• dayım türk. eşi rus. ingiltere'de yaşıyorlar. çocukları mükemmel derecede türkçe, rusça, ingilizce konuşuyor ve eğitimlerinin bir parçası olarak okullarında yabancı dil öğrenmeye devam ediyorlar. başlığın tanımı bu aile olsa gerek.

    bense odtü mezunuyum, 95 dil puanım var fekat aksanlarından ötürü onlarla ingilizce anlaşmakta zorlanıyorum. hayır, amerika'da yaşasalar vallahi anlayacağım. *
  • anne hatice köseoğlu'ndan yorumlara cevap niteliğinde bir açıklama geldi.

    değiştirmeden yapıştırıyorum:

    ----- ooooo ----- ooooo ----- ooooo -----

    bu projede biz sadece üniversite öğrencilerine yardım ettik ki böyle bir sonuç hiç tahminimiz değildi. ama görüyorum ki 15 dakikaya sığdırılmak üzere kısaca anlattıklarımız ya da süre nedeniyle kesilen röportajlar nedeniyle yanlış anlaşılan çok şey ve çift dillilikle ilgili çok fazla eksik ve yanlış bilgi var.

    bizim maceramızın ana noktaları ve röportajda bahsetmeye calıştığımız şeyler şu şekildedir:

    1. bizim çift dillilikle ilgili ilgimizi en çok çeken şey ve asıl başlama nedenimiz, bebeklikte maruz kalınan her dilin beyin sinir hücrelerinin bağlantı yapmasını sağlayan en etkili yöntem olmasıydı.

    2. benim ana dilimin ingilizce olmaması çocuğumla bu serüvene çıkmamızı engelleyecek bir şey değildi. kimse anadil diye bir bilgi ile doğmaz. her dil doğduktan sonra öğrenilir.

    3. ben ingilizce popüler bir dil ve hayatı kurtulsun diye seçmedim ingilizceyi. sadece bildiğim dildi ve eşim çocuklarla ingilizce öğrenirken ben de onlarla 35 yaşından sonra ispanyolca öğrendim. biz bunu paylaşarak ve yaşayarak hayata geçirdik.

    4. onlara öğrettigimiz her yanlış kelime - aksan - grameri düzeltmek için yeterince uzun bir hayatları var. bunu mükemmmel yapmak üzere dertlenmedik. mesele onları shakespeare yapmak değil.

    5. dil öğrenmek beyin cimnastiğidir. bulgaristan göçmeni bir anne "ne işine yarayacak bulgarca, o yüzden öğretmedim" dediğinde çocuğunun hayatta çok şey kaçırmasına neden olmuştur ki her dil değerlidir.

    6. ben mühendislik eğitiminden sonra 24 yaşında baslangıç seviyesinde başladım ingilizce öğrenmeye ve 1.5 sene sonra aksansız konuşabiliyordum. tanımayan biri hala türk olduğumu anlamıyor. o yüzden bir an önce başlayayım da sonradan rahat olsun diye bir kaygım hiç olmadı.

    7. bu iş için sanıldığı ya da öyle görüldüğü gibi çok para harcamadık. ilk başladığımızda uzun süre kitapları kendim yaptım ve 2. el kitapları takip ettim. 10 yılda iki çocuğumuz için bu yollarla 500'e yakın kitap edindim.

    8. ata özel okula gitmiyor, yaz kamplarında aylarca kalmıyor, öyle çok fazla ingilizce konuşulan ortamda bulunmuyor ama bende ingiliz aksanı baskınken onda amerikan aksanı var. bu da demek oluyor ki çocuk bu serüvene bir süre sonra kendi devam ediyor.

    9. ayrıca oyun ablaları ve abileri genelde burada calışmayan ya da öğrenci profillerinden kişiler ki hemen hepsi çok minimum ücretlerle geldiler, neredeyse cep harçlığına. profesyonel öğretmen ya da dadı değil hiçbiri, aileden biri oldular hep.

    10. şu anda izmir'de iletişimde olduğumuz farklı uluslardan insanlar, aileler, çocuklar ve uluslararası dernekler var. o yüzden iki çocuğumuz da kendi gibi çocukları tanıma şansına sahip oldular.

