• tanım: hayattaki her şeyi halletmiş ve tüm sorunları çözmüş olan bir bireyin tek derdinin "ebru şallı'nın yası" olması durumu
    umarım tecrübe etmek zorunda kalmazsın ama yas 40 gündür. kırkı çıkınca acısı bitmez ama muhtemelen acıyla yaşamayı öğreniyorlar. babası ne yapıyor hala yasta mı? bu konuda da aydınlatınız bizleri.
  • instagrama fotoğraf atmak 5 dklık iş, gün 24 saat ve bunun akşam olunca kafayı yastığa koyduğun kısmı var.
    her gün hüngür hüngür ağlayarak video çekse tatmin mi olacaksınız?
    çocuk kadının çocuğu size ne?
    ay bu ortadoğulu zihniyetinden bıktım.
  • hakkında cahilce yorumlar yapılan kadın. anne. eş.

    herkes acıyı aynı derecede yaşamaz değil. her insanın acıyı yönetme biçimi farklıdır. türk insanı ister ki kayıp yaşayan insanlar kaybettikleri canın bedenini toprağın altına verirken, ruhunu da o toprağın altına koysun. çünkü insanlar bundan beslenir. acı çeken insan görmeye bayılır. ebru şallı acısını yönetmek zorunda, hayatına kaldığı yerden devam etmek zorunda, yanındaki adama eş, oğluna sağlıklı bir anne olmak zorunda.
    yoksa siz onun içindeki yangını da görebiliyor ve ona göre konuşuyorsanız ben bilemem.
    ama bir salın insanları artık. bir rahat bırakın.
  • yakın zamanda çocuğunu kaybeden insan.

    bu tarz durumlarda insanların umursamazca fikir beyan etmesini anlayamıyorum. ben bırakın beyan etmeyi, üzerine düşünmeyi bile göze alamıyorum. ne hissediyor, ne yaşıyor bilmeden yorum yapmak akıl işi değil.

    intihar mı etsin? yoksa alkolik olup bir yerlerde alkol komasından mı ölsün? uyuşturucu kullanıp aşırı dozdan mı ölsün? belli ki seveni, destekleyeni, sahip çıkanı da var ama siz istiyorsunuz ki silinip gitsin bu insan. yazık.
  • herkes acısını farklı yaşar, kimi içine atar, kimi ağıt yakar, kimi kafasını dağıtmak için instagramda mutlu taklidi yapar.

    evlat acısının nasıl bir duygu olduğunu hayal bile edemiyorum, allah kimseye yaşatmasın.
  • evladını kaybetmemiş ve acısını bilmeyen angutların fikir yürüttüğü başlık. bi bırakın kadını, düşün yakasından.
  • biraz dikkat edin goreceksiniz ki cok gülen en cok aci çekendir. bilemeyiz hicbirimiz ne hissettigini. sosyal medyada mutluluk pozlari verenlere dikkat edin bir yerlerde bir acisi bir eksikligi bir problemini bulursunuz.
  • bu acıya birinci taraftan şahidim. abim öldüğünde annem 43 yaşındaydı. abimin cenazesinden 1 hafta sonra işine döndü, 1 ay sonra ev taşıdık, 3 ay sonra tatil yaptık. annemin yaşamaya çalışmasını gözünden görüyordum. öyle bir acı ki bu kendini bir pençelerine bıraksa bir daha toplanmaz korkusu vardı kadının gözlerinde. bizim için yaşamayı seçti. annem bir hafta sonra işine dönerken böyle densizler yine eleştirmişti, annem cevap olarak da 'ben şimdi dönerim dönmem, dönmezsem ne değişecek ki, en azından bir işe yarıyorum' demişti. kendisi sınıf öğretmenidir. hayatınızda en fazla kırılan kemiğin acısını yaşamışsınız, sizin ne haddinize nasıl acı yaşanır öğretmek?
  • çocuğu hayatını kaybettiği için evlat acısı yaşamakta olan bir annedir. anne. an-ne.

    rahat bırakılması gerekiyor.

    edit : yazdıklarımı tekrar kontrol ettim; yanlış mı yazmışım diye. doğru yazmışım; bu kadın anne. anne. isteyen ana olarak da tanımlayabilir. kendisinin gerçekten rahat bırakılması gerekiyor.
  • benim de yaşayan bir çocuğum olsa ben de normal hayatıma devam etmeye çalışırdım. bir çocuk anne ve babasını hep güçlü görmek ister çünkü. insanın içinde ne yaşadığını kimse bilemez. allah diğer çocuğuna ömür versin. zaten bu annelik işlerine nasıl cesaret ediyorlar aklım almıyor. çok zor bir olay. ben doğurmayı göze alamam mesela. insanın içi gider sürekli bi şe olacak diye.
hesabın var mı? giriş yap