• kim doğru ki biz doğruyu bekleyelim.
  • hayatta yapılan en gereksiz eylemlerden biri
  • doğru insanı beklerken, yanlış insanlar gelir beklediğin durağa, sen de vakit kaybetmemek için o insanların peşinden gidersin. son durağa gelip, doğru insanı beklemeye başlarsın tekrar. yine gelmediği için tekrardan yanlış insanların peşine takılırsın. tam bu kısır döngüden sıkılıp yalnız başına yürümeye başlayacakken, doğru insanın geldiğini düşünüp büyük bir mutluluk ile onun peşinden gidersin; ancak tam istediğin yere varmak üzere iken benzin biter ve yarı yolda kalırsın. artık ne doğru insana, ne de yanlış insana tahammülün kalmıştır. yorgunluktan ölüyor olsan bile yürürsün tek başına. zaten hep öyle değil midir, tek başına, tek başına.
  • herkes doğru insanı bekliyor da kimse kendine bakıp ben doğru insan mıyım demiyor ilginç. düzgün olun insanlara düzgün davranın sonra iyi bir şeyler bekleyin.
  • yaptığım eylem. sonra kendisini buldum. ama hala da bekliyorum vay arkadaş ne beklemeymiş alışkanlık filan yaptı sanırım
  • kim bilir belki yarın belki yarından da yakın
  • bazen farkında olmadan yapılan şey.

    şöyle ki;

    40’lı yaşlarda, motorsiklet kullanan, rock’tan jazz’ına konserleri mümkün mertebe kaçırmayan, o ülke senin bu ülke benim gezen, yaz tatili/kış tatili için garanti olsun diye aylar öncesinden rezervasyon yaptırıp tatil günü gelene kadar ön tatiller yapan, aynı masaya oturduğumuzda mutlaka bir şeyler kaptığım, ortamların aranan insanı olan, bugüne dek başından tonla flört geçmiş ama evlilik lafı açılınca “sağol cnm ben almayayım” diyen, çocukları çok seven ama çocuk sahibi olmayı asla düşünmeyen; kısacası, özgürlüğünün müptelası bir ablam var. kan bağımız yok ama çok severim kendisini.

    uzun zamandır görüşmediğimiz için ne yapıp ne ettiğini bilmiyordum, roma’da olduğunu yazmıştı gruba en son. geldikten sonra bodrum’u ziyaret edip, rotayı memlekete çevirmiş, gruptan “bu akşam kimse plan yapmasın, falanca yerde toplanıyoruz” yazmış, altına da “bir de sürprizim var.” notu iliştirmiş. haliyle grupta beyin fırtınası yapıldı. en çok ortaya konan tahmin “kesin yurtdışına yerleşecek” şeklindeydi çünkü bunu uzun zamandır istiyordu. belirlenen gece toplandık. ilk başta iş-güç konuşuldu, sonra herkes özel hayatından bir şeyler anlattı, sıra o’na geldi. “ben şimdi bir şey anlatmiyim, biraz daha bekleyin” dedi. biz çok emindik yurtdışı olayından. aradan bir süre geçti, bir adam geldi yanımıza. tipi bildiğin fedon. bronz ten, dağınık kır saçlar, hafif göbek. hülya abla kikirdemeye başladı, adamın elinden tuttu, “biz evleniyoruzzzz!” dedi. hayatta her şeyin olabileceğine olan inancım, bu kadının evlenme bahsi açılınca yıkılmaz tabulara dönüşürdü halbuki. kafamızdaki deli sorulara cevap verir nitelikte şunları söyledi; “ kimse benden böyle bir şey beklemiyordu, biliyorum. ben de beklemiyordum. ama şunu anladım; ben evliliğe değil, biriyle anlaşabileceğime inanmıyormuşum. gördüğünüz bu adam beni dumura uğrattı.”

    doğru insan dediğimiz şey beklenmedik şekilde çıkıyor işte insanın karşısına. sen ne kadar “asla karşıma çıkmaz” desen de, “bekarlık sultanlıktır” naraları atsan da, öyle birinin olmadığına inansan da, hatta “beklemiyormuş gibi” yapsan da.

    not: haftaya düğün var, yakasında “freedom is everything” yazan t-shirt’le halay başı olacağım.
  • kişinin kendisine sorması gereken soruları barındıran hede. neye göre doğru insan? zira insanların çoğu kaşına gözüne orasına burasına takılarak belki de hayat arkadaşı olabilecek kişileri elinin tersiyle itiyor. en başta fiziksel olarak bir çekim olacak evet, bunu göz ardı eden insanların çoğu yalan söylüyor. ondan sonrası karaktere kalmış bir şey.. davranışlar, düşünceler...
  • herkes doğru insanı bekliyor. kimse kendine ben doğru insan mıyım da doğru insanı bekliyorum acaba diye sormuyor.
    doğru insanı sen hak ediyor musun acaba bi onu sorgulamak lazım.
  • beklenilen duragı değiştirmeli bazen.

    bazen de beklemeden taksiye atlayıp gitmeli.

    bazen deeee bir şey gelse bile güzergahı uymuyorsa , beklemeye devam etmeli.

    eğer sizi hedefe ulastiriyorsa gelene binilmeli. burada hedef mutluluk. tabii binilen şey bazen hararet yapabilir, bozulabilir yolda kalabilir. inmek (ayrilmak) zorunda kalabilirsiniz ya da sabırla beklemelisiniz.
    beklemeye devam :)
hesabın var mı? giriş yap