• sesi özlenen adam.
    ortaam seslenişi özlenen adam.
    gülmesi özlenen adam.
    özlenen adam.
    gelenekselliği unutulmuş asidi kaçmış pilav günlerinin aşçısı,mantar soslu makarna üstadı.duyduk ki kalem tutan elleri çiğ köfe yogurmaya da musait..
  • şans yüzümüze gülse de kendisini yemyeşil köyümde ağırlasam, dağlara karşı balkonda birer sıcak çay içsek yada olmadı ben onun karadenize nazır sevimli kulubesine misafir olsam diye dilekler tuttuğum, çok bilgili çok görgülü, ince ruhlu arkadaş. entelektüel bir genç.
  • şu sıralar kafayı kestaneyle bozmuş yazar.
    tost makinasında kestane mi pişer kardeşim? nerde o eski kestane festivalleri...
  • yasadıgı kentin griliğinden sıkılan yazar.
    şimde gedavet parkında olmak vardı,şemste cips yemek vardı demek istediğim göçebe.
  • zorlukla beraber bahsedilmis bir kolayliktir bu arkadas. varligi icin ne kadar sukretsek azdir. "kral" adamdir.
  • el nasıl öpülür, nasıl iyi izlenim bırakılır diye çaktırmadan benden taktik almaya çalışan adam.adı üstünde taze damat.
    konya semalarında 41 pare top atışı yaparak ve denizaltı yiyerek kutlayacagız bunu.şimdiden hediyem belli.hediye olarak keserin ve sapın dönüp hesap gününü işaret ettigi günde hediye olarak arşivlerden tesettür battaniyesini takdim edecegim...
    tesettür battaniyesi müdavimi,radikel,entellektüel,tüel,aktüel.
  • yeni nesil pilav canavarı.öyle bir canavar ki ekibiyle birlikte***
    bunlar kadar aç insan görmedim.
    düğün sonu kalan yemekleri bile çöpe dökcektik yada tavıklara verecektik ama boşa gitmesin diye kendilerine tahsis ettik.denizlatı yerken ki gözlerindeki ışıltı görülmeye değerdi.heyecan var bu çocuklarda!*
  • nun,faruk yazar,çay,dost muhabbeti,kızarmış piliç,sincap,asidi kaçmamış cola turca,meram,akşam,mehmet harmancı,karışık çerez,kahkahalar,yine kahkahalar,terminal,ankara bileti,yazı mı tura mı,uzun saçlı aksu...
    -'aksu gel lan buraya sensin işte'
  • doğuşu, öncüleri, ilkeleri ve etkileri ile hayatın her zaman sürpriz tarafında yer almayı başarmış insan.

    günün birinde yazılacak şişeler ve fareler isimli eserin esas oğlanıdır kendileri.

    şişeler ve fareler... neyse; uzun hikaye...

    tanıdığımda onu prometheus' tu.

    sanırdım ki;

    elleri tütünden sararmış, saçları omzuna düşmüş, büyükçe kareli bir yün pantalon ve ayağında siyah potinle sallanan bir sandalyeden bakar alaaddin tepesine. ha sahi bir de parmak uçları kitap sayfası çevirmekten nasır tutmuş olmalıydı. her gün tavan arasında yıllanmış bir dergiyi, bir kitabı gün yüzüne çıkarır, içlerinden bir kelimeyi katar da önüne çözer de çözer hayatı.

    anladım ki;

    elleri hiç tütün kokusu duymamış, saçlar kulak memesini hiç geçmemiş şimdiye dek, ne büyükçe kareli pantalon giymiş, ne de sallanan sandalyesi olmuş.

    lakin;

    harfe, kelimeye, cümleye ve kitaba ve tabiki hitaba olan düşkünlüğü esasmış.

    hayatın adının yuvarlanılıp gidilen olduğu dönemde yontulmadan ve yamulmadan dik durmanın her türlü legal yolunu kollayarak sürdürüyor yaşamını. konya'dan sonra, ankara'dan baktı hayata. ama görünen o ki; istanbulsuzluk başka bir şey. istanbul olmadan hayal de kuramıyor. zaman zaman kaçak gelir diyorlar istanbul'a. üsküdar'da görülür, kitap dolaylarında işitilirmiş. haberleri geliyor. nasıl başarıyor bilmiyorum ama reyhan kokusuyla dönermiş ankara'ya.

    oturuyorlar istanbulla yanyana, saraybosna'nın, şam'ın, beyrut'un, kayravan'ın, kırım'ın, bağdat'ın, medine'nin öyküsünü düşlüyorlar şu sıra.

    bahtı ve yolu açık, yürüyüşü kutlu olsun.
  • yarının ismet özel'i. kendisi için megaloman dense de ispatı zor iddiadır. kütüphanecilik geçmişi ile kayda değer bir arşiv de edinmiş dost. vazgeçilemeyen...
hesabın var mı? giriş yap