• çok partili düzende ilk iktidar sahibi olan demokrat parti'nin, demokrasiyi içselleştirememesi nedeniyle demokrasi tarihine yaptığı çarpık katkılardır:

    [not: işbu entrideki demokrat parti türkiye'de kurulandır. kabesi washington olanlar abd'deki ile karıştırmasın.]

    (bkz: patlıcan dolması nasıl yapılır)
    (bkz: oy vermeyen ili ilçe yapmak)
    (bkz: ismail hakkı) (bkz: #7270031)
    (bkz: tahkikat komisyonu) (bkz: #18318286)
    (bkz: kara cübbeliler) (bkz: #17872451)
    (bkz: siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz)
    (bkz: ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm)
    (bkz: 6-7 eylül olayları)
    (bkz: 23 sentlik askere dair) (bkz: #2215307)
    (bkz: haksız iktisap)
    (bkz: hayır, tenkit zamanı geçti şimdi tenkil zamanıdır) (bkz: #18318161)
    (bkz: millet partisi/#5527269)
    (bkz: 1 mayıs 1959 ismet inönü'ye taş atılması)
    (bkz: seferberlik tetkik kurulu)
    (bkz: ilk hedefler beyannamesi)nin verilmesine neden olmak[bu faydalı]

    ___
    1950’li yıllar, demokrat parti iktidarda, bilecik’te ara seçim var, chp genel sekreteri kasım gülek de aday... ankara’daki “demokratlar” kasım gülek’ten rahatsızlar, adalet bakanı, bilecik savcısı fahrettin oğuz’a telefon eder, gülek’in tutuklanmasını ve ankara’ya gönderilmesini ister...
    eee, ne de olsa demokrasiye yeni geçiyoruz.
    60 yıl geçti, hâlâ alıştık diyemeyiz ya, karşımızdakilere ya yumurta atıyoruz ya da yumruk!
    * * *
    evet, devrin adalet bakanı, bir ara çizmeyi aşar, savcıya çıkışır:
    “sen ne biçim savcısın!?”
    savcı ne biçim savcı olduğunu hemen gösterir “benim görevim bitmiştir!” der telefonu bakanın yüzüne kapatır, yanında olan yargıç adayı kemal gür’e döner:
    “evladım benim gibi yapmaya hazırsan devam et, yoksa adaleti rencide edersin!”
    ___
    http://www.milliyet.com.tr/…010/1226817/default.htm
  • (bkz: gdo)
  • büyük çoğunluğu 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül ve 28 şubat müdahaleleriyle geri alınmış katkılardır. "halk plajlara akın etti, vatandaş rahatsız oldu" şeklinde manşetlerin atıldığı tek parti döneminden valinin karşısına çıkabilen köylülerin olduğu döneme geçiş bazı kafalara fazla geldiği için bu kazanımlar geri gitmiştir tabi ki. demokrasiyi bu ülkeye tanıdıkları bir hak, verdikleri bir lüks olarak gören zihniyetler ancak on yıl tahammül edebilmiştir bu duruma.

    ha diyeceksiniz ki demokrat parti'nin her yaptığı doğru mudur, hataları yok muydu? evet vardı ama bu hataların sebeplerine dürüst bir şekilde bakmak gerekir. birincisi ciddi bir demokrasi ve politik acemilik vardır bütün ülke genelinde. iktidarın zaman zaman yanlış kullanımının her seviyede olması anormal değildir. ne bekliyordunuz yani, kuruluşunun 27. yılında ilk kez demokrasiye geçmiş, hemen hemen bütün yönetici kadroları osmanlı ordusunun subaylarından oluşan bir ülkedeki ilk demokrasi denemesinde dört dörtlük bir örnek mi verecekti size? 87. yılına geldik, ne kadar olgunlaştı demokrasimiz? iktidar olan demokrat parti katkı yapamadı da muhalefet olan chp'nin katkısı ne oldu demokrasiye? öğrencileri kıyma makinesine attılar haberleri uydurmak mıydı katkısı? teknolojik kısıtlar nedeniyle haberlerin gerçeğine anında ulaşmanın mümkün olmadığı dönemlerde asparagas haberlerle halkı galeyana getirmek, orduyu darbeye çağırmak mıydı katkısı?

