147516 entry daha
  • kendimi gerçekten değersiz hissediyorum. ben bazı şeyler için çabalayıp emek veren taraf olmaktan sıkıldım sanırım. eskisi gibi olsun isterken gösterdiğim çabalar beni yordu. inancımı kırdı. buna rağmen seviyorum. yaşadığım her şeye rağmen seviyorum. gerçekten büyük bir aptalım.

    söylüyorum hislerimi, değiştiğini, böyle olmasını istemediğimi, üzüldüğümü, kendimi değersiz hissettiğimi... konu öyle bir yere geliyor ki kalbi kırılmış olan ben; üzüntümü bir kenarı bırakarak ilişki adına bir şeyler yapmaya çalışan tarafa dönüşüyorum. öyle ki, sanki hatalı olan benmişim gibi üzülüyor, bu problemleri ve üzüntüyü hissettiğim/hissettirdiğim için kendimi suçluyorum. o ise hiçbir şey yapmıyor. zorla cevap veriyor dediğim şeylere. bazen hak veriyor. bu huylarının yanlış olduğunu biliyor. beni üzdüğünü biliyor. buna rağmen yapıyor.

    ben beni üzmeyi alışkanlık haline getirmiş birine aşığım. bu konuda yapabildiğim hiçbir şey yok üstelik. kime neyi söylesem beni haklı buluyorlar. öyle bir şey ki bu, haklı olduğumun hiçbir önemi yok sanki. ben haklıysam buna ilişkin bir davranış, bir olumlu yönde gelişme görmek istiyorum. her gün umut ediyorum bunun için. olmuyor. her gün biraz daha ölüyorum.

    beni kaybedeceği ihtimalini biliyor olmasına rağmen davranışlarında değişiklik yok. üstelik bunları değiştirebileceğini söylemişti. çabalayacağım demişti. ben beklemek ve umut etmekten bitap düştüm, günden güne zorlaşıyor hepsi benim için. gün sonunda kendimi kötü hissediyorum. dönüp baktığım zaman neden böyle olduğuna dair kusuru kendimde arıyorum.

    gönül almayı bilirdi eskiden. şu an onun için dahi çabalamıyor. ben kırılmışım, ben üzülmüşüm, ben mutsuzum hiç umursamıyor. hatta fark etmiyor bile. evet, gerçekten fark etmiyor. istediğim şeyler öyle büyük şeyler değil inanın. ben de