21 entry daha
  • dirk gently serisinin ilk kitabı. kabalcı'dan çıkan sevil cerit çevirisi fevkalade başarısızdır.

    genel olarak serinin iki kitabını ele alırsak; heyecanla alınan kitaplar, okurken zevk vermekten ziyade moral bozuyor. kutsal dedektiflik bürosu'ndan sonra ruhun uzun karanlık çay saati'ni okursanız serinin ilk kitabına şükrediyorsunuz, ikincisi daha da berbat. douglas adams'ın o uzun zekice betimlemeleri, absürt benzetmeleri düşük cümlelerle ve bariz çeviri hatalarıyla ziyan edilmiş. kimi cümlelerde kelime takıları bile eksik, google translate ile mi çevrilmiş çok merak ediyorum. halbuki kabalcı'dan çıkan otostopçu serisinin çevirileri çok iyiydi. hadi insan çevirirken görmeyebilir, basmadan önce de mi kimse okumadı kitabı?

    üşenmesem, hataları tek tek işaretleyip yayınevine yollardım ki niye yapayım böyle bir şeyi? bu insanların maaşlı elemanı yok mu?

    bu entry'nin yazılma sebebine gelirsek; "sabah, bir sabahın başlayabileceği en felaket şekilde başlamıştı ve o zamandan beri olayları doğru dürüst duvar ve iki büyük kemerden meydana geliyordu." cümlesini arka arkaya 3 kere okuyup, hiçbir anlam verememek. sonra dna'nın ilginç kelime oyunlarından biri mi acaba diye birkaç defa daha okuduktan sonra pes etmek. diğer sayfayı bitirdikten sonra aynı sayfanın bir kopyasını daha okuduğunu anlamak ve "başlarım kitabına!" deyip kitabı kenara fırlatmak. aslında kitabı fırlatmamak, ama fırlatmayı istemek.

    bir sene geç çıkaydı da keyifli keyifli okuyaydık. hevesin kursakta kalması da böyle bir şey!
162 entry daha
hesabın var mı? giriş yap