    11. çocukların dil öğrenmeleri ile çocukluklarını yaşayamamaları arasında bir bağlantı yok. ben çalışan bir kadın olduğum için her zaman bir bakıcı ihtiyacım oldu. bu kişiler sadece bu boşluğu doldurdular. ata ayrıca yarım gün okula gittiği için haftada 15 saat ispanyolca oyun oynayacağı birisi ekstra bir yük olmadı ona. şikayeti olduğunda bunu ciddiye alacak kadar çocuk merkezli yaşayan ebeveynleriz.

    12. ata'nın kendini odaya kapatma meselesi de yanlış anlaşılan şeylerden biri ki ben sadece cocukların belli bir yaştan sonra ikinci dille kurdukları bariyeri anlatmak için abartılı bir dil kullandım. ata da 10 yaşında bir çocuk ki dinlediği bir hikayeyi tekrar etmesi çok normal. acı çektirerek ve zorlayarak yapmadık bunu.

    13. her iki çocugumuz da etraflarındaki çocuklardan daha az yaşamıyorlar çocukluklarını. ata bütün yaz sokakta mahallede oynadı, kendi başına arkadaşlarıyla ormana gitti, okula yalnız gidip geliyor, arkadaşlarına istediği zaman gidip gelebiliyor.

    14. ayrıca çekimlerin eksiği ata'nin iki dile de hakim olduğunu tam olarak verememesi. sadece bir cümle ispanyolca var ve inglizce konuşmalarını eklememişler. ikisinde de aslında aksansız konuşuyor ama bunu kimseye ispat etmek zorunda değiliz. önemli de değil.

    15. sonuç olarak biz evde eğitim ve okulsuz öğrenmeye önem veren ve sistemin boşluklarını sadece dil değil her anlamda kendi kendine kapatmaya çalışan kendi halinde bir aileyiz.

    ----- ooooo ----- ooooo ----- ooooo -----
  • biz kendimiz adam akıllı ingilizce bilmiyoruz ki çocuğumuza nasıl öğreteceğiz? buradaki aile kendi ana dilini konuşan özel hoca tutmuş. buna bizim ekonomik gücümüzde maalesef ki yetmez. dil işini çocuğa bırakmak zorundayız. ancak bir enstrüman ya da spor dalı ile çocukluktan bir temel oluşturabilirim. kendi imkanlarım dahilinde eğer sabırlı olup yapabilirsem buda benim kendi çapımda bir başarıdır. herkes kendi imkanları dahilinde yeteneğine göre çocuk yetiştirebilir. illa üniversite mezunu olup çok yüksek maaşlı işler yapmak zorunda değiliz. berber çocuğuna saç kesmeyi, marangoz ağaç kesip sekillendirmeyi, çiftçi ürün yetistirmesini öğretmeli. çocuklarımız bir çaba ve amaçla büyütülürse hiçbiri kolay kolay ahlaksız, sorumsuz, kötü bir insan olmaz.
  • takdire şayan ailedir.

