• osmanlının misafire siktir git demenin alternatif yolları nı bilmediğinin kanıtı olan kişi. hadi osmanlıyı anlarım misafirperverlik falan da bu karl denen kışkırtıcı deyusu anlamam. ulan adamlar sana demirbaş demişler yüzsüzlüğünle taşak geçiyorlar daha ne duruyorsun al eşyalarını çek kapıyı "istenmediğim yerde durmam" de "kafama sıkar giderim" de...
  • osmanlı'da yaşadığı sürede kendisi ve şürekası , "biz aslında isveç'te çok zenginiz, çok altın var bizde" yalanıyla esnafa borç takmış isveç kralı, xıı. karl

    5 yıllık uzun ve maliyetli (prut savaşı ve bender'de kralın askerleri ve esnaf arasında çıkan kavga sonucu ölen 100 kişi) misafirliğinin ardından ülkesine giderken parasını kurtarmak isteyen esnafın bir kısmı tahsilat için bununla isveç'e gitmiş , yanlarındaki koruma askerleri ile birlikte toplu olarak bir kasabaya yerleşmiş (askersson) ve kendileri bir daha geri dönmemiştir. tahmin edeceğiniz üzere askersson ismide türkçe asker den gelmektedir.

    şuan kasabanın güncel ismi askersund'dur . hala isveç'te bu kasabadan olanlara "siz türksünüz" diye şaka yapılmaktadır.
  • türk topraklarında beş yıl üç ay kalan demirbaş karl’ın bu günlerinin hatırası olarak kız kardeşine gönderdiği mektubunda şöyle der:

    poltava’da esir oluyordum. bu, benim için bir ölümdü; kurtuldum. bug (aksu) nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi. önümde su, arkamda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş! su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu. gene kurtuldum. fakat bugün esirim, türklerin esiriyim. demirin, ateşin, suyun yapamadığını onlar yaptılar: beni esir ettiler. ayağımda zincir yok, zindanda da değilim. hürüm, istediğimi yapıyorum. lakin gene esirim; şefkatin, ulüvv-i cenabın, asaletin, nezaketin esiriyim. türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. bu kadar şefkatli, bu kadar âlicenap, bu kadar asil ve bu kadar nazik bir milletin arasında, hür esir gibi yaşamak bilsen ne tatlı!”
  • yenile yenile yenmeyi öğrenen deli petro'nun (ruslar büyük petro der) ordusunun önünden ülkeyi mülkeyi bırakıp öd dışkı kokteyli imal ederek osmanlı'ya sığınması üzerine osmanlı'nın demirbaşı olmuştur. espri filan yaptığımı sanmayın. gerçekten de bu şahıs, osmanlı ile ruslar arasında diplomatik sorun olmuş ve osmanlı hep bunu ülkesine göndermek istese de bir yerlerinden "yusuf, koca yusuf" sesleri gelen şarl abimiz yalvar yakar mülki osmani'de kalmıştır. atsan atılmaz, satsan satılmaz bu adam, daha sonra osmanlı bürokrasisi tarafından devletin demirbaşı olduğu yorumu ile demirbaş şarl olarak anılmaya başlanmıştır.
  • altı yüz küsür yıllık osmanlı tarihinin en ilginç olaylarından birinin baş kahramanı olan kişi.

    osmanlı topraklarında macerası birkaç günlüğüne bilemedin aylığına kalmak için kurduğu çadırla başlamıştır. hatta kendisi için hazırlanan konağı, fazla kalmayacağım zaten diyerek -güvenlik endişesi de var tabii- reddetmiştir. derken günler birbirini kovalamış, kış mevsimi gelmiş ancak kral hala çadırında kalmaktadır.

    bir gün şiddetli bir yağmur sonrasında bunun ve maiyetinin çadırlarını olduğu gibi su basmış ve yaralı hali ile -rus savaşında bacağından yaralanmış ve ameliyatla birkaç kemiğini aldırmıştır- yüzerek canını zor kurtarmış.

    baktı böyle olmuyor, daha yüksek bir muhitte taştan küçük bir kale yaptırmış ve onu yanındakiler de takip etmiş. bu sırada osmanlı ahalisi olanları şaşkınlıkla izlemektedir. hatta - hafif de tiye alarak- bu yapılar topluluğuna karlopolis -şarl'ın şehri - adını vermişler.

