• dale beran'ın yazısını kendi düşünceleri gibi paylaşıp durmuş arkadaş: https://medium.com/…-apocalyptic-genre-fda7f6900942

    düşüncelerde haklılık vardır/yoktur ayrı da kaynak göstereydin be kans. kib. bye.
  • ınterstaller ile ilgili yazdığın yazıyı okudum. sen haksızsın ve sana laflar hazırladım.

    başlığına yazdığı son yazıda tezini desteklemek için koyduğu ekran görüntülerine getirdiği yorumlar ya hastalıklı bir beynin ürünü ya da çok dikkat çekmeye çalışan bir troll olduğunun kanıtı. 'bu sahnede birşey yok mu' 'bu sahne size de tekinsiz gelmedi mi' soruları saçmalık hatta irrite edici. bir kız babası olarak söz konusu sahnelerin hiç biri tekinsiz gelmedi ve hiçbir şey de yok. ortada olan şey kendisinin rahatsızlığı ve 3 5 tane salak saçma entrysinin sözlük tarafından reklamının yapılması.
  • erkekse eğer ve kızı olsa kesinlikle elini tutamayacak ya da sarılamayacak yazar. çünkü normal gelmiyor. kendi deyimiyle bir baba kızına sarılsa ya da elini tutsa tekinsiz bir davranış sergilemiş oluyor.
    o kadar zorlama çıkarımlar ki bunlar. freud kalkıp gelse "abartma amk" diye fırçalar yemin ederim.
  • verdiği yanıt her şeyi daha da karmaşıklaştırmış, benim de bu başlığa ikinci kez yazmama neden olmuştur. dediğim gibi, ben psikoloji uzmanı değilim, iyi bildiğim bir konu olduğunu da öne sürmüyorum ama bilimsel yöntemi biraz bilirim. eleştirimi bunun üzerine kuracağım. bu girdinin ardından beni sırasını savmış sayın, çünkü iş bir noktadan sonra kuyuya atılan bir taşı çıkarmaya çalışmaya dönüyor.

    filmden ekran görüntüleriyle 'şu şudur, bu budur, sizce şu doğal mı?' gibi sorular sorduğu bir girdi döşenmiş yukarı. çalışma yönteminin doğru olup olmadığını anlamak için çok basit bir soru-yanıt yapalım: diyelim ki 'hollywood sinemasında ensest' diye bir kitap var* ve siz bu kitabı bilgilenmek için alıyorsunuz. bu illaki bir tür yüksek lisans, doktora çalışması olmak zorunda değil ama bir sav öne süren, bunu açıklamasını ve size bir şeyler öğretmesini beklediğiniz bir kitap. ama kitabı bir açıyorsunuz, sürekli 'bakın, dememiş miydim?' gibi açıklamalarla sunulan fotoğraflar var filmlerden alınan. 'bu size tekinsiz gelmiyor mu?', 'hayır siz niye böyle bir sahne çektiniz ki?' gibi sorular filan yazılmış. hatta filmden çekim hatalarını da almış, 'bakın film bize yalan söylüyor!' diyor. okur musunuz kardeşim o kitabı?

    çalıştığı yöntem, michael sikkofield gibi internet komplo teorisyenlerinin çalıştığı yöntemdir. yani bütün bilimsel sözvarlığını kazıyınca altından michael sikkofield çıkmıştır. aslında bizim de tarih biliminde karşılaştığımız çarpıtmaların yandan yemişidir bu yöntem**. bir sav ortaya atılır, bunu dayandırmak için bağlamından çıkarılan veya yeni bağlamlar yakıştırılan kanıtlar kullanılır, bu sırada gerçeğin bütününe etki eden ve ilgili savı yanlışlayabilecek başka kanıtlar özenle gözardı edilir. birinci çarpıtma, kanıtların oturtulacağı düzlemi yaratırken yapılır, yani aslında uydurma bir taban oluşturulur, ikinci çarpıtma da kanıtları oraya oturturken yapılır, yani kanıtların anlamı değiştirilir ve denir ki, 'bakın, bu gösterdiğim şey şu anlama gelmiyor mu?'

    peki, geliyor mu? yani vites tutuş sahnesinin patolojik aşırılığa eğilim yarattığını biz söylemiyor muyuz? veya drone kovalama sahnesinin bir babanın sorumsuzluğu olduğu bizim yakıştırmamız değil mi? öyle bile olsa bunun kanıtı 'bu da size tekinsiz gelmedi mi?' diye sorduğumuz sahneler olabilir mi? bir babayla bir kızın aynı yaşta buluşmasının tek açıklaması ensest midir, ensestin kuraltanımazlığından bunca dem vurduktan sonra ensest ilişkinin haklı bir temele oturtulmak için uğraşılması akıl karı mı? uzayla, yok oluşla, yıldızlararası yolculukla geçen bir filmde 'do not go gentle into that good night' şiiri nasıl olup da simgeleye simgeleye ensesti simgelemektedir? bir babayla kızının sarılarak oturmasının tek açıklaması ensest midir? ensestin kanıtı olan, dudak dudağa kalınan* bir sahne nasıl olup aynı zamanda ensest arzulardan vazgeçilen sahne olabilir? yahu matt damon niye ölüm dürtüsü arkadaş? bunu film mi söylüyor? hayır, biz söylüyoruz. bunu dedikten sonra adamın her hareketini her türlü yorumlayabiliriz zaten.

