• istanbul ayaginın capa tıp fakultesinde oldugu, dondurucu karlı gunde ayaklara ekstra corap takviyesiyle devam ettirilebilen hak arama yuruyu$udur.
  • aynı gün tekel işçileri, hrant dink suikastinin faillerinin bulunmamasının eylemi, ogün samast'ın yıldızlaştırılmasını kınayan öldürülmüş gazeteci yakınlarının protestosu ile beraber devam eden haklı eylemdir. bu kadar isyan ve eylemin aynı anda olması genelde sesini çıkartmaktan aciz ülkemizin ne hallere düştüğünün ve memleketin nasıl yönetildiğinin bir anlatısıdır. anlaması gerekenler kulaklarını tıkayıp görmem duymam şeklinde gezmeye devam edebilirler. arkaları sağlam nasıl olsa.
  • doktorların haksız eylemi.
  • haksız eylem diyeleri haklı gördüğüm protestodur
  • ben doktor olsam tam gün yasasına içten içe sinirlenir ve yürürlüğe girmesini istemezdim; ama bu konuyu çıkıp da ortalıkta açık açık dillendiremezdim herhalde, utanırdım biraz. amacına ulaşamamasını umduğum eylem.

    edit: protesto sadece tam gün çalışma kısmını içermiyormuş, hükümetin ücretleri minimum şu düzeye getiriyoruz şeklindeki açıklamalarındaki rakamlar gerçekleri yansıtmıyor diyor doktor arkadaşlar. (bkz: akp) tam güne karşı değiliz diyorlar, bu şekilde düşünenlere değil lafımız.
  • başlarına neler geleceğini bilen doktorların haklı olarak yaptığı, doktorların başına ne geleceğini bilmeyen insanların da haklı olarak karşı olduğu protesto.
  • haksız eylem diyenlerin haklı veya haksız değil sadece bilgisiz olduğu eylemdir. sebebi de bakanlık tarafından çok güzel bir göz boyama yapılmasıdır. vatandaşa lanse ettirilen şu:

    "zaten artık istediğiniz hastaneye sevksiz mevksiz gidiyorsunuz; bundan sonra cepten ekstra para ödemeden profesörü karşınızda bulacaksınız, doktorlar özel muayenehanesinde hastayı soymayacak, paşa paşa hastanesinde tam gün çalışacak. çünkü en düşük doktor maaşını 6000-6500 lira yapıyoruz. profesorler filan için bu daha da fazla, 17 bin lirayı bulacak.

    bunu begenmeyen doktor da hasta da nankördür değil mi?

    oysa kazın ayağı öyle değil. aslında olan şu: devlet maaşlarda %15-20lik bir yükseltme yapıyor, ama yasaya göre bundan sonra doktor sağlık sigortasının yarısını maaşından ödeyecek, (yani belki verilen zamdan fazlası gidecek). söylenilen 6000 6500 17 000 rakamları da alınabilecek maksimum dönerler. ama hiç kimse alamayacak, o parayı kazanabilmek için bir doktorun günde 24 saat çalışması bile yetmiyor. on yedi bini alabilen doktor bütün türkiye'de görülmedi.

    eskiden profesöre muayene olmak isteyen hasta fakülteye 150 lira ücret yatırıyor bunun da 20 lira gibi bir kısmı profesöre kalıyordu. aslında komik bir para, bırakın üniversite hocasını, özel muayenehanesinde çalışan işininde iyi bir doktor bir muayene için bundan kat be kat fazla alır. neyse. artık o yirmi lira da yok. hastalar profesöre görünmek için hastaneye para ödemeyecek (ne güzel), bu parayı sosyal güvenlik kurumları hastaneye ödeyecek ama yine profesöre gitmeyecek.
    yeni yasaya göre zaten üniversitelerin asıl gelir kaynağı olan tıp fakülte dönerlerine şimdi artık bir sürü kalem ihtiyaç eklendi. ziraat fakültesinin önüne yapılacak çeşmeyi bile profesör hasta bakarak, asistan nöbet tutarak ödeyecek.

    iyi, güzel, zaten şerefsiz doktorlar çok para kazanmıştı di mi? biraz da hizmet etsinler. hala öyle değil. eskiden aldığı kuş yeminden bile mahrum olan hoca tabii ki hasta bakmayacak. asistanına, yavrucum git bak diyecek. eskiden ben profesöre muayene olmak istiyorum 150 lira bişiy değil diyen hasta artık isteğini gerçekleştiremeyecek. (hatta belki el altından aynı bıçak parası gibi steteskop parası diye bir şey de çıkar.)

