• empati becerisi düşük insanlar için belki yılda bir gün de olsa varolduğumuzu hissettirebiliriz diye düşünen ailelerin,bireylerin, eğitimcilerin katıldığı bilinçlendirme etkinliklerinin, toplantılarının, sunumlarının gerçekleştirildiği tarih
  • farkındalığı en iyi oluşturan unsurlardan biri de sinemadır. bu yıl gösterime giren please stand by filmini buraya bırakalım ve usulca ayrılalım.
  • dünyada her 20 dakikada 1 çocuğa otizm tanısı konuyor. bugün otizme mavi ışık yak etkinliği ile köprüler ve galata kulesi mavi ışıkla aydınlatılacak. ben de bugün mavilere büründüm, yara bandım bile mavi. sırf bireysel farkındalığı arttırmak için, otizmli bireylerin daha iyi adapte olabileceği sosyal bir çevreye katkı sağlayabilmek için.... dünyayı, yaşamı ve hatta insanlığı farklı bir boyutta ve belki de tanısı olmayan bizlerden daha hassas algılayan güzel çocuklarımız, güzel insanlarımız için bugün bilgi sahibi olmak için ilk adımı atalım.
  • otizm’in farkındayız onların yanındayız.
  • önce çocuk doktorlarında şu farkındalığı iyice oluştursak.

    kızımı uzun süre bağdat cad. gibi bir yerde muayenehanesi olan bir çocuk doktoruna (ki yaşı da var baya) götürdük. tek yaptığı yapmacık bir merhaba arkasından nerdeyse her seferinde kan,idrar,boğaz kültürü, ben aman tırnaklarım uzamasın bir yerine batmasın diye dikkat ederken bu hanımefendide upuzun ojeli tırnaklar. antibiyotik dayamıyormuş diye eşimi yönlendirmişler yoksa her seferinde dedim böyle doktor mu olur diye eşime.

    sigortamız değişti başka bir doktora götürdük adam daha ilk muayenede kızımdaki durumu farketti ve o günden sonra mücadelemiz başladı. ya sigortamız değişmeseydi ne olacaktı? düşündükçe karnıma ağrılar giriyor. erken yaşta eğitim çok kritik bir konu çünkü.

    detaylarına bilmiyorum ama psikyatristin dediğine göre bu konuda çocuk doktorlarının eğitimleri var ve farketmesi lazımdı. nerdeyse tüm çocuklar illaki çocuk doktorlarına daha bebeklikten itibaren götürülüyor bu konunun yakalanacağı farkındalığın oluşturulacağı en iyi yer buralar bence.
  • her şey, farkındalık ile başlar.

    ilk, anne anlar. hisseder o farklılığı. anlatmaya çalıştığında ise pimpirikli olmakla, abartmakla suçlanır. hem zaten falancanın çocuğu da geç konuşmuş. babası da hep kendi kendine oynarmış. bilmem kimin kızı da yaşıtlarıyla sosyalleşmezmiş de şimdi bak, avukat olmuşmuş...

    çocuk doktoru, pedagog,psikolog... kimse diyemedi. sanki dünyanın en kötü şeyiymiş gibi, herkesin "aman canım, olur mu öyle şey" diye geçiştirmesi zaten asıl gecikme sebebi. en başta annenin ve ailenin kabullenmesini geciktiriyorlar. siz, "aman bişeyi yok onun" dediğinizde iyilik etmiş olmuyorsunuz. oysa uyanmadan yola koyulunmaz, yola koyulmadan da yol alınmaz.

    tam dört yaşına kadar kızıma kimseler konduramadı. elbette atipik formda olmasının da etkileri var, sıklıkla hiperaktivite, erken disleksi veya sıradan bir konuşma gecikmesi ile karıştırılabiliyor bu şekli ama isim koymaya bile gerek yok ki? yaşıtları ile arasında anlamlı bir farklılık gördüğünüz çocuğunuzu özel eğitime göndermekten imtina etmeyin. etiketler, kategorize etmeler onun mutluluğundan önemli değil. hangi gelişim alanında eksiklik varsa, erken müdahale ve yoğun bir eğitimle işler yoluna girebilir.