    yukarıda da dediğim gibi, internette örneğin illuminati'nin veya çok iyi bir örnek olarak chemtrails'in varlığını kanıtlamaya çalışan hemen hemen herkese bakın, aynı yöntemle çalıştıklarını görürsünüz. doğruluğu kuşkulu bir şey söyler, sonra onun üzerine kanıt diye bir şeyler yığıp durur, siz daha ilk söylediğini tartışamadan dediğini 'kanıtlamış' olur.

    diagnostic retikul da bunu yapıyor, arada izlememiş olanlar için de filmi mundar ediyor. çünkü üst üste okuduğum ve temel savını bir türlü anlamadığım yazısında her şeyin temeli olarak dayana dayana babanın kızını dikizlemesine dayanabiliyor. oysa biz babanın kızının yaşamına bir pencereden bakmakta olduğunu filmin sonuna dek öğrenmediğimiz gibi, ensest olduğunu savladığı ve ancak bu dikizcilikle kanıtlayabildiği baba-kız ilişkisinin bütün çocukluk ve gençlik döneminde de bu dikizcilik bir önem taşımıyor, çünkü baba kanlı canlı evde duruyor zaten. burada da tek kanıtı da babayla kızın sarılması oluyor.

    bunun gibi açıklar dolayısıyla da bütün açıklamaları sürekli hem filmin içinde hem de kavramlararasında yol tutuşu berbat bir araba gibi sağdan sola kayıp duruyor. yazdıklarını iki üç kez art arda okursanız bu açıkları görürsünüz. sonuçta, bir kez daha, filmdeki baba ile kızın arasında neden bir ensest ilişki olduğu birtakım yakıştırmaların ötesinde kanıtlanamıyor, filmin öyküsünün uydurma alt anlamlarla açıklanması ve her görüntüye başka başka anlamlar yükleme serüveni de ancak komplo teorisyenlerini mutlu edebiliyor.
  • interstellar yorumu beni doyurmamıştır. ensestle ilgili söylediklerinin, alıntıladığı kişilerin ve bunların taşıdığı görüşlerin uzmanı değilim, öyleymiş gibi davranmaya gerek yok. bilimsel bir merakla yazdıklarına göz attım. ensestle ve aile içi ilişkilerle ilgili ayrıntılı bilgi veriyor, bu bilgilerin doğruluk-yanlışlığını konuları daha iyi bilen yazarlar değerlendirecektir. ancak ben yalın bir okur sıfatıyla anlattıkları ile film arasında nasıl bir bağlantı olduğunu anlamadım. alıntıladığı şiire, filmdeki temalara yüklediği anlamlar bana oldukça havada ve zorlama geldi. aynı yöntemle herhangi bir psikolojik-psikopatolojik kavramı herhangi bir filme-romana-şiire vesaire uyarlayabilir ve o yapıtı bir tür yanlışı savunmakla-simgelemekle suçlayabiliriz.

    bir yapıtı veya bir kişiyi yanlış bir şeyi savunduğu veya simgelediği için eleştireceksek öncelikle bu yapıt-kişi ile bu yanlışlık arasındaki somut bağı ortaya koymak gerekiyor. değerlendirmeme göre, değerli dostumuz bunu yapamıyor. dolayısıyla kullandığı bütün terimlere ve söz dağarcığının akademik niceliğine karşın, yaptığı şey hariçten gazel okumak oluyor.

    ekleme: yazdıklarıma verdiği yanıtta önce bir deyimin anlamını sormuş, sonrasında da 'somut bağlantı kurulamıyor' dediğim noktayla ilgili 'bu yöntemle milyonlarca metin yorumlanabilir' yazmış. ben 'yorumlama' değil, 'eleştiri' ve 'suçlama' sözcüklerini kullanmıştım. bilimsel yöntem bilmesek 'ha iyi bari' diyeceğiz. 'ilişki çok nettir' denince ilişki kurulmuş olmuyor, filmdeki baba-kız teması zaten biliniyor, ensestin kanıtı hans zimmer'ın tema bestesi olabilir mi arkadaş? bakınız bunları sormak hollywood savunuculuğu falan değildir, hollywood küresel düşüngü yaymacası yapar, bu tartışmaya açık bile değildir. ben çok yalın bir soru sormuştum: sözkonusu psikolojik kavramlarla filmin somut ilişkisi nedir? ben bunun açıklamasından bir şey anlamadım, bir yanıt verilecekse buna verilmesi gerekir.
  • 5-10 yaş arası çocukların yüzde 55'inin ensest mağduru olduğunu iddia etmiş yazar.