    beni de ailem sik gibi yetiştirdi ama gidip kıskançlıktan bu çocuğa ve ailesine bok atmak yerine dönüp kendi aileme hesap sorabildim çok şükür. çocukluk travmalarınızın üstesinden gelebilmek için her şeyi karaya boyamanıza gerek yok. hepinize acil şifalar dilerim.
  • challenge haline getirilirse cocuk icin ilerde buyuk felaket olabilecek yetistirme tarzi. ama cocuk hafizasi her seyi almaya musait oldugu icin ve dil ogrenmek cocuk yasta epey kolay oldugu icin bence bu egitimlerin kucuklukten verilmesi cok daha mantikli. akraba ve instagram showlari icin bebeleri zorlamanin manasi yok.
  • çocuk 3 dil konuştuğu için bilingual değildir. ayrıca diğer herhangi bir dili de akıcı konuşamadığı için hiç değildir. sadece 2 yabancı dil bilen 9 yaşındaki bir çocuktur.
  • türkiye de onbinlerce örneği bulunan extra hiç bir özelliği olmayan çocuktur. ailesi taklitçilik üzerinden show yapıyor...
  • 2 ingilizce öğretmeni'nin çocuğu olan kızıma uygulamayı düşündüğüm ama vazgeçtiğim bir eyleme imza atmış ailedir. sonuç da görüleceği üzere oldukça güzel. fakat benim vazgeçme sebebim çocuğumla istediğim gibi konuşamayacak olmamdı.
    insan ana dili olmayan bir dil konuşurken farkında olmadan gerilir. dil seviyemiz ilerdikçe bu stress azalır ama kolay kolay ortadan kaybolmaz. fakat ben çocuğumla konuşurken bunu yaşamak istemedim ve doğal organik bir ilişkiye sahip olmayı tercih ettim.
    yabancı dil konuştuğumuzda araya saydam bir perde koymuş oluyoruz. mesela ben kızıma fıstığım veya şen burda yapoşun dediğimde aldığım ve verdiğim duyguyu yabancı bir dilde bunlara tekabül edecek sözler söylediğimde elde edemiyorum.
    aynı durumu küfürlerle de örneklendirebiliriz, benim için hiçbir zaman fuck you ile senin a.. na koyayım tam olarak aynı olmamıştır. fuck you benim nezdimde net bir şekilde öfke veya nefret karşılıklarına sahip olamadı. çünkü bir kelimenin anlamıyla bütünleşerek kişide ve karşı tarafta oluşturduğu duygu kültüre dayalıdır. o kültürün için de olmadıkça o duyguyu almak zordur.

    bu aile aslında çok zor bir şeyi göze almış ve başarmış takdir etmek gerekiyor.

    insanlar dili öğrenmiş kurtulmuş diye düşünüyor ama o dil sonra da öğrenilebilirdi; esas olarak buradaki başarı iki veya üç bağlamda düşünebilen, kısacası daha zeki bir birey yetişmiş. ama feda ettikleri şey de azımsanacak bir şey değil.

    edit: imla
  • #86257960

    eşim rus, oğlum 2 yaşında iken türkiye'ye döndük. evde rusça, türkçe ve ingilizce konuşuluyor. ana dili rusça ve baba dili türkçe tamam. şimdi on yaşında. yedi yaşında ingilizceye başladı ve iyi gidiyor. hiç bir ek çaba sarfetmiyoruz şimdilik.
  • baskın bir annenin, babayı sindirip el birliği ile bir çocuğun nasıl hayatını karartabileceğinin canlı örneğidir :
    1) ata 3 dil konuşamıyor. aslında 3 dil konuşmaya çabalıyor. türkçesi ortada. ingilizcesinde gramer hataları olduğunu kendi itiraf ediyor. ispanyolcayı da gördük. 2 tane anadili ispanyolca olan 'oyun abisi, ablası' ile bu yaşta akıcı konuşamıyor.
    2) baskın anne etkisi ile atanın cinsel kimliği hala oturmamış. korkarım bu ileride büyük sorun olacaktır. bir çocuktan herşey olmasını bekleyemezsiniz. hem müzisyen, hem sporcu, hem bilimadamı, hem kız hem erkek. annesi bu çocuğun yeteneğinin hangi yönde olduğunu hiç merak etti mi acaba? tabii ki hayır. her şeyde en iyi olan kişi aslında hiçbir şeyde en iyi değildir.
    3) bir de böbürlenme annesi. adam tutmuşsun özel olarak halen amaç dil öğrenmek değil diyorsun. bu neyin havası.
    4) aslında olay şu cümlede saklı. 'çocuğun sırt çantası ile dünyayı dolaşmasını istiyorum' diyor anne. kendisi yapmak isteyip te yapamadığı şeyleri çocuğa yaptırmaya çalışmak. birçok ailenin sorunu bu.
    çocuğun eğilimlerinden bağımsız proje çocuk yetiştirme hevesi hep hüsranla sonuçlanacaktır. bunlar ileride boşanır. ata da hiçbir işte dikiş tutturamaz. yeterince varlık varsa mirasyedi olarak hayatını devam ettirir. bu işten zararlı çıkan baba olacak.
hesabın var mı? giriş yap