• dishidrotik dermatit ya da dishidrotik egzema.

    dishidroz ise reçete de yazan ismi.

    bir çeşit egzama;

    sebebi tam olarak bilinmiyormuş. deterjan, sabun gibi maddelerle temas tetikleyebiliyormuş. hastalık süresinde mümkün mertebe sudan ve bu cisimlerden temastan kaçınmak şartmış. sıkıntı, üzüntü, stres, depresyon ihtimali arttırırken tedaviyi zorlaştırıyormuş. bolca nikel içeren yiyecek ve içecekler de aynı etkiye sahipmiş (kakao, tahıl, fındık,fıstık). kahve ve çay da keza öyleymiş. alkolden de uzak kalınmalıymış. nikel alerjisi olanlar da nikel objelerden kaçınmalıymış.

    tedavi olarak kortizonlu kremler tercih edilmekteymiş. enfeksiyon durumuna bağlı olarak da antibiyotikli kremler. reçetemde yazan ilaç travocort

    iyileşmesi uzun olabilmekteymiş.

    mışmış mışmış; doktor değilim, hastayım.
  • kendimi bildim bileli hayatımda var olan alerjik egzama. özellikle küçükken öyle büyük rahatsızlık verirdi ki, ellerimi kimse görmesin diye 40 derecelik izmir yazında eldiven takardım.
    aslında herhangi bir tedavisi yok. acıyı biraz olsun azaltabilmek için excipial lipo kullanılabilinir, ancak bu tür kremler elleri terlettiği için hastalığın uzun olan süresini daha da uzatıyor. kortizonlu kremlerin de 10 günden fazla kullanılmaması tavsiye edildiğinden ötürü, neredeyse 4 ay süren bu rahatsızlığı kesin olarak geçirebilecek hiçbir ilaç, hiçbir tedavi yok. tabi işin görüntü kısmı daha felaket. biri görür, bulaşıcı hastalık sanar, iğrenir diye yüreğim hop oturup hop kalkıyor.
    bu hastalıktan dolayı ilk doktora gidişimin üzerinden neredeyse 15 sene geçmiş. ''teknoloji gelişmiştir, bir çaresi bulunmuştur herhalde'' diyerek tekrar şansımı deneyeyim, bir doktora görüneyim dedim. ve yine, yeniden ''olur o öyle, strestendir ehehe'' şeklinde bir cevap aldım. kardeşim ne stresi! ilk 6 yaşındayken olmuş bu, o zamanlar stres mi vardı?
    yıl olmuş 2011, biz hala depresyon hırkalarımızı giyip, kollarını uzata uzata ellerimizi saklamaya çalışıyoruz. işte ben buna üzülüyorum.
  • bulaşıcı değildir. genetik olarak aktarılıyor ve oluşmasının sebebi bilinmiyormuş. çözümü de ne yazık ki yok, uğrayıp gidiyor fakat kendini unutturmadan ziyaretinize yeniden gelen bir hastalık. ellerde ve ayaklarda, deri altında küçük su baloncukları şeklinde oluşup sonra kuruyup, derinin ağzına sıçıyor.
    gözlemlediğim kadarıyla stres baya azdırıyor. şimdilik genellikle birkaç parmak ucumda kümeler halinde ve bir iki minik baloncukla avuç içlerimde ikamet etmekte. kümeler çok büyümedikçe kaşınma yapmıyor, fakat his kaybı yaratıyor ve parmakları kullanmakta sıkıntı yaratma olasılığı var sanırım.
    görüntüsü pek hoş değil, ki benimkiler oldukça küçükler, büyük ölçekte nasıl göründüğünü ve sıkıntı yarattığını tahmin edebiliyorum. önce minik minik su baloncukları oluşuyor derinizin altında, zamanla içleri kuruyup kırmızımsı bir renk alıyor, sonra üstünde ve çevresindeki deri ölüp kuruyup soyulmaya başlıyor. yerinde pembe, hassas bir deri oluşuyor ki zamanla normale dönüyor. küçük ölçekte olduğu için ben sallamıyorum pek geçmesini bekleyip kuruyan deriye vazelin basıp yumuşayıp soyulmasını bekliyorum.
    egzamalı bölgeyi kaşımamak lazımmış bu arada, deri kalınlaşıp fil derisine dönüşebilirmiş, ki şanslıyım benimkiler kaşınmıyor, fakat kaşıntıyı önlemek için çeşitli ilaçlar mevcutmuş, hekime danılışılmalı bu konuda.
    şunu da ekleyeyim, 20 küsür yaşmda ortaya çıktı bende, ki hakkaten de stresin, depresyonun tavan yaptığı zamanlardı ve stresin tek etkisi bu değildi. stress, sıkıntı durumunun vücutta baya yıkıcı etkileri var ki çok ilginç geliyor bana duygusal, düşünsel durumların vucütta bu kadar belirgin değişiklerler yaratması, ruhun bedene zarar verecek kadar sefa pezevengi, huzur müptelası olması filan.
    neyse giderayak hastalığa yeni başlayanlara internette fotoğraflarına bakmamalarını salık veriyorum.
  • egzamanın bir alt türüdür. sıklıkla elde ve ayakta görülür. önceleri deride hafif bir kaşınma hissi oluşur, sonra bu kaşıntı yerini su kabarcıklarına, veziküllere bırakır. bu süreçte deri kesinlikle kaşınmamalı ve su kabarcıkları patlatılmamalıdır aksi taktirde elde bakteriyel enfeksiyon gelişebilir. aman ha, kaşımak yok! gerekli ilaçlar kullanıldığında bu su kabarcıkları iner ve yerini elde kuruma ve soyulmaya bırakır. bu süreç 1-2 haftayı kapsayabilir.

