• dna ince zekası ve mizahının tipik örneği bir kitaptır. dirk'in bayan sauskind'e fatura konusunda açıklama yaptığı bölümleri okumaya devam etmek için kitabı sabit tutmak gerçekten çok güçtür.
  • dirk gently serisinin ilk kitabı. kabalcı'dan çıkan sevil cerit çevirisi fevkalade başarısızdır.

    genel olarak serinin iki kitabını ele alırsak; heyecanla alınan kitaplar, okurken zevk vermekten ziyade moral bozuyor. kutsal dedektiflik bürosu'ndan sonra ruhun uzun karanlık çay saati'ni okursanız serinin ilk kitabına şükrediyorsunuz, ikincisi daha da berbat. douglas adams'ın o uzun zekice betimlemeleri, absürt benzetmeleri düşük cümlelerle ve bariz çeviri hatalarıyla ziyan edilmiş. kimi cümlelerde kelime takıları bile eksik, google translate ile mi çevrilmiş çok merak ediyorum. halbuki kabalcı'dan çıkan otostopçu serisinin çevirileri çok iyiydi. hadi insan çevirirken görmeyebilir, basmadan önce de mi kimse okumadı kitabı?

    üşenmesem, hataları tek tek işaretleyip yayınevine yollardım ki niye yapayım böyle bir şeyi? bu insanların maaşlı elemanı yok mu?

    bu entry'nin yazılma sebebine gelirsek; "sabah, bir sabahın başlayabileceği en felaket şekilde başlamıştı ve o zamandan beri olayları doğru dürüst duvar ve iki büyük kemerden meydana geliyordu." cümlesini arka arkaya 3 kere okuyup, hiçbir anlam verememek. sonra dna'nın ilginç kelime oyunlarından biri mi acaba diye birkaç defa daha okuduktan sonra pes etmek. diğer sayfayı bitirdikten sonra aynı sayfanın bir kopyasını daha okuduğunu anlamak ve "başlarım kitabına!" deyip kitabı kenara fırlatmak. aslında kitabı fırlatmamak, ama fırlatmayı istemek.

    bir sene geç çıkaydı da keyifli keyifli okuyaydık. hevesin kursakta kalması da böyle bir şey!
  • kitabın, kabalcı yayınevi'nden çıkan baskısının 74. sayfasının başında geçen diyalogda ("evet,öyle." dedi profesör. "bekle..." yeniden dışarıya çıkıp araştırmaya gitmeye davranan richard'a doğru bir hareket yaptı. "bırak öyle kalsın, uzun sürmez." richard onu kuşkuyla süzdü. "banyoda bir at var diyorsunuz ve bütün yapabildiğiniz burada durup beatles şarkılarının adlarını söylemek, öyle mi?") bahsi geçen şarkıların ne olduklarını belirtme zahmetinde bulunmamış çevirmeni kınıyorum ve ona laflar hazırladım;

    bırak öyle kalsın
    uzun sürmez

    edit: efendi burrfoot der ki; "she came in through the bathroom window şarkısı da geçiyor o bölümde."
  • dramatik bir türkiye gerçeğine kurban gitmiş, yalnızca 15 sayfa okuyan birinin rahatça fark edebileceği şekilde kendisini tercüman zanneden bir meczubun ellerinde türkçe çevirisi heba olmuş kitaptır.
    çok yazık.
  • kitabi uzun yillar once okumustum espriler cok zekice cok hazir cevapti.cevirisi rezaletti diger arkadaslar da deginmis zaten buna ragmen keyifli bir kitapti. dizisine gelince seyredicez gorucez. bizim hayri potir nasi oynamis.
    edit. the man from another earth sayesinda duzelteyim. gene karistirdim bu ikisini. bi ben degilim ama karistiran
  • elijah wood'u lotr harici bir yerde izleyeceğim ilk kez. dizi, ilk bölüm itibariyle gayet ilgi çekici görünüyor.

    bbc referansı da var hem, bbc dizi işini biliyor ya hu.
  • gayet keyifli bir dizi. bir sonraki bölümünü iple çektiren türden.
  • ilk bölümünü seyrettiğim ve sadece

    --- spoiler ---

    çatı katındaki cinayeti gösteren kameranın yolu bile süper olan dizi.

    ha bir de ilk bölüm biterken 10.000 dolar lotodan kazandığını söyleyen kadım 745 nolu odada erkeklerden nefret ediyorum diyen kadın.
    --- spoiler ---
  • inanılmaz güzel bir dizi, kitap. ikisi de muhteşem işte, her neyse ne diyordum, ingiliz mizahı, lotr bağlantısı (evet aktör yalnızca, o da olur), zaman yolculuğu, doctor who ile sherlock holmes arası sallanan bir deli, muhteşem bağlantılar. ay sanırım keyiften dört köşeyim. degmeyin keyfime.
  • şu son günlerdeki can sıkıntıma, moral bozukluğuma ilaç olmuş şahane dizi.
    çok eğlenceli, çok akılcı, çok ilginç, çok renkli karakterleriyle bu yılın en güzel sürprizi.
hesabın var mı? giriş yap