• o dans edenler, müzik yapanlar, rengarenk giysilerle doğaya selam edenler de çingene, bu da:

    http://www.flickr.com/…otos/atakansevgi/4572260718/

    amcam politbüro şefi mübarek!
    komunizmin etkilerinden biri diyelim.
  • (bkz: #19787775)

    entry'de bahsedilen engin ardıç yazısındaki "çingene"leri çıkarıp yerine "ülkedeki herhangi bir etnik grup"u koysaydık sözlükte fırtına kopardı. başta o etnik grubun mensubu yazarlar, sonra "empati" zırhını giyip gelmiş diğer yazarlar cengaverce savaşırdı. fakat bizim öyle bir şansımız yok. sözlükte üç beş çingeneyiz. diğer yandan; çingeneler söz konusu olduğunda o empati zırhları bir anda çıkarılıyor nedense. burada da birçok entry'de sadece çingenelerin ne kadar neşeli, özgür ruhlu, asil falan filan olduklarından bahsedilmiş. buzdağının görünen kısmı aga o. kafanı suyun altına bi sok; ordan ötesi hep ağır sefalet, ayrımcılık, önyargı... madem bizi bu kadar sevdin; 3-5 satır da bunlara karala. hayat bize de güzel olsun.
  • birçok cellatın çingenelerden çıktığı doğrudur ama bu işi de gönüllü yapmamışlardır. cellatlık ancak çingenelere reva görülen bir iş olduğu için bu onlara yaptırılmıştır. cellatların birçoğu çingene devşirmelerinden seçilip küçük yaşlardan itibaren yetiştirilmiştir. bir çocuğu ölüm makinesine çevirecek eğitimin yükünü tahmin edebilirsiniz sanırım. bu işin sebebi de çingenelerin en alt tabaka ve fiziki olarak kusurlu görülmeleriydi. ha ama osmanlı'da ayrım yoktu di mi? onu unutmuşum ben. kesin yalan söylüyorumdur. çingenelerin yiğit savaşçılar olarak değil de katiller olarak yetiştirilmesinin sebebi kesin tesadüftür.
  • bugün yaşananları aynen aktarıyorum:
    yolda dalgın dalgın yürüyodum. canım sıkılmıştı, hem bi hava alıyım dedim
    bizim çingenelerin yanından geçiyordum tam. bizim çingeneler diyorum çünkü 5 yıldır her yaz buralara gelir çuvallar gererek yaptıkları cadırlarında kalırlar.
    kızn biri bu çadırlaran birinden koşarak çıktı. sinirliydi de.
    noluyo falan derken arkadan bi adam çıktı.
    +buraya gel, diye bağırdı
    kız cevap vermedi. yolda yürümeye devam etti. bana doğru geliyodu. ağlıyodu bi de galiba ya da bana öyle geldi. yanımdan geçti gitti.
    sonra çadırdan yaşlıca zayıf bi kadın çıktı. bağırmaya başladı.
    -bunların yarak yemee niyetleri var cevaatttt. bırak ne bok yerse yesin. götü sıkışınca gene gelir buraya o.
    arkamı dönüp kıza baktım. bayaa durmuş izliyordum yani. şaşkınlıktan donmuştum aslında.
    kız hiç arkasına bakmadı.
    bi an, annesi olduğunu tahmn ettiğim yaşlı kadınla gözgöze geldik. kadın söylenerek çadıra geri döndü.
    ben de dalgın dalgın yoluma devam ettim.
    paylaşmak istedim çünkü dışarıdan her ne kadar renkli, neşeli, umursamaz görünselerde -ki benim için bugüne kadar hep öyleydiler- bu insanların hayatları bizimkilerden çok ama çok daha zor.
  • zulmün anca z'sini görmüş, belki de görmemiş onlarca halk bir toprak parçası, bir bayrak derdindeyken, nedenli, nedensiz bilinmez -gerçi birilerinin hayatına kastetmek için hangi neden ne kadar geçerli olabilir orası da ayrı ya- onlarca devletin zulmünü sineye çekip çalıp oynamaya devam eden bu kara çocuklar... ne güzel insanlardınız siz değişik coğrafyalarda deneme atışları yapana, biz size bok atmaya başlayana kadar... biz bok attıkça siz de boka bulaştınız bir şekilde. suç sizde mi? hayır kara dostlar, suç bizde; çingene lafını bir küfür olarak gören zihnimizde...

    kanayan yaralarınızı çabuk onarıyorsunuz şımartılmış, kuklalaştırılmış, piyonlaştırılmış diğer halkların aksine. sömürmüyorsunuz kimseyi bunları kullanarak. kafanız mı çalışmıyor yoksa sizin? kesinlikle hayır, hepimizden uyanıksınız ve doğru olan da bu. yaşamayı biliyorsunuz. dünyanın sadece yaşanacak bir yer olduğunun, kırıp dökülecek bir yer olmadığının farkındasınız. ne bir fanatikliğiniz olmuş tarih boyunca ne de bir taşkınlığınız. suçunuz insan olmaksa ve anarşiyi dibine kadar yaşamaksa aslında hakim sizsiniz, suçlu da biz. umarım bir gün yarım kalan adaleti yaşarsınız sonuna kadar. ve eminim ki o gün kalem kırmak yerine o kalemle darbukanızı döver, arada inceden bize söver, yine de neşenize bakarsınız.

    iyi ki varsınız esmer vatandaşlar!
  • yıllar önce üniversitede çok samimi olmadığım bir arkadaşım aşık olmuştu bir çingene gence. çocuk da öğrenciydi.
    kız da sarışın beyaz tenli bir kızdı.
    çok sevmişlerdi birbirlerini ama malum son oldu ve ayrıldılar. kızın ailesi çok tepki gösterdi.
    iyi bir çocuktu ailesi de çok iyi insanlardı oysa ki.
    ramazanda oruç tutuyor kimsesiz öğrenci kızlar diye annesi yemek yapıp yollamıştı bize. öyle de iyi niyetli güzel insanlardı.
  • romanya'da çingenelerin kurduğu 'taraf de haidouks' isimli orkestra vardır. balkan ve çigan müziklerinin en güzel örneklerini dinleyebilirsiniz bu gruptan.
  • ana dilleri romanca'dır. romanya'da konuşulan rumence ile karıştırılmaması gerekir. çingeneler sanıldığı gibi balkanlar'dan değil, afganistan'dan dünyaya dağılmışlardır.
    oldukça sağlam ve değişik bir kültür yapısına sahipler. tüm çabalara rağmen yüzyıllardır asimile olmamaları hayli ilginç başka bir konu.
  • kullanımı kanunen yasaklanmış olan kelime.

    *

    yabancıların türkiye'de ikamet ve seyahatleri hakkında kanun'dan 'çingene' tabirinin çıkarılmasına ilişkin kanun değişikliği resmi gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    kanun değişikliğine göre, 'tabiiyetsiz veya türk kültürüne bağlı olmayan yabancı göçebelerin sınır dışı edilmelerinde içişleri bakanlığı yetkili' olacak.

    eski kanun hükmünde 'tabiiyetsiz veya yabancı devlet tebaası olan çingenelerin ve türk kültürüne bağlı olmayan yabancı göçebelerin sınır dışı edilmelerine içişleri bakanlığı salahiyetlidir' ifadesi yer alıyordu.
hesabın var mı? giriş yap