    şarl osmanlı'yı sürekli ruslara karşı kışkırtmaktadır ancak bir türlü osmanlı, kendisinin istediği iştahla rusya'ya saldırmamaktadır. hatta prut savaşından sonra osmanlı'nın rusların peşinden gitmemesini bir türlü hazmedememiş ve sadrazama ağır sitemlerde bulunmuştur. bu olayda çariçe katerina'nın ve baltacı'ya verdiği iddia edilen rüşvetlerin etkisi bugün bile konuşulur.

    kralın varlığı osmanlı için iyiden iyiye yük olmaya başlamıştır. kendisine kibarca ülkesine dönmesi salık verilmiştir ama şarl bu olaydan gücenmiş, padişaha da bir mektup yazmıştır. bu kovar gibi tavrın altından rusya ile bir antlaşma çıkacağı endişesi kendisinde baş göstermiştir.

    gitmek için çok 30-40 bin kişilik bir ordunun kendisine lehistan boyunca eşlik etmesini ve 5 yıldır biriktirdiği borçlarına ek olarak yine çok yüksek miktarda para talep etmiştir. bu noktada osmanlı için tek çıkar yol olarak zor kullanmak kalmıştır.

    işin tuhafı, şarl yine pes etmez, direnir. önce padişahın hediye ettiği 19 tane atı öldürür. daha sonra ahçısı, bahçevanı kim varsa ellerine silah, balta vs. verir. masa sandalyeden siperler yapar ve kahramanca savaşır ama günün sonunda ele geçirilir. buradan dimetoka'ya götürülür.

    artık gitmekten başka çaresi kalmamıştır. keiser de "gel benim toprakalrdan geç" deyince kendini güvende hissetmiş ve 5 yıllık misafirliğine son vermiştir.

    not: ilerleyen yıllarda osmanlı borçlara karşılık olarak bir takım isveç gemilerine el koymuştur.
  • büyük kuzey savaşı’nın (1700-1721) ilk sekiz yılında üç saldırgan düşmanının; danimarka, saksonya-polonya ve moskova’nın (rusya) ittifak halindeki ordularını başarıyla yenilgiye uğratan isveç kralı. asıl adı xii. karldır. rusların başkentine yürümeye karar vermişti. gün, deli petro’nun “yenile yenile yenmeyi öğreneceğiz” dediği günlerdi... rusların büyük çarı, aldığı yenilgilerden sonra yenmeyi, doğu ukrayna’da poltava kasabası yakınlarındaki ovada öğrenecekti.

    27 haziran 1709’da, poltava’da ordusu yok olan xii. karl için tek açık yol, güneye doğru uzayıp giden topraklardı. kılıç artığı 1.000 kadar askeriyle birlikte güney topraklarının hâkimi osmanlı imparatorluğu’na iltica eden isveç kralı, osmanlı-rus sınırındaki bender kentine sığınmak zorunda kalmıştı. osmanlı’nın ağırlamak zorunda kaldığı bir konuğu vardı artık. yenik isveç kralı xii. karl...

    başlangıçta, sadece beş gün kalacağını açıklayan xii. karl’ın osmanlı topraklarındaki konukluğu tam beş yıl sürdü! öyle ki, “devlet-i âli” tarafından ağırlanan isveç kralının masraflarının bütçenin hangi kaleminden karşılanacağı konusunda osmanlı maliyesinde sorun çıkmış, sonunda bu harcamaların bütçedeki “demirbaş” kaleminden karşılanmasına karar verilince, kralın lakabı “demirbaş şarl” kalmıştı!

    isveç kralının bender’de başlayan konukluğu sırasında hoş olmayan olaylar da yaşanmıştı. karl ordusunu kaybettikten sonra, siyasi bir mülteci, daha doğrusu “sürgündeki kral” olmuştu. poltava’dan sonra ukrayna bozkırlarına dağılan isveç ordusundan arta kalanlar, savaştan sonraki altı ay boyunca bender’e akın edince, başlangıçta 1.000 askerle bender’in hemen dışında kamp kuran xii. karl’ın çevresindeki isveçliler 10.000 kişiye ulaşmıştı!

    bu zorunlu ziyaretin öyle çok da “geçici” olmadığını anlaşılmış; “demirbaş şarl”ın, bender’in hemen dışında karlstad adıyla kurduğu yerleşim birimi zamanla giderek kalabalıklaşmıştı. bunda, padişah iii. ahmet’in, krala jest yapmak amacıyla, rusların esir alıp pazarlarda köle olarak sattıkları isveçli kadınlarla çocukları satın alıp azat etmesi de büyük rol oynamıştı. sadece bu kadar mı? kralın karlstad’daki kampının çevresinde müstahkem mevkiler istihkâmlar yapılmış, evinden kıyıdaki “kançılarya”sına kadar da bir tünel kazılmıştı. isveçliler yerleşiyordu!

    isveç kralının uzayan konukluğu ve “devlet içinde devlet” kurması, osmanlı’yı kızdırmaya başlarken, isveç cemaatinin bender esnafına ciddi bir borç takması da ortamı fena halde gerginleştirmişti. sonuçta, isveç kralına karşı ayaklanan “kızgın kalabalık”, kent dışında bekleyen yeniçerilerle de birleşerek, isveçlilere “temiz bir sopa” attı. demirbaş şarl’ın da ağır yaralandığı bu “kent savaşı”, isveç tarihinde “kalabaliken-i bender” adıyla geçiyor. duruma el koyan osmanlı, bender’den aldığı xii. karl’ı önce dimetoka’da ev hapsinde tutmuş, ardından da istanbul’a getirtmişti.
  • manyağın önde gideni bu herif.