    ama bu noktada bana, çok sevdiğim bir arkadaşımın sözü tokat gibi geldi. acıtan değil, kendime getiren bir tokat. "her gün daha iyi olacak o" dedi ve ekledi "normal olmasa ne olur? o senin kızın değil mi?"

    evet aynen öyle. sınırlarında gezip ara ara ihlal ettiğimiz o "normallik" nedir? değişen yaşam düzeninde kimin ne kadar adapte olduğu, ne kadar kendine yettiği ise önemli olan, tek kaygımız bu olmalı; hayatlarını idame ettirebilecekleri kadar bağımsızlaşmalarına olanak tanımak. bunun da yolu; farket! kabul et! yola koyul!... geç olmadan.
  • 20 yıl sonra 2 veya 3 çocuktan biri otistik doğabilir.

    1985 yılında her 2500 çocuktan birine konan otizm tanısı ,
    2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde ,
    2012 yılında her 88 çocuktan 1’inde ,
    2014 yılında her 68 çocuktan 1’inde otizm görülmektedir.

    sebebi tam olarak saptanamamasına rağmen yıllar boyunca sayılardaki artışa bakılır ise gelişen yemek sanayisi ile paketlenmiş ürünler ile beslenmenin bu artış ile alakalı olabileceği akla gelmektedir.

    2 yıl içinde görülme artışı % 30 artmıştır, artış bu şekilde devam ederse belki 20 yıl sonra 2 veya 3 çocuktan biri otistik doğabilir, hepimizin başına gelebilir.

    farkındalığının ve eğitiminin arttırılması gereklidir.
  • otizmin farkındayız yanınızdayız diyenlerdenim bende. bence zihinsel engel gruplarının içinde en zor grup otizmliler. asperger ya da savant değilse ilerlemenin en zor olduğu grup yine otizmlilerden oluşuyor bana kalırsa.
  • geçen yıl yazmışım başlıkta, bu sene farklı bir yerden bakacağım olaya.
    otizm bir hastalık değil, dereceleri olan bir farklılık. otizmli çocukları olan aileler için türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde yaşam daha zor.
    teşhis alıp tedaviye başlamak bir mesele.
    bu aşamayı başarıyla geçtiyseniz asıl sorun okul çağında başlıyor.
    normal eğitim mi, özel eğitim mi, özel eğitim alt sınıfı mı? bu karmaşada bir süre gel gitler yaşanıyor. sizi ram'a* sevk ediyorlar. ram'da mesleki yeterliliği belirsiz biri, çocuk hakkında hiçbir fikir edinmeden, çocukla iletişim bile kurmadan test odasına alıyor.* benim oğlum ordaki sonuca göre sınır zihin çıktı. sonra doktoru tarafından test tekrarlandı ve alakası yok denildi. özel eğitime gitmeli mi gitmemeli mi tartışması başladı.
    konudan sapmayayim, doğru teşhis çok mühim.
    farklılığı olan bir çocuğunuz varsa öğretmenle, okulla, velilerle sorun yaşayabilirsiniz.
    öğretmenler sağ olsun tornadan çıkmış gibi, terbiyeli maymun gibi olan çocuk istiyor. otur deyince otursun, sus diyince sussun. öyle olunca bu tip çocuklar yorucu geliyor. özellikle benim oğlum gibi düşük oranlı otizmliyse ve iki arada kalmış bir çocuksa her şey daha zor oluyor.
    ailelerin işi de kolay değil, normal yaşama adapte etmek, eğitimle, aktivitelerle desteklemek, zor işler. bu çocukların ihtiyacı olan en büyük şey durumlarına uygun davranılması.
    otizm bir farklılık. farkında olun.
  • böyle farklı bireyleri özel eğitim alan mezunlarına emanet edelim sertifika ile kursla sizi kandırmasınlar özel eğitim merkezlerine gittiğiniz zaman da öğretmenin alan mezunu olmasına dikkat edin özel eğitim olması yeterli mi değil tabiki alanı sevmesi çocuğa ilgisi de takip edilmeli öyle çocuklarımızı alıp ellerine verip de aman onlar ilgileniyora girerse orda o çocuk harcanır sadece çoğu çocuk eğitim alamıyor ya da doğru eğitim alamadığı için otizm hafif derece bile olsa okuma yazma dahi öğrenemiyor veliler bu konuda çok duyarlı olmalı
hesabın var mı? giriş yap