    öncelikle bir filmde babanın kızına bakışına, ooo nasıl da gözlerinin içine bakmış, bu sahne size tekinsiz gelmedi mi? hmmm hatta bakın vites topuzunu kızı tutunca nasıl arzuluyor onu, bu da mı tekinsiz gelmedi? bu adam kesin ensest, siz cahilsiniz, ben freud okudum, siz anlamıyosunuz beni, gibi saçma sapan argümanlar üretirsen çocukların yüzde 55'i degil tamamı ensest mağduru diyebiliriz.

    git az ötede oyna, milletin ayarlarıyla oynama. senin yazdığın şeyleri okuyan adam kızını severken 2 kez düşünür. ruh hastası herif.
  • "tecavüze uğrayanların yarısı 18 yaşın altında, bunların da %40'ı ensest mağduru" şeklindeki veriyi, "her iki çocuktan biri ensest mağduru" şeklinde lanse etmiş kafası karışık kişi.
  • ciddi ciddi yazmış ciddi ciddi de ekşi şeyler'e koymuşlar.

    babam ve oğlum konusunda ne düşünüyor merak ettim mesela "ona bir oda ver baba" dediğinde adam oğlu için oo torunlu fantezi mi oluyor?

    arkadaşta biraz paranoya olduğunu varsayıyorum tamam simge bilimcilik, metafor falan iyidir ama bazen çiçek sadece çiçektir. sanatın yorumlaması kişiden kişiye değişir çünkü her insanın tecrübesi ve hayat bilgisi farklıdır. bu yüzden kendi sanatsal yorumu kendi hayatı hakkında fikir verir. kara delikten bile ensest yorumu yapabilen bu arkadaşa ben pek iç açıcı bakamıyorum.

    shame filmini izlesin arkadaş ondan bol bol metaforik ensest çıkarımlar yapsın elini nolan filmlerinden çeksin freud aşkına.
  • gözümüze gözümüze sokulan vasat yazıları yazan kişi. sanırım bendeki antipatisinin sebebi isteğim dışında yazılarıyla karşılaşmam.

    yaptığı çıkarımlar, ulaştığı sonuçlar, mesnetsiz iddialar... resmen o geleneksel ekşi sözlük'ün muhalif ruhunun hâlâ var olduğunu göstermek amaçlı ancak aslında suya sabuna dokunmayan tatlı su solculuğunun izlerini taşıyan ısmarlama yazılarıyla çok açık bir biçimde sırıtmaktadır. kendisinin topu topu iki üç tane olan ve her biri ekşi şeyler'de en tepede gösterilen boş yazıları da bu sayede parası verilerek gündemde tutulmaya çalışılmaktadır. yoksa "bana ne ne yazarsa yazsın" der, geçerdim.
  • hiç niyetim yoktu ama yazmadan duramadım.
    evvela, ben de psikolojiden vs. anlamam. bu söylem freudien boyutta bu anlama gelir gibi süslü cümleler de kuramam. yalnız okuduğumu ve izlediğimi anlayabiliyorum.

    şimdi söylenen şu:

    ''- benim artık çocuklarım var, sen git
    - nereye ?
    - brand’e

    bir soru daha baba neden gidiyor ? kızının son günlerini beraber geçirmiyorlar ? mantıklı mı ? üstelik kızın çocuklarım var sen git demesi onu bekleyen baba kız için normal bir söz müdür ? çocuklarının olması ile artık baba'ya brand'e git demesi neden ? ve baba neden bu yanıttan sonra terk ediyor ? bir soru daha kızının ailesi neden bu adamla vedalaşmıyor, onla muhattap bile olmuyor ? ''

    oysa sahneyi yeniden izleyebiliriz öyle değil mi? izleyelim: buradan

    konuşma şöyle oluyor:
    -i am here now murph, i am here ( artık buradayım murph, buradayım)
    -no, no parents should have to watch their own child die. i have my kids for me now, you go. (hayır, hiç bir ebeveyn kendi çocugunun ölümünü izlemek zorunda olmamalı. benim çocuklarım benim için burada, sen git)
    -where? (nereye)
    -brand (brand'e)

    bir kere argümanlarından biri olarak, anlamadığın ya da çarpıttığın bir diyalog kullanıyorsun. konuşma senin açıkladığın gibi (benim çocuklarım var artık, ensest ilişkide olamam) ilerlemiyor. zira, çocuklarının, dedelerini görünce duyduğu bir nefret, vs falan da yok sahnede. sessiz kalıyorlar, birbirini o kadar süre görmemiş baba-kız ın aralarına girmiyorlar, kızın ailesinin adamla vedalaşıp vedalaşmadığını da bilmiyoruz, ama sahne akışından, ailenin yatağın öteki tarafından, cooper'in yanına geldikleri anlaşılıyor, zaman atlıyor, pekala da vedalaşmış olabilirler.

    binbir türlü okumak mümkün tabi, istersen kuranın şifresini de bulabilirsin bence.
hesabın var mı? giriş yap