yemeyeceğimi madem 10 şiş olmuş istemediğimi tam porsiyon hesap getirmelerini söyledim. tavır yapınca şef benzeri eleman geldi buyrun lütfen yiyin ikramımız olsun dedi, ikinci gol. masaya 50 tl bırakıp çıktım. (porsiyon 43 tl) müşteri velinimet derlerdi eskiler şimdi dolandırıcı muamelesi. kötü misaller belki yaşanmıştır ama insanlara öncelikle üçkağıtçı gibi bakılması, herkes sahtekâr ön kabulü. nasıl bir toplum oluyoruz? 5 şişin hesabını yapıp kamera kaydı mı açtırsaydım? neden sahtekârların yerine dürüstler de yanıyor?
  • normalde uykumdan uyandırıldığımda asabi olurum fakat gözlerimi açtığımda "ciğerciye gidelim diyoruz" sözünü duyunca pamık gibi olmama sebeptir burası.
  • ciğeri harika olmasının yanında masaya donattıkları garnitürlerle de farkını gösteren mersin in medhar-ı iftiharı mekan. bunu gören bunları da gördü:
    (bkz: dondurmacı halil)
    (bkz: kerebiççi oğuz)
  • ciger sevmeyen insana bile sevdiren mekandir
hesabın var mı? giriş yap