    adnan menderes, celal bayar, arkadaşları ve demokrat parti'nin demokrasi tarihine katkılarını mı sordunuz?.. hiçbirşey yapmamışlarsa "başlangıç" yapmışlardır, daha ne olsun? sopalı seçim'e katılmak eziyetler altında parti propagandası yapmak, jandarma korkusuyla sandığa gitmek nedir, bilir misin sen birader?
  • cumhuriyet ve onun ilkeleri mi? yoksa onun bir parçası olan demokrasi mi? tartışmalarını bir seçim malzemesi yapmak uğruna sorgulatarak, demokrasiyi milli irade adı altında; "milli irade ne isterse o olur" kutsallığına eriştirmiştir. ve bu kutsallık;

    "siz isterseniz hilafet gelir" mantığına kadar vardırmış işi yine bir süre sonra aynı zihniyetin tezahürü ile laiklik kavramı da " millet istedikten sonra tabi elden gidecek " şeklinde sorgulanmıştır.

    demokrat parti; cumhuriyetin temel değerlerini ve cumhuriyetin bizatihi kendisini -halktan oy almak uğruna-; jakobenlik ve tepeden inmeci yaklaşımlar bütünü diye tanımlama yoluna gitmiş ve 60 senedir aynı edebiyatın ülkemize miras kalmasına yol açmıştır.

    her konuda daha çok özgürlük diye gelmiş.
    ama en çok da basının kendisine muhalif olmasını hazmedememiştir.
    hizmet edememesinin nedenleriyle ilgilenmemiş, muhalefetin ve basının çok konuşmasının önünü almayı tercih etmiştir.
    hizmet edemedikçe basına daha katı kurallar koymuş, ispatlayamayacağın şeyi iddia edersen kapatırım seni demiştir. ki demokrat parti döneminde her gün pek çok gazete yasaklanan meslektaşlarını bembeyaz boş bir sayfayla anayım derken, kapağı her gün bomboş çıkartmaya başlar olmuştur. çünkü her gün ayrı bi gazete ayrı bi yazar ceza almaktaydı.

    ki gene bıraktığı miras, hiç bir şey yapamayan bir diğer günümüz iktidarınca da sahiplenmiştir.
    yani hizmet edememenin sonucu muhalif bir basın olmamalı anlayışı bu iki iktidar zihniyetinin de ortak fikri olmuştur.
    bu yüzden basın gerçekleri saklamalı bize engel oluşturmamalı anlayışı hakim olmuştur.
    iki zihniyetinde; " muhalif basın en büyük demokrasi engeli " düşüncesine sahip olduğunu söyleyebiliriz.

    demokrat parti; demokrasiyi daha kendi içinde içselleştirmeden oy alma kurnazlığı için kullanmış, hizmet edemedikçe "ayıp oluyo ama milli iradeye karşı çıkmış oluyorsunuz" noktasına indirgemiş. basına, muhalif düşünceye, radyoya kendi propagandalarını empoze ederken, itiraz sesleri yükseldiğinde milli irade bizi buraya getirdi noktasında bir "eleştirilemez"lik kavramı yaratmıştır.

    demokrasi tarihine kattığı yegane şey; milli irade ve o ne derse o olacağı anlayışı. onların diyecekleri cumhuriyetle çelişebilir şeklinde endişelerini belirtenlere ise siz jakobensiniz deme anlayışıdır.

    elmayı ortadan ikiye de bölsek, bir kısmı bizi iktidar yapmaya zaten yeter argümanı demokrat partinin en büyük olayıdır.
    ve elmanın diğer kısmını jakoben-elit-faşist diye yaftalayarak kendi işe yaramaz zihniyetine kin duydurmaya yetmiştir bu.
    hala demokrat partinin ülkeyi kutuplaştırma pahasına tercih ettiği; "milli irade ne derse o'cular" ile " önce cumhuriyet " kapışması tam sürat devam etmektedir.

    bu bakımdan diyebiliriz ki, türkiye demokrasi tarihinin başlangıçı olan demokrat parti öyle sağlıksız bir demokrasi kavramı geliştirmiştir ki, hala onun ceremesini öde öde bitiremedik.
  • rütbeli maaşlarına zam yapmamaktır.
hesabın var mı? giriş yap