• fevkaladenin fevkinde bir khruangbin şarkısı. hatta şu sıralar yaşam kaynağım. şöyle güzel müzikler de dinlemesem temelli ümidimi kesicem hayattan.
  • bi khruangbin şarkısı.
    cómo me quieres ispanyolca "beni ne kadar seviyosun" demek. şarkının bulunduğu albüm con todo el mundo'ya da adını veren cevabı ise "dünyalar kadar" ("with all the world"ün dilimizdeki en yakışık alır çevirisi bence bu)
    grubun basçısı laura lee'ye dedesi hep bu soruyu sorar ve bu cevaptan başka cevap kabul etmezmiş
    şarkıyı ilk dinlediğimdeki hislerimi ve arkaplanındaki bu minik hikayeyi öğendikten sonraki hislerimi hala bu yüzden çok net hatırlarım
  • enfes bir parça, pitchfork kaydı baştan sona bir başyapıt ama ilk parçası como me quieres ayrı güzel:

    https://www.youtube.com/watch?v=q4xkvhanqjk
  • oof of. benimle konuşmak istemiyorsun. anlayamıyorum seni. birbirimizi bu kadar çok severken bu ayrılık nedendi? alma o bileti dedim alma lütfen, gitme. gittin. senle beraber ben de döndüm. orada bana ait bir şey kalmamıştı çünkü. odamıza daha yeni duvar halısı asmıştık. kapıya pink floyd posteri sana da boyaman için ahşap oyuncak araba almıştık kemeraltından. daha çok fırın yemeği yapacaktık beraber, güzel de bir şarap bulmuştuk ki iki kadehte devriliyorduk. peki ya sevişmeler? bari onlara acısaydın. küs gitmedik elbette farkındayım. ama çok küstük biz bu kış. "beni savsaklama sakın" dedin giderken. elimde değildi, istemeden de olsa savsakladım seni. gayet iyi biliyorsun ki burada kalabalıklar içindeki müzmin bekar kostümünü giyiyorum. buz tutmuş mahzenimde sigaramı tellendiriyorum. senin o güzel ellerin bile çıkaramıyor beni buradan. olsun, geri dönecektik zaten. ben 10unda sen 17sinde, izmir'de yine seninle, günler, geceler ve aylar seninle. denizin kokusundayız, mahallenin buğusundayız ve çayın buharındayız seninle diyecektim gözlerine bakarken. 8 gün sonra omzuma uzandığında çalan bu parçayı açacağım sana. "como me quieres" güzel gözlüm, beni nasıl arzuluyorsun?
  • sezen aksu'nun geri dön sarkisindan esinlenilerek yapildigini dusundugum khruangbin sarkisi.
  • uzun hava gibi solosu olan şarkı. mutlu sonla bitmeyen bir dram filminin kapanış sahnesi canlanıyor kafamda. hem de her dinleyişte.
  • akdenizde portakal kokuları eşliğinde sahilde yürüyormuş hissi uyandıran şarkı.
  • erkin koray aka. erkin baba’ya dinletmek istediğim artefakt. benim gözümde böyle ultimate bir erkin şarkısı gibi. sanki babanın bütün çakralarını açsak bu ortaya çıkacak gibiymiş. ecnebilere nasip olmuş. “konunun erkin koray’la ne alakası var ulan?!” diyecek arkadaşlar hiçbir sözüm yok. diğerleri beni anlarlar.
  • şu soğuk istanbul akşamında olur olmaz yine hüzünlendirmiştir.
    bir (bkz: khruangbin) şaheseri
  • benim için karşıyaka izbanıyla ve yaz sıcağıyla özdeşleşmiş khruangbin güzelliği.
hesabın var mı? giriş yap