• vücuttan atılmayı bekleyen zararlı toksinlerden arınma yöntemidir. diyetisyenden profesyonel yardım almak dışında evde uygulanabilecek basit ama etkili yöntemlerinden biri de bir şişe suya eklenen sebze ve meyvelerdir. birkaç dilim elma, salatalık, havuç ya da biraz maydanoz ve bir dilim limon gibi arındırıcı yiyecekler bir şişe suya eklenip günde birkaç bardak bu sudan içilirse etkisi hızlı bir şekilde görülür ve hem vücudun hem ruhun hem zihnin toksinlerden arınmasının rahatlığı nesnel olarak hissedilir.
  • hiç insani bir arınma sistemi değil.

    jon favreau'nun chef filmindeki gibi kahvaltı hazırlayan bir insanın, kalkıp bu tür bir arınma yöntemine öyle hemen adapte olması zor.

    https://www.youtube.com/watch?v=gbdugdxx7ww

    çok güzel bir gün... kahvaltıda yeşil smoothie, yaşasın!!

    güneş bütün hareleriyle yatağıma doğsa, yeşil smoothieyle başlanılan hiçbir gün güzel olmaz.

    vücudumun gerekli bir prensibe girmesi için ilk etapta böyle bir arınmaya ihtiyacı var. aklımdaki şeyleri yapmak içinse, disiplinli bir vücuda benim ihtiyacım var. sonuç? 7 gün boyunca uyulması gereken detoks programının makyavelizm temelli çıkar ilişkisi.
  • vücuttaki *'leri atma yoludur. zayıflamaya yardımcı olur. bir su şişesinin içine salatalık, limon, misket limonu, üzüm, kayısı, kiraz doğranıp atılır ve beklenir. bir süre sonra suyu içebilirsiniz. gözlerimle salatalığın diğerlerine göre daha fazla kilo verdirdiğini gördüm.
    detoks suyu tarifi
  • tam bir saçmalık.

    sizin akciğeriniz, böbreğiniz, karaciğeriniz düzgün çalışıyorsa atmanız gereken herşeyi atıyorsunuz.

    toksik dozda bir şey aldıysanız zaten bu sizde bir hastalık olarak karşılık bulacaktır ki bunu dietle falan atlatamazsınız; şelatör ilaçlar, plasmaferez hatta diyaliz bu işler için var.

    özetle çok bilimsel olmayan eğlencelik bir durum, çok ciddiye almayın detoks lafını. hatta bu kelimeyi kullanan özellikle tıp doktoru ise uzak durun.
  • en önemlisi insan detoksudur.hayatınızda ki pislikleri atın.ben bugün yaptım mesela ve kesinlikle tavsiye ederim.
  • kilo verme macerasinda her seyi denemis bir gariban olarak yarin yeni baslayacagim uygulama. son iki haftadir bir istah bir istah. diyetisyene gitmeden once 1.5 iskender gomersen ne ise yarar dimi? ve ayni gun nasilsa spinning yapcam eritirim
    diye durum yemek? bu nasil pis bir istahtir. aylardir yemedigim kadar yemek yiyesim geliyor. o sebeple kendime dur demek icin detoks yapmaya karar verdim. feci halde motive oldum su an. vatana millete hayirli olsun.
  • vücudun en çok enerji harcadığı aktivite sindirim olduğu ve detoks ile min. 3 gün sıvı beslenildiği zaman; vücudun sindirime harcayacağı o enerjiyle kendine dönüp gereksiz gördüğü ( toksinler oluyor) yapılara saldırıp dışarı atması durumudur.

    aynı etkiyi 18 saat birşey yemediğinizde de vücudunuz kendiliğinden gerçekleştirir.
  • geçenlerde yekta kopan "belli bir süre hiç 'ama' dememeye çalışın" yazmıştı. dikkate aldım. 4-5 gündür 'ama' detoksundayım. gelen topları göğsümde yumuşatma gayretindeyim.. bu detoks sayesinde sosyal medyanın yan etkilerini vücuttan atıp, muhakeme ve mutabakat köprülerini yıkan muhalefet etme taşkınlığına karşı zihnimi arındırmayı hedefliyorum. neticede ara kablolar ne kadar sağlam olursa olsun zihin ve ağız arasındaki ana kablo bu gibi gözle görülmeyen yan etkiler sebebiyle zedelenince ara kablolara da tesir ediyor. her şey kelimelerle başlar..
  • işi gücü bırakıp bu entryi girmeye geldim.

    20 kilo fazlanız yoksa 3 gr eriyeceğim diye detoks yapmayın. çıkıp 2 gün yürüseniz daha faydalı.