    hastalığın nedenine gelecek olursak bu konuda çeşitli rivayetler ortada dolaşmakta. kimi kişilerde mantar enfeksiyonu sonucu görülürken kimilerinde ellerin veya ayakların çok terlemesi sonucu görülüyor. diğer bir rivayet ise bu kaşıntının strese bağlı ortaya çıktığıymış. ve genelde bahar aylarında oraya çıkan bir hastalıkmış. işin garip tarafı ise kadınlarda , erkeklere oranla iki kat daha fazla görülen bir egzamaymış.

    elleriniz veya ayaklarınız bu haldeyken bulaşık deterjanlarından, solvent içeren maddelerden , su ile temastan kaçınmanız gerekiyor. elleri sık sık yıkamamak lazım. demek oluyor ki titizseniz işiniz var.*

    tedavi olarak kortizon içerikli ilaçlar kullanılmakta. doktora görünmekte fayda var. yoksa sizinle selamlaşmak isteyen birinin eli havada kalabilir.**

    bu illet yüzünden bir hafta insan arasına karışmamanız tavsiye ediliyor. eğer karışırsanız ellerinizi masanın altından çıkaramazsınız. böyle davul gibi eliniz oluyor çünkü. ha olur da elinize ne olduğunu sorarlarsa, bir de açıklarsanız acıma dolu bakışlar üzerinizde gezinir. bulaşıcı olduğundan şüphelendikleri için mümkün mertebe sizden uzak dururlar. yani bu hastalık süreci olan günlerde evde durun siz. televizyon izleyin, film izleyin, kitap okuyun, ekşisözlüğe girin ; girdikçe de beni hatırlayın e mi! hadi iyi günler.
  • 10 yıldır hayatımda var (35 yaşıma kadar yoktu). bendekini yediğim içtiğim ya da stres değil, sıcak tetikliyor.

    biraz sıcak bir ortama gireyim ya da sıcak bir nesneye, sıcak suya dokunayım anında ellerimde çok ufak kabarcıklar çıkmaya başlıyor. 10 yıldır gözlemlediğim kadarıyla bulunduğum ortamda hava sıcaklığının 25 derece olması yetiyor. dışarıdan belli bile olmuyor ama kaşıntısı çok pis.

    soğukta olduğum sürece kesinlikle sorun yok. tek başımayken yazın klimayla kışın da kalorifer kısıp cam açarak rahatlıyorum. ayrıca yaz - kış soğukla ılık arası suyla yıkanıyorum.

    dermovat gibi kortizonlu kremler başlarda çok hızlı rahatlama sağlıyordu ama artık bende işe yaramıyorlar. bir ara bir yakınımın çok iyi gelecek herkes kullanıyor şeklindeki ısrarları sonucunda aloe veralı bir sprey kullandım (aloe first olabilir), bende aşırı ters tepti ve kabarcıklar gözümün önünde balon gibi şişip berbat hale geldiler, bir yere kazayla hafifçe değdikleri anda da patladılar. haftalarca parmaklarımda krater gibi yaralarla dolaştım. bir başka seferinde de eczacımın tavsiyesiyle egzama sabunu diye bir şey denedim, yine aynı şey oldu.

    tıp çözümünü bulana kadar paşa paşa kaşıntımı çekerim. alternatif tıbbın da bitkisel ürünlerin de ağzına sıçayım çok afedersiniz.
  • 3 senedir baş belam olan garip bir cilt hastalığı. farklı kişilerden farklı koşullar altında ortaya çıktığını okumama rağmen bende sadece kış aylarında tavan yapıyor. cildiye doktorumun verdiği krem her ne kadar iki güne kabarcıkları yok etse de bıraktığım anda kabarcıklar tekrar çıkıveriyor. kreme bağımlı oldum sanırım mevsimin sonunun gelmesini bekliyorum şu anda. krem kullanmayınca bi hafta içinde o kabarcıklar deriyi öyle bir oyup mahfediyor ki sanarsınız deri altına asit enjekte edilmiş. elimi ne sıklıkla yıkadığımla da alakası yok her ne kadar doktor “sıvı” sabun kullanmamamı önerse de.
  • ara ara yoklayan lanet bir egzama türü. yaz sıcaklarında artarak çıkmaya başlıyor, bazen gidiyor 1 ay sonra geri geliyor. sanırım bir tedavisi yok beraber yaşamak zorundayız.

