• afşar timuçin’in devasa eseri.

    şöyle ki,

    gerçekçi düşüncenin kaynakları:
    • eski uygarlıklardan en yeni uygarlıklara
    • mezopotamya uygarlığı
    • mısır uygarlığı
    • öbür doğu uygarlıklarında insan gerçeği
    • yunan uygarlığını yaratan insan
    • yunan mitolojisinde insan gerçeği
    • yunanistan’da felsefi düşüncenin gelişimi
    • düşüncenin ilk dizgeci dönemi:platon felsefesi
    • aristoteles felsefesi
    • roma ve ortaçağ öncesi
    • yunanistan’dan sonra yunan ve roma felsefeleri
    • ortaçağ’da avrupa
    • ortaçağ düşüncesi

    gerçekçi düşüncenin gelişimi:
    • feodalliğin gelişimi ve sonu-ortaçağ’dan yeniçağ’a geçiş
    • rönesans’dan yeniçağ
    • xvii. yüzyıl felsefelerine giriş:usçu ve mekanikçi yönelimler
    • descartes:yöntem filozofu
    • descartes’ten sonra xvii. yüzyıl felsefeleri
    • xvii. yüzyıldan xviii. yüzyıla yaşam biçimlerinin gelişimi
    • xvii. yüzyıl düşüncesine bakış ve xvii. yüzyıl ingiliz felsefesi
    • aydınlanma düşüncesi
    • fransız devriminin ana çizgileri
    • kant felsefesi

    gerçekçi düşüncenin çağdaş görünümü:
    • xix. yüzyılda ve xx. yüzyılda toplumsal ve siyasal oluşumlar
    • çağdaş fransız edebiyatında klasikten duyguculuğa ve gerçekçiliğe yöneliş
    • öbür edebiyatlarda insan araştırması
    • gelenekçilikten olumluculuğa düşüncenin tarihi
    • auguste comte ve olumluculuk
    • yeni kantçılık ve alman ülkücülüğü
    • toplumcu düşünenin gelişimi
    • xix. yüzyıldan xx. yüzyıla düşünce devinimleri
    • varoluşçuluk ve yapısalcılık
  • çınarcık'ta iskele kar$ısındaki inegöl köftecisi'nin hemen önündeki i$porta tezgahında penye t-shirt, body ws. satarken okuduğum kitaptı. tamamını bitiremeden sezon bitmi$ ve istanbul'a geri dönmü$tüm. sonra bir akrabamız* okumak için rica minnet aldı ve bir daha ne o akrabayı ne de kitabı gördüm.

    bir süre sonra aynı kitaptan yine aldım tabii ki; ama o yaz sezonunda güne$in altında satırlarının altını çize çize okuduğum kitaptan aldığım tadı yenisinde bulamadım maalesef.
  • mukemmel bilgilerle donatilmis, akici ve anlasilir bir dille okuyucunun icine isleyen orhan hancerlioglu kitabi.

    kuzenim tarafindan ilk tavsiye edildigi zamanlar, pek orali olmamistim. fakat soyle bir goz gezdireyim diye elime aldigimda, klise deyimle elime yapisti ve okuma karari aldim. okumadan once icerigine goz attiginizda deginilen konularin ozenle secilip, insanlarin kafasinda surekli soru isareti olan konular oldugunu gorursunuz.

    deginilen konularin ciddiyeti ve bu ciddiyetteki konularin harika ironi ve dokundurmalarla anlatilmasi okuyucuyu daha da icine cekiyor. kisacasi mukemmel bir basucu eseri. okunmasi ve okutulmasi, siddetle tavsiye edilir.

    edit: anlatim bozuklugu.
  • düşünce tarihini öğrenmek isteyenler için tam anlamı ile bir fihrist ve felsefeye ilk adım niteliğinde ciddi bir kaynak. okumayı seven her insanın elininin altında mutlaka bulundurması gerekecek türden.
  • konsantre genel kültür.

    kitabı bitirince dünya hakkında her şeyden biraz biliyormuş gibi bir his oluyor insanın içinde. tabii böyle bir şey mümkün olmadığından açtığı yol gösterimiyle yüzeysel bilgiden derinlemesine bilgilere ulaşılabilir.
  • bu kitap beni çok eskilere, çocukluğuma götürüyor. babam çok iyi bir kitap okuyucusudur. denir ya "çocuğu sözlerle değil davranışlarınızla eğitebilirsiniz." bende de okumayı öğrendiğim günden beri delicesine okumamın sebebi babamı sürekli elinde kitaplarla görmemden kaynaklıdır. onca insan o geniş kütüphanesinden kitap almasına karşın o kütüphane hiç boşalmamış hep kitaplar eklenmiştir. hiçbir zaman "bestseller" adı altında satılan kitaplar da olmamıştır. türk ve dünya klasikleri, mutlaka okunması gerekenler, felsefe kitapları, koontz serisi (evet biz dean r. koontz fanıyız. kendisinin stephen king'i dövebileceğini düşünüyoruz.), polisiye kitapları falan olmuştur.

    hatta hiç unutmam çocukken en eğlendiğim şeylerden birisi babama bir kitap adı söylediğimde o kitabın yazarını babamın bilmesiydi. çok şaşırırdım yüzlerce binlerce kitap ve yazarını nasıl aklında tutabiliyor diye zira ben okuduğu kitabı unutup tekrar aynı kitabı alıp okuyan ve "ya ben bu kitabı bir yerlerden hatırlıyorum." diyen insanım.

    yine en büyük zevklerimden birisi babamın kitaplarına sarmak ve onları okumaktı. düşünce tarihi de benim başucu kitabım gibi olmuştu. yaş o zamanlar çift hanelilere yeni geçmiş. hallac-ı mansur'dan platon'a bir sürü şeyi okuyup bir de gidip babama sorardım. onun anlattıklarını dinlerdim. babam evde yoksa abim ve annemi sıkıştırırdım. "hallac-ı mansur ene-l hakk demiş. biz nasıl allah olabiliriz ki? taşlamak nasıl bir şey, ilk kimin aklına gelmiş? peki o adamı taşlarken üzülmemişler mi? bir grup insan başka birini neden öldürür? öldürdüğü insan rüyasına girer mi?" tarzı sorular oluyordu genelde. çocuk aklı işte.

    hatta çok net hatırladığım sahnelerden birisi abime filozofu açıklattığım diyaloğumuzdu. abimin anlattıklarından sonra babamın da bir filozof olduğu kanısına varmıştım.

    bazen düşünüyorum da iyi ki böyle bir çocukluk geçirmişim. sokağa çıkıp oyun oynayan eve dönünce de büyüklerin dünyasını anlamaya çalışan garip yitik yıllar.
  • türkçesi ve anlaşılırlığı güzel olan orhan hançerlioğlu yapıtı.
    her şey azar azar özet biçiminde sunulmuş.iki üstte de dendiği gibi lisede anlaya anlaya yavaş yavaş okunup üstüne konuşılması gereken bir betik.hem öğrencilere hem öğretmenlere çok şey katacağı kesin.
  • felsefeyi tarihsel acidan incelemek isteyenlere sunulan icinde bazi eksiklikler ve yazarin oznel fikirlerini katmasi sonucunda olusan ve kitabin arkasinda yazan nesnel cikarimlarla diyalektik bir cozumlemenin onunun acildigi insanin aklinda kaba bir felsefi cerceve olusturan yapit.
hesabın var mı? giriş yap