    2 hafta kadar önce, en koşturduğum en yoğun günlerimde tam bir aptal gibi verilecek 1 kilom için detoks yapma hatasında bulundum. bakın ben bunu sonradan anladım, o an bilsem yapmazdım eminim.

    ananas detoksunu iki gün yaptım. sabah kahvaltıda haşlanmış yumurta ve bir küçük parça peynir, öğlen ve akşam yemeğinde ise yarım ananası yoğurtla karıştırıp yenen bir detoks çeşidi. iki gün geçti ben 1.5 kilo verdim. o iki gün içerisinde bol bol maydonozlu naneli tarçınlı su içtim. sonunda 1.5 kilo ile birlikte saçlarım da gitti. baya sanki oryalle günlerce beklemiş gibi kuruyup elimde kaldı saçlarım. kendi kendime kakül kestim mecburen, öyle bir kurumak. bu detoksun benim görebildiğim etkisi, eminim göremediğim zararları da olmuştur bana.

    şimdi bu satırları tereyağ sürdüğüm kızarmış ekmeğimi yerken yazıyorum. mutlu muyum evet hem de çok, varsın 2 kilo fazlam olsun. bir daha da detoks yapmam. şu sıra sağlıklı yağlar tüketmeye çalışıyorum ki saçlarım toparlansın. biraz biraz etkisi oldu ama daha çok uğraşmam gerekli.
  • detoksifikasyon maddelerden arınma anlamına gelir. vücudumuz terleme, idrar yapma, dışkılama, solunum ve safra oluşumu ile bedende normal metabolizma süreçleri sonucu oluşan toksinlerden arınmaktadır. normal metabolik faaliyetleri sonucu oluşan toksik ürünlerden başka vücudumuzun karşılaştığı ruhsal ve fiziksel stresler, çeşitli enfeksiyonlarla mücadele sonrası oluşan zararlı metabolitler de böbrekler, karaciğer, akciğer ve deri gibi birçok organın ortak çabası ile vücuttan uzaklaştırılmaktadır.

    şu veya bu şekilde bedenimizi kirleten çevresel toksinleri gideren detoksifiye edici yöntemleri (detoks kürleri) ve araçları kullanmamız sağlıklı ve uzun bir yaşam için gereklidir.

    vücudumuza zarar veren bu maddeler; dokularımızın, organlarımızın, hücrelerimizin ve hücre içi organellerin başlıca düşmanlarıdır.

    çevremizin ve bedenimizin ürettiği toksinlere karşı detoks sistemlerimizin yetersiz kalması halinde toksin yükümüz artar, yorgunluk, güçsüzlük, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırı uyku ya da uykusuzluk, kas ve eklemlerde gerginlik, ağrı ve güçsüzlük, sinirlilik, bunaltı hissi gibi birçok sağlık sorunu ortaya çıkar.

    aslında, vücudumuz terleme, idrar yapma, dışkılama, solunum ve safra oluşumu ile bedende normal metabolizma süreçleri sonucu oluşan toksinlerden korunmayı çok iyi bilmektedir. bedenimizin normal metabolik faaliyetleri ile oluşan toksik ürünlerden başka karşılaştığı çeşitli ruhsal ve fiziksel stresler, çeşitli enfeksiyonlarla mücadele faaliyetleri sonrası oluşan zararlı atıklar da; böbrekler, karaciğer, akciğer ve deri gibi birçok organın ortak çabası ile vücuttan uzaklaştırılmaktadır.
    her yıl insanlar, topraktan, sudan, soludukları havadan ve aldıkları gıdalardan binlerce kimyasal toksik ve zehirleyici maddelerin etkisi altında kalmaktadırlar.

    bu zehirleyici maddeler insan organizmasında, beden direncinin azalması veya yok olması, hormonsal dengesizlikleri, sinir sistemi bozuklukları veya direnç kaybı, fizyolojik dengesizlikler ve hatta geriye dönüşü olmayan hastalıklar (kanser) gibi çok çeşitli ve farklı belirtilerle kendilerini gösterirler.

    bilinçli olmamıza rağmen çoğu kez günlük aldığımız gıdanın yüzde on'u kadar olması gereken hayvansal proteini daha fazla tükettiğimiz gibi bunun yanında kafein, alkol, yağlar, bilinçsizce kullanılan ilaçlar, özellikle antibiyotikler ve bedene dışarıdan sokulan diğer sağlıksız ürünlerin çokça kullanılmaları, yaşamın ileri dönemlerinde kalp-damar problemleri, artiritis denen eklem hastalıkları, aşırı kilo, diyabet gibi baş edilmesi zor olan birçok sorunlarla bizi karşı karşıya bırakabilir. birkaç tanesini saydığımız bu zararlıların, organizmadaki hücre fonksiyonlarını yavaşlattıkları hatta çalıştırmadıkları bilinmektedir.