    sen 15 yaşında kral ol, zamanın 3 büyük devletine karşı savaşıp ordularını hezimete uğrat, üstelik bu savaşların çoğunda ön cephe askerlerinle birlikte çarpış. kış koşullarında bu savaşları kazanmakla yetinmeyip rakiplerini ( ki en ünlüsü deli petrodur) yerin dibine sokmak için başkentlerine girip tahttan indirmeye yelten. rusların en büyük müttefiki general kış yüzünden ukrayna'ya gelindiğinde 80.000 askerin eriye eriye 20 bine düşsün ancak öyle yenil. yine ölme tutup türklere sığın, dağılmış ordunla birlikte şimdiki moldova'da de facto bir kasaba kur, durumdan rahatsız sultanın emriyle konstantiniyye'ye getiril ama sel baskını oluncaya kadar çadırda yatmakta ısrar et. hanedan üyesi bir asil olmana rağmen zamanının çoğunu yeniçeri ve kapıkulu askerlerinle birlikte geçir. 5 yılın sonunda işgal edilmiş ülkene gidip kuzeydeki bir kale kuşatmasında öl. tabi yine ön cephedeki lağımcılarla birlikte cücük gibi durduğun için kafana gelen bir mermiyle. bunları kabile savaşları ya da haçlı seferleri sırasında değil 18. yüzyılda yap bi de.

    şimdiye kadar nasıl filmi ya da dizisi yapılmamış şaşırdım doğrusu. viking oğlu vikingsin karl. şapka çıkarıyorum sana.
  • francois marie arouet de voltaire, kendisinden uzun uzun bahseder, despotluğunu, sertliğini yerer durur ve en sonunda da şunları söyler:

    "tam beş sene süreyle, en geniş anlamında, türk konukseverliğinden yararlandıktan sonra, nihayet 1714 ekiminin ilk gününde, demirbaş şarl, bir posta sürücüsü kılığına girerek osmanlı topraklarından ayrıldı. itiraf etmeliyiz ki, eğer onun davranışlarında bir mantık aramak lazımsa, bu mantık başkalarınınkine hiç de benzemiyor!."
  • 15 yaşındayken 1697'de isveç tahtına çıktığında kendini toparlamış, iç muhalefetin bastırıldığı ve ekonomisi iyileşmeye başlamış bir ülke devraldı. fakat küçük yaşı nedeniyle komşu devletler isveç'e karşı harekete geçme kararı aldı. 1698'de danimarka, isveç aleyhinde bir koalisyon oluşturmak amacıyla lehistan ile ittifak kurdu.(1699) buna rusya da dahil oldu. isveç'in fazla direnemeyeceğini düşündüler.oysa ittifaklar 15 yaşındaki kralın gücünün farkına varacaklardı. 1700 şubatında danimarka holstein-gottorp topraklarına, yazında lehistan livonya'ya, rusya da ingiria ile estonya'ya saldırdı. ingiltere kuzeydeki bu durumun kendisi aleyhine olduğunun farkına vardı ve ispanya veraset savaşlarıyla uğraşmasına rağmen hollanda'yla birlikte isveç'e donanma desteği verdi. genç şarl hatta çocuk şarl, danimarka başkenti kopenhag'ı kuşattı. danimarka barış talebi istedi ve şarl diğer cephelerde rahatlamak için kabul etti.(travendal barışı)

    demirbaş şarl vakit kaybetmeden rusya üzerine yürüdü. kasım 1700'de narva'da rus ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. garip bir şekilde koca rus ordusunu dağıtan şarl, lehistan bataklığına saplandı ve 6 yıl bununla uğraştı. en sonunda galip gelip kuklası durumdaki stanislas leszczynski'yi seçtirse bile 1706'ya kadar süren bu savaş orduyu yıprattı. demirbaş şarl 1708'de moskova üzerine kesin zafer için yürüdü fakat zamanlaması yanlıştı. orada başka birinin yükselişi başlamıştı;
    (bkz: #33213691)

    rus imparatoru büyük petro, isveç ordusunun geçeceği her yeri yaktı, hayvanları öldürdü, yiyecekleri ve evleri yaktı. 1709 kışında isveç birlikleri aç bir şekilde kışı rus bozkırlarında geçirdi. artık demirbaş şarl yalnızca ordusunu kurtarmayı düşünüyordu. ''mareşal kış'' tan kurtulan 20.000 isveç askeri, poltava'da 50.000 kişilik rus ordusu tarafından tamamen imha edildi. 17. yüzyılın en güçlü devletlerinden isveç'in kralı şarl, osmanlı imparatorluğu'na sığındı. 1714'te ülkesine geri döndü. 1716'da isveç'i parçalama planları tekrar yapıldı. 1718'de şarl, danimarka hakimiyetindeki norveç'e saldırdı. fredricksheld kuşanmasında başından vurularak öldürüldü.

    (bkz: nystad antlaşması)
hesabın var mı? giriş yap