• şahane bir andy garcia performansı görebileceğimiz film. marlon brando'ya da fena laf sokmuşlar. müziklerine bittim.
  • birbirinden karikatürize aile bireyleri ve marlon brando taklidi yapabilen andy garcia'sı ile sıçırtan leziz bir film olmuş.
  • uğruna nice yalanların döküldüğü, içmek için saklanılan girilen deliklerin hesabının tutulmadığı sigaranın önemli bir yeri tuttuğu filmdir. şöyle ki, karakterlerin film sonundaki "gerçek" e kavuşmasına kadar sigara pek çok şeye tanıklık eder. bu cümlenin noktasıyla birlikte sigara üstünden filmi anlatıcam o yüzden kaç, kaç kaç kaç.

    sigara öyle bir nesne ki bu filmde, neredeyse her karakterin diğer sırlarıyla birlikte kullandığı suç ortağı ve hatta şahidi, olmadı tanığı. vincent herkesten gizli çatıda sigara içerken yanında brando kitabınıda okumaktadır ve sigarası bu duruma yani oyunculuk tutkusuna şahitlik etmektedir. ardından vincent arabasıyla işe giderken sigarasını içmektedir ve kahvesini döker ve sigarası vincent' ın bütün film boyunca ara ara gösterdiği sakarlığına şahitlik etmektedir. sırada coşkulu genç vince jr. vardır hoşlandığı kızın karşısında ve onu çörekle beslemek istediğini söyler açık açık, sigarasından bir fırt çekerken. tony' nin eve ilk getirilişi (hayır jon snow değil, evet çok benziyor, ikizi gibi len) de vince jr. tarafından görülür çatıda sigarasını içerken, al bir şahitlik daha. daha bitmedi, evin kızı vivian evin kumsalında sigarasını yakar ama klübünün kibritiyle ve kabını fırlatır, dolaylı da olsa sigara yine ortaya çıkar. bir akşam joyce veranda da sigarasını içerken tony' i süzmekten çekinmez. bu arada o ne güzel bir evdir, evin kumsalı var lan. neyse ardından vincent sigarasını içerken tony yakalar ve seçmelerde kullanacağı repliği duyar.

    çok sıcak bir film, artık sıcak nasıl oluyorsa. harddiskte durur her daim.
  • genel olarak amerikan sinemasını değil de avrupa sinemasını çağrıştıran bir film. daha çok da fransız sinemasını çağrıştırıyor demek lazım. tek bir farkla muhafazakar olmuş fransız sinemasına nazaran. olay örgüsü, sonuç, verdiği mesaj ve de olay örgüsündeki ilişkiler anlamında avrupa/fransız sinemasına göre bir hayli sağda/muhafazakar bir yerde kalmış.

    ama insanlar arasındaki ilişkilere dayalı, güzel bir film. baba rolündeki andy garcia iyi oyunculuk çıkartmış.
  • hiç bi beklentim olmadan göz ucuyla arada bi bakar kafa dağıtırım diye başladığım filmin sonlarına doğru gözümü bile kırpmadan izlediğim ve çok beğendiğim film. böyle filmleri seviyorum. en yakın zamanda babamla izlemek istiyorum.
  • --- spoiler ---

    spoiler olup olmadığından emin değilim ama, hem başında hem de sonunda şöyle bir söz var beni benden alan: "every busy city needs an island of peace, just like every busy soul needs a place of repose."

    "her yoğun şehrin huzur dolu bir adaya ihtiyacı vardır, her meşgul ruhun da rahatlayacak bir yere." diye çevirebiliriz sanırım. heybeliada'ya gitme isteği uyandırdı bende bu söz. zaten bi süredir de kafamı kurcalıyodu yerleşme fikri, ama öyle böyle değil, çok kuvvetli bi istek doğurdu bu cümle. günün birinde hakikaten becerebilirsem gitmeyi, evimin girişine yazmak da boynumun borcu olur.

    --- spoiler ---
  • andy garcianın gardiyan rolünü oynadığı filmde bu adamın garip ailesi ve ailenin birbirinden sakladığı sırlar anlatılmış. kendisi filmin yapımcısı olan andy garcia oyunculuk dersleri alıyor ve oradaki performansına bakınca bile diyorsunuz bu adam oynasın biz izleyelim, kendisi öyle bir yetenek. ailenin oğlunun şişman hatun fantezisi ise insanı eğlendiriyor. genel olarak ortalamanın üzerinde bir film olmuş.
  • dördüncüsü oldukça güzel olan oyun. vatandaşın kafasına vurup parasını alıyorsunuz, melih gökçek tasarlamış olabilir bu oyunu.
  • guzel film.

    oyunculugun aslinda, inanarak yalan soyleyebilmekten ote olmadigini da anlatan film. tabi bu durum butun oyuncular icin degil, al pacino, kadir inanir vb, karakter oyunculari icin gecerli. gercek oyuncular malum, kendi karakterleri disindaki herkesi basari ile canlandirabilen oyuncular. keza onlar gercekten azlar. cunku o kadar farkli karakteri, oldugu gibi hisserek canlandirabilmek icin, bir noktadan sonra coklu kisilik bozukluguna da sahip olmaniz isten degil.

    keza hissederek yalan soyleyebilmek, o kadar fazla karakter icin, oldukca zor hale gelir. oyunculugun sirri da burada zaten. inandirabilmekte.

    onun disinda, hikayesi ile derli toplu, komik, kismen de huzunlu guzel bir filmdir.

    izlenir.
  • bronx'ta long island sound'un girişinde bir çok tekne ve yelkenlinin bağlandığı adacık.
hesabın var mı? giriş yap