    bedenin detoksifikasyon ile öncelikle hücre sağlığını kazanmak amaçlanır. yıllardır aldığımız besinler bağırsaklarımızda yığımlanmaktadır. yukarıda tanımlamaya çalıştığımız toksik maddeler bağırsak floramızı bozarak bağırsaklarımızın normal görevini yapamaz hale gelmesine neden olmaktadır.

    doğal olarak beden kendisine zararlı olan toksinleri karaciğer, böbrekler, idrar, dışkı, solunum yolu ve ter ile deriden atarak temizler ve kendisini arındırır.

    ancak özellikle ikinci dünya savaşı sonrası endüstrinin giderek gelişmesi ve sanayi kuruluşlarının yaygınlaşmasıyla beraber gelen petrol-kimyasal devrim, toksinlerin, insan metabolizmasının kendini temizleme sürecinden çok daha hızlı yığımlanmalarına yol açmış ve organizma kendi kendini temizleyemez hale gelmiştir.

    çağımızda özellikle metropollerde yaşayan insanlar endüstriyel kimyasallar, pestisit diye tanımlanan tarımda kullanılan zehirli maddeler, elektromanyetik kirlenme, gıda katkı maddeleri, yanlış beslenmeden kaynaklanan aşırı asit birikimi, ağır metaller, anestezik maddelerin ve özellikle bilinçsizce kullanılan ilaçların kimyasal kalıntıları, toplumca legal kabul edilen drogların ( alkol, tütün, kafein ) kalıntılarıyla beraber illegal drogların (eroin, kokain v.s. gibi) kalıntıları, ruhsal dünyamızda yaşanılan sorunların ağır yükünden oluşan çok karmaşık bir kokteylin etkisi altında yaşamlarını sürdürme çabası içindedirler.

    metropollerdeki standardın üzerindeki hava kirliliği, çevre kirliliği nedeniyle içme sularında kurşun, cıva gibi ağır metallerle beraber yedi yüze yakın yabancı maddenin aşırı oranda bulunmasıyla beraber onbin'e yakın solvent, emülsifer, gıdalardaki koruyucu katkı maddelerini bedenimizde yıllarca taşımaktayız.

    bununla beraber özellikle ülkemizde çoğu gıda maddesi üzerinde maalesef içeriğinin yazmaması durumu daha da ağırlaştırdığı gibi özel besi çiftliklerinde yetiştirilen kanatlılar, balıklar ve diğer canlılarında kimyasal katkılarla beslendiklerini unutmamak gerekir.

    diğer taraftan dünya denizlerinin sanayi nedeniyle giderek kirlenmesi, bunun ülkemizde de özellikle karadeniz’den gelen sanayi atıklarının marmara denizini ve dolayısıyla boğazları ve kuzey ege denizini de ciddi şekilde tehdit ettiğini ve buralardan elde edilen besinlerinde yoğun olarak tüketildiğinde düşünecek olursak bedenimizde, organizmamızdaki toksik maddelerin ne denli yoğunlaştığı hakkında ciddi endişelerin oluşacağı bir gerçektir.

    gerek havadan, gerek yediğimiz ve içtiğimiz maddelerden aldığımız toksik maddeler zincirine tüm petrol ürünü yakıtların atıklarını, evlerde kullanılan temizleyicileri, kuru temizleme maddelerini eklemeyi de unutmamak gerekir.

    dünyamız kirlendikçe bedenimiz bir filtre gibi bu kirlilikleri süzmekte ve bu toksinler bizim fizyolojik fonksiyonlarımızı bozmaktadır. gerek aldığımız gıdalardaki kimyasallar, içtiğimiz sudaki zararlılar ve bunların yanı sıra yaşadığımız iç ve dış mekânlardaki elektronik ve kimyasal toksinler sürekli olarak bedenimizde süzülerek yığımlanırlar.

    günümüzde bilinen bir gerçek ise bu biyo-akümülasyonun ( bedenimizde yığımlanan yabancı maddeler ) ciddi bir şekilde gerek fizyolojik, gerekse psikolojik sağlığımızı tehdit ettiğidir.

    yıllardır bu konu üzerinde yapılan çalışmalarda, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin ve bununla beraber doğru çalışan eliminasyon sistemlerinin gerek sinirsel gerekse fizyolojik ve psikolojik olarak insanın dışarıdan gelen bu toksinlere karşı daha dayanıklı olduğu ortaya konmuştur.

    dolayısıyla sağlıklı ve dinç bir yaşam için bedene dışarıdan bilinçli bir şekilde yardım etmek ve organizmadan toksinlerin atılmasını sağlamak gerekir.

    çevre kirliliği ve elektrosmog sağlığımızı tehdit eden önemli bir sorundur!

    elektrosmogun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri

    çevrenin kirletilmesinin yoğun eleştirilere sebep olduğu günümüzde, elektromagnetik çevre kirlenmesi artan radyo ve tv kanalları ve cep telefonları nedeniyle gündeme gelmiştir. elektromagnetik alanlar (ema) insan organizmasında büyük ölçüde karışıklığa sebep olabilirler. insan sinir sistemi 500.000 km uzunluğu, 25 milyar sinir hücresi ile dev bir elektriksel donanıma sahip muazzam bir elektronik sistemdir.

    bedeni fonksiyonların hepsi 1–250 mikro volt arası çok küçük gerilimli elektrik uyarıları ile devam eder. ema’nın dışarıdan bu hassas sisteme tesir etmesi durumunda, doğal sirkülâsyon zarar görebilir. dolaşım sistemi ve sinir sisteminde buna bağlı bozukluklar ortaya çıkabilir. vücudun bağışıklık sisteminin sürekli zayıflamasının “ kanseri artıran bir etki”yapacağı da artık tıp tarafından kabul edilmiş bir konudur.

    ema’nın iki tür biyolojik etkisi vardır. birinci kısım kısa zamanda hissedilen etkiler diyebileceğimiz baş ağrıları, göz yanmaları, yorgunluk, halsizlik ve baş dönmeleri gibi şikâyetlerdir. ayrıca gece uykusuzlukları, gündüz uykulu dolaşım, küskünlük ve sürekli rahatsızlık nedeniyle topluma katılmamak gibi neticeler de literatürde rapor edilmiştir. diğer bir etki ise moleküller ve kimyasal bağlara, hücre yapısına vücut koruma sistemine yaptığı ve uzun sürede ortay çıkabilen etkilerdir.

    detoksifikasyon nasıl yapılır?

    detoksifikasyon olarak adlandırılan bu işlem, birkaç yönlü olarak düşünülmelidir. bunlar;

    özel diyetlerle vücudu arındırma ve belli sürelerde doktor kontrolünde su,
    nöralterapi
    manyetik alan tedavisi
    ortomolekülar tip
    sebze suyu ve meyve suyu rejimleri,
    vücudu toksinlerden arındıran ve temizlenmesine yardımcı olan bazı vitamin ve aminoasitler
    biofoton terapi
    bitki çayları ve bitki rejimleri,
    şelasyon tedavileri,
    homeopatik tedaviler,
    yosun banyoları,
    sauna, hamam, kaplıca veya hipertermik seanslar (terleme)
    kolon temizleme ( kolon hidro terapi)
    ozon uygulamalarıdır.

    her 35 yaşına gelmiş insanın yılda bir kez kapsamlı gaita analizi yaptırarak bağırsak florasının durumunu görmesi son derce önemlidir. bağırsak florasının düzenlenmesiyle toksinlerden arınmış bedenin regülâsyon kapasitesi artacaktır. daha duru ve süratli düşünecek, unutkanlıklardan arınacak, stres'e karşı toleransı artacak ve daha az sinirleneceği gibi aynı zamanda bağışıklık düzeyi yükseleceğinden daha az hastalanacak, enfeksiyonlara direnç gösterecek, daha verimli, daha sağlıklı ve sorunsuz bir yaşam sürdürecektir.

    her birey bir diğerine göre farklı bir yapıya sahip olduğundan hastalıklara ve diğer dış etkenlere nasıl farklı reaksiyonlar veriyorsa toksinlere karşıda kişiler farklı reaksiyonlar verebilirler. bazılarının bedenleri toksinleri daha kolay elimine etme özelliğine sahipken bazılarının metabolizmaları bu fonksiyonları yerine getirmekte istenilen duyarlılığı gösteremez. bu nedenlerle kişinin bedeninin ne zaman detoksifiye edilmesinin gerekliliği kişinin metabolizmasına bağlıdır.

    bununla beraber unutmamak gerekir ki buradaki diğer önemli faktör metabolizmadaki toksinlerin seviyesidir.
hesabın var mı? giriş yap