    (bkz: tıp bu noktada çaresiz)
  • hamileliğimin son ayında vücudumda ortaya çıkan egzema. kelimenin tam anlamıyla agzima sicmistir. bir kaç gün önemsemedim heralde sinek ısırdı falan diye gecistirdim. fakat gecenin bir vakti kaşıntı ve yanma beni yataktan kaldırınca aha dedim biseyler var. koca göbeğimden ayaklarımı inceleme şansı bulamamıştım ışık tutup bir baktım ki amanın tüm ayağım minik minik su toplamış ve derimi kazarcasina kaşımak istiyorum. sonra ellerime bı baktım o da aynı durumda. sabahına hoopp randevu ve doktora ışınlanma.
    doktor stresten olur dedi, dedim bir stresim yok çok şükür. hamileliğin kendisi başlı başına bir stres, oturamiyorsun, kalkamiyorsun, uyuyamıyorsun, miden sürekli yanıyor yemek yiyemiyorsun vs diyince doktora hak verdim. gerçekten hamilelik başlı başına bir stres yükleyiciydi. hayatımda ilk defa bu döneme de denk gelmesi bunu doğrular nitelikteydi. neyse impetex diye bir merhem verdi bakalım iyi gelecek mi.
  • yazin, bir sebebi de yara bandi alerjisidir.

    aslinda yara bantlarina alerjimin basladigi zaman askerlik zamaniydi. yara bandi bolgesinde siskinlik olusur, ve birkac haftada zor gecerdi. ve cok kasinirdi. o zamandan beri yara bandi kullanmamaya baslamistim zaten. neyse, 10 gun once elimi bicakla kesince pansuman yaptilar, 3. pansumanda elimi sargi beziyle sarip, onu birbirine yapistirmaktansa, kucuk bir sargiyi uzunca bir yapiskanla elime bagladilar. ve 2 gun sonra avucumda ici su dolu, semsert ve inanilmaz kasinti yapan kucuk sivilcemsi seyler cikti. dogrusu otoimmun falan sanmistim, cunku boyle de bir tecrubem olmustu. ancak 2 gun sonra sargiyi yenilemek istedigimde ben kucuk bir bant yapistirinca baska yerlerde de oldu. ve bu sefer 1 saat icinde falan oldu. sonuc olarak internetten plaster allergy dyshidrosis diye aratinca cokca sey de cikiyor zaten. her neyse bilginiz olsun. elma sirkesini seyreltip duzenli olarak surdumse de bana misin demiyorlar, 4-5 kucuk baloncuk birlesip buyuk baloncuk yapiyor, ve su an patlamalarini bekliyorum. kasintiyi geciren tek sey ise evdeki sudocrem oldu.
  • iğrenç bir egzama, 31 yaşımda geldi çıktı ellerimde. kaşıntısıyla ben geliyorum diyor, bir anda altı, yediden fazla baloncuk beliriveriyor. aylardır geçmek bilmedi, sönüyor yine çıkıyor yine çıkıyor.
    uyku düzeni tetikliyor zannetmiştim, günlerdir erken uyuyorum, erken uyanıyorum. dün itibariyle yine fırtladılar.
    üzüntü en çok etkiliyor sanırım, yazdan beri bunlardan kurtulamadığıma göre uzun, çok uzun zamandır mutsuzum demek ki.
    geçmeyecek korkusundayım, umarım geçer.

    edit: yaklaşık 9 ay boyunca bana çile çektirmiştir. kortizonlu kremlere bağımlılık seviyesine geldiğimde ve kremi her bıraktığımda tekrar tekrar nüksettiğinden kafayı yediğim noktada daha önceden bildiğim ama kullanmayı akıl edemediğim bir krem hatırladım. arkadaşlar lr'ın dermaintense isimli bir kremi var, aloe vera içerikli, pembe bir krem. üç gündür kortizon kullanmadığım halde tek bir baloncuk oluşmadı. lr ürünlerini eskiden üyelik olmadan alamıyorduk, şimdilerde tüm e-com sitelerinde görüyorum. benim gibi kortizondan çıldırma noktasına gelen olursa diye not düşmek istedim.

    edit2: maalesef bu krem de üç dört günlük rahatlama sonrası bir boka yaramamıştır. dermovate'la evlendim sanırım, tek çarem o.

    edit3: sinir krizi geçiriyorum artık, kurtulamıyorum siktiğimin egzamasından. şuna çare bulun artık ya, dermovate da etkisini kaybetti; sürüne sürüne kortizon iğne tedavisine gidiyorum, lanet olsun.
hesabın var mı? giriş yap