    yani hem devlete hem hastaya hem de (çok kötü bir şekilde) doktora giydiren yasadır. tek yararı medicana medipol gibi özel hastanelerin sahibi olan tüccarlaradır (bkz: kim olduğunu bilirsin sen). eskiden mesela iyi bir kardiyoloğa ayda on beş bin veren özel hastane, zaten hiçbir yerde bes bin bile kazanamıyorsun gel ben sana sekiz bin vereyim altı bin vereyim, işine gelirse diyecek. özelde eşek gibi çalışan uzmanın maaşı belki yüzde elli azalacak.

    hastaların özel hastanede cebinden ödeyeceği para artacak. sadece özel hastanesi olan üc bes tüccar daha fazla kazanacak.

    ha bu arada emekli olmuş bir pratisyen hekimin emekli maaşı yaklaşık aylık 700 lira oluyor (asgari ücretten biraz yüksek) emekli profesörün maaşı 1100 1200 civarı.

    bu arada yasada uzmanlık sınavını kazanmış asistanların alacağı maaşa bakacağı hastaya dair hiçbir ifade yok. ne olacakları belirsiz. (sadece nöbet ücretleri artırılacak diyor. eskiden ayda 15 gün hastanede yatıp 120 lira aliyolardi şimdi 300 500 olur belki)

    ben ise lise yillarimi öss çalışmakla 18-24 yaş aramı tıp fakültesinde sürünerek, 24-26 yaş aramı zorunlu hizmette geçirmiş biri olarak ya 26-28yaş aramı askerde doğuda geçireceğim, ya da sonumun ne olduğunu bilmediğim uzmanlığı kazanmak için ders çalışmalıyım. diğer doktorladan daha fazla soru çözüp daha fazla puan almam lazım.

    sonra belki uzman olup uzmanlık zorunlu hizmetine giderim. belki üniversitede kalip çok güzel şartlarda hoca olurum. bazı doktor forumlarını karıştırdım dün. ilk defa para kazanmaya başlayacak olan 45 yaşında bir profesör şöyle diyordu: hayatımın %85i bok gibi geçti. şimdi kalan %15i için ilk defa umutlu iken şimdi hiçbir beklentim kalmadı." hocaların bile psikolojisi böyle iken üzülmek benim ne haddime?

    benim şu anda hayatımın sadece %40-50lik bir kısmı bok gibi geçti hemen yorulmamak lazım.

    ama iyi oldu oh oldu şerefsiz doktorların gözü doymak bilmiyor yahu... hep hasta mı çekecek biraz doktorlar da çalışsın.

    not: bu söylediklerim yasayı biraz okuduktan sonra anladıklarım ve yorumlarımı barındırıyor. benim iyi anlamadığım bir yer varsa ve beni düzelten suser kardeşim olursa buraya eklerim..
  • bazılarının içlerindeki doktor nefretini ve hezeyanlarını kusmalarına fırsat tanımış protestodur. tıp fakultesini kazanabilmek ve tıp fakültesi eğitimini tamamlayabilmek öncelikle ortalamanın hayli üzerinde bir zeka bölümüne (iq) sahip olmayı, bunun yanısıra sağlık hizmeti sunumunu en az iki yıl boyunca 24 saat nöbet tutup ertesi gün hiç dinlenmeden kesintisiz sürdürebilme kapasite ve iradesini, tüm bunların ötesinde muazzam bir özveriyi ve içinde yaşadığı topluma adanmışlık duygusuna sahip olmayı gerektirir. içinden çıktığı halka karşı toplumsal sorumluluklarını unutmadan çalışan binlerce hekimi aşağılamak, olsa olsa içten içe büyüyen aşağılık kompleksinin yansımalarıdır. akıl ve vicdan tutulmasını bir yana bırakarak, bir kez olsun dertlerinin ne olduğunu anlamaya çalışmak insanca bir yaklaşım olacaktır.

    (bkz:http://www.izmirtabip.org.tr/images/son.jpg )
  • her doktoru zengin sananların haksız olarak gördügü protesto.
  • bazı insanlara "o sırtında yük çekenlerin beli agrıyınca iyilestirmeye calişiyoruz" diye cemkirme istegi uyandiran protesto.
hesabın var mı? giriş yap