• natalie portman'ın efsaneleştiği film. kesinlikle çok başarılı. her gün izlenebilir. bazen günde iki kez bile izlenebilir. aşk ve ilişkiler üzerine gibi duruyo ama daha çok kişisel.
  • üzerine filmler çektirtebilecek, kitaplar, şiirler hatta şarkılar yazdırtabilecek güzellikteki kings of leon şarkısı.
  • =çok az spoiler barındırır=

    jude law ve julia roberts karakterlerini anlamakta güçlük çektiğim film. evet film güzel fakat bu karakterleri anlamadım. belki de anlamak istemedim. hayatta bulundukları pozisyonları iyi olan fakat ne istediklerini bilmeyen karakterler. istedikleri şeyleri elde edip sonra kaybeden karakterler. veya belki de aslında istedikleri şeyler o elde ettikleri şeyler olmayan karakterler. tabii burada işlenen konunun etkisi büyük; sadakat, suçluluk duygusu, aşk, sevgi vs. önceden söylenen şeyler. filmi izleyen herkes birini seçer bu arada. ama genelde erkek karakterlerden bir tane, kadın karakterlerden de bir tanesini kendine yakın görür izleyenler veya seçmek durumunda hisseder kendini. bir erkek olarak ilk başta natalie portman'ın canlandırdığı alice(belki de jane) karakterini seçiyorum. filmin açık ara en kuvvetli karakteri. inanılmaz bir kadın. filmin bir yerinde genç olduğuna dair bir gönderme yapılıyor lakin bildiğin "olgun" kadın. ne istediğini baştan beri bilen. nerede zayıf olduğunu, nerede üstün olduğunu çabucak anlayabilen bir karakter. kendi içinde öyle alengirli alışverişleri olmayan olduğu gibi olan bir kadın. böyle bir kadın sizi seviyorsa başka bir şey istemezsiniz. inanılmaz. "alice" dışında julia roberts'ın canlandırdığı "anna" karakteri de aslında çekici(duruşuyla ve ikincil olarak fiziksel özellikleriyle) olabilecekken filmin sonlarına doğru oldukça bocalayıp benim açımdan anlam verilemeyecek hareketler sergiliyor. eğer biraz daha güçlü olabilseydi belki de "alice" falan dinlemezdi kimse. "alice" ile aralarındaki fark da bu olsa gerek. filmdeki iki erkek karakteri de iğrenç bulduğumu belirtmeliyim. clive owen'ın canlandırdığı "larry" karakteri güçlü ne istediğini bilen bir karakter gibi dursa da bence savunmasız bir karakterdi. gücünün farkında olan ama bir şekilde savunmasız bir karakterdi. eğer anna, larry'nin kendisiyle yatması sonucunda imzalayacağını söylediği belgeleri orada yırtsaydı tepkisi ne olurdu bilemiyorum. muhtelemelen iki ay depresyondan çıkamazdı. tabii larry'nin bu kadar güçlü görünmesinin sebebi karşılaştırıldığı jude law'ın oynadığı "dan" karakteri. filmdeki en zayıf karakter. ilk başta çizdiği o güçlü ve ne istediğini bilen, alan adamdan sonlara doğru eser kalmıyor. her saniye yavaş yavaş eriyor ve elinde koca bir "hiç"le kalıyor. inanılmaz. kaçan balık büyük olur. alice gibi bir kadını ben de kaçırsaydım sanırım şu anda bitkisel hayatta olurdum.

    sonuç olarak film; "güçlü olan kazanır" şeklinde bitiyor. nasıl kazandığını da anlatıyor fakat kazandıktan sonra mutlu mu olur sorusunun cevabını sizin doldurmanız gerekiyor. güçlü karakterden kastım tabii ki larry ve alice. bahsettiğim gibi larry belki de "dan"den dolayı bize güçlü gözüküyordu. onun hakkında kesin bir fikrim yok; ama sonuç olarak kazanan şeklinde görüyoruz. benim kafamı yoran ise "alice". bilmiyorum. alice kazandı mı kaybetti mi? tek bildiğim güçlü olduğu ve ne hissettiğini bilmememiz. sadece filmin başındaki yürüyüşü ve sonundaki yürüyüşüyle bir kıyaslama yapabiliyorum. filmin başında biraz daha hayat dolu ve umutlu yürürken, filmin sonundaki yürüyüşünde yine bakışlar üzerinde fakat suratında sanki biraz yorulmuşluk ve ümitsizlik var. belki de güçlü olan kazanmıyordur her zaman veya kazanan yoktur. kim bilir?

    =çok az spoiler barındırır=

    edit: imla
  • gece gece sigara ya da çikolata krizine girmiş gibi insanı uykusundan uyandırıp, kendini dinlettiren kings of leon şarkısı. biraz ürperten, yer yer üzen, hatta yer yer de gaz veren bir melodisi var. gözlerim kısarak dinliyorum, şarkıyı dinlerken hep bi hinlik yapasım geliyor, neden bilmem.
  • nine inch nailsin taş ötesi aşk şarkısıdır. muhteşemdir.
  • armin van buuren'in shivers, rex mundi'nin nothing at all adlı parçalarından tanıdığımız susana'nın 14 mayısta piyasaya süreceği albümü. tracklisti şöyle:

    1. closer (feat. omnia & the blizzard)
    2. give me faith (susana & mike shiver)
    3. nothing at all (susana feat. rex mundi)
    4. frozen
    5. sleepless ocean (susana feat. dark matters)
    6. wired (feat. dash berlin)
    7. the other side (feat. tenishia)
    8. sunrise (feat. stoneface & terminal)
    9. never mine (feat. jorn van deynhoven)
    10. fall in deep (feat. julian vincent)
    11. unwind me (feat. dark matters)
    12. connection (feat. espen gulbrandsen)
    13. if i could (feat. bart claessen)
    14. running on your love (feat. a force)
    15. if you should go (feat. armin van buuren).
  • susana'nın piyasaya süreceği albümü ile aynı adı taşıyan omnia ve the blizzard katkılı şarkısı. a state of trance 2010'un giriş şarkısıdır ayrıca. sözleri:

    a sea of sound fields all so near
    i know my way inside is clear
    strong connection, balance
    the answers wave me from the stars

    a fleeing burdens so profound
    are carried by this waves of sound
    touch the agony in me
    then bring me here the melody

    when i’m in here, i feel i’m closer
    nothing left but peace inside my heart
    all i ever was, all i’ll ever be
    when you’re near, i feel i’m closer

    when i’m in here, i feel i’m closer
    nothing left but peace inside my heart
    all i ever was, all i’ll ever be
    when you’re near, i feel i’m closer

    when i’m in here, i feel i’m closer
    nothing left but peace inside my heart
    all i ever was, all i’ll ever be
    when you’re near, i feel i’m closer.
  • damien rice'ın mükemmel şarkısı the blower's daughter a aşık ettiren efsanevi film. natalie portman'a ağlama sahnelerinde sarılası geliyor insanın. en az 5 defa izlediğim ve bir 5 defa daha izlenilesi.
  • --- spoiler ---

    daniel'in kendi hayatına ettiğini kimse ona edememiştir.
    adam yolda yürürken kaza geçiren alice'le* karşılaşıyor, aşık oluyorlar. ilişkileriyle ilgili bir kitap yazıyor. kitabın tanıtımı için fotoğraflarını çeken anna ile tanışıyor sonra. ona da aşık oluyor. anna kendisini reddedince intikam için larry'yi başına sarıyor.. adım adım kendi hayatını önce güzelleştirişini, sonra da mahvedişini izledik. diğerleri için de aynı şey geçerli tabii ama "kader"in ipleri daniel'in elinde.

    başkaları da yazmış ama söylemeden geçemem, restoran sahnesi tek kelimeyle muhteşemdi. hatta sadece larry'nin replikleri de diyebiliriz. o nasıl bir oyunculuktur..

    * alice'in gerçek adının jane joyce olması da çok enteresan bir detaydı. striptiz kulübünde larry kendisine tüm parasını verip samimi tek bir gerçek için yalvarırken, alice ona hayatının belki de en samimi yanıtını veriyor -ki bu sahne bence filmin en mükemmel sahnelerinden biridir. delice sevdiği, aşık olduğu daniel ise onu filmin son sahnesine dek alice olarak biliyor.

    velhasıl, izlenmesi gereken filmlerden biriymiş.

    --- spoiler ---
  • aristo, etiğinde en yüksek iyinin, en arzulanan şeyin sonunda "mutluluk" olduğunu iddia eder. gelsin, ingilizce öğrensin, sonra da filmdeki şu konuşmayı, şu sağlam argümanı dinlesin mr. owen'ın ağzından:

    --- spoiler ---

    larry: she doesn't want to be happy.
    dan: everybody wants to be happy. (aristo da bunu derdi.)
    larry: depressives don't. they want to be unhappy to confirm they're depressed. if they were happy they couldn't be depressed anymore. they'd have to go out into the world and live. which can be depressing. (döngüye bakınız)

    --- spoiler ---

    saygıyla eğilmekle beraber, durumumun bariz açıklamasını verdiğinden ötürü de filmin gönlümdeki yeri artık ayrı "ayrı" ayrıdır.
hesabın var mı? giriş yap