• yıllarca uğraşılmış, emek sarfedilmiş, ter dökülmüş kariyerinizin bir anda "sıfır"a düşmesine neden olan bir olaydır.

    iş değiştirmek gibi değildir. bir anda "hiç" olmaktır. her sabah işe gider gibi uyanırsınız. çünkü neredeyse 15 yıldır pazar hariç erken kalkmaya alışmışsınızdır. kimseyle görüşmek istemezsiniz.

    hayatın en büyük sınavlarından biridir.
  • bir de işin diğer yönü var; eleman çıkartmak.

    sizi çağırırlar; küçülmemiz lazım, yarına kadar liste ver derler.

    elinize alırsın kalem kağıdı, kimin kredi borcu var, kim evli, kim bekâr toplayıp çıkarırsın.

    herşeyden habersiz, çalışan elemanların yüzüne bakamazsın. kalbin sıkışır. üstler de seni sıkıştırır hadi ver ver diye. yarın nasıl söyleyeceksin bu çocukların yüzüne sizi işten çıkarıyoruz diye.. daha önce sen de yaşamışsındır aynısını; çok iyi bilirsin o psikolojiyi, çaresizliği...

    skyim böyle dünyayı..
  • işten çıkarılmak elbette kötü ama işten çıkarılmayanların da tuzları kuru değil onların da hakları yavaş yavaş alınıyor. iki gün önce bir akrabamın maaşını 150 ytl düşürmüşler. yılsonunda kadroya geçecek bir tanıdığımın kadro hayalini bir yıl ötelemişler. bir ay önce bize yıllardır verilen evlilik yardımı ve çocuk yardımı kesildi, özel sağlık hizmetimizdeki bazı kalemler güvenceden çıkartıldı... bu üç olay da herkesin bildiği büyük şirketlerde oluyor. sonuçta çıkarılan da çıkarılmayan da krizi hissediyor.
  • kimi yerlerde ise süreli veya süresiz farketmez, sözleşmeli çalışanlara istifa edersen sana tazminat veririz, yok efendim istifa etmezsen ve iş akdinin feshi sonucunda mahkemeye gidersen tazminatını ve ihbarını sonuç alana kadar alamazsın şeklinde kriz tehditleri ve baskılarla yapılan iş ahlakına sığmayan eylemdir *. hayır adam firmasında çalışıyorsa işi varsa şirkete marjinal fayda sağlıyorsa ne anlamı var o insanı işden çıkartmanın diye düşünüyor insan, ne kötüdür ki bazı insafsızlar krizi kendileri için bir fırsat anı olarak düşünerek personel maliyetini düşürmek maksadıyla atıyor bu kazığı. hemde ne kazık double kazık hem bir personel maaşından kurtuluyor hemde yapılması gereken işi başka meşgul bireyin omzuna yükleyerek o personelin maliyetini yarıya indiriyor. heyt beaa... hayat ne güzel...!
  • patron kısmına yapılması gereken yaklaşımı air france işçileri özetlemiş.

    http://haber.sol.org.tr/…leri-iscilerden-dayak-yedi

    ha tenkisat ha ekonomik kriz.
  • ekonominin geldiği şu noktada, birçok çalışanın haklı olarak yaşadığı tedirginlik.

    kafalarda cevapsız sorular...

    2008 krizinin sinyallerini gördüğümüz 2007 yılında, görev yaptığım departmanın ilgili pozisyonunda iki kişi çalışıyorduk. açık açık "birinizi çıkarmamız gerekiyor..." dedikleri anda tereddütsüz ayağa kalktım ve "ben gidiyorum" dedim. çünkü serkan abi evliydi, iki de çocuğu vardı. ben ise serserinin tekiydim. hele otur bi soluklan yiğenim diyen de olmadı amk. kesin beni çıkaracaklardı.
  • bazen de sadece tazminat almaktır.
hesabın var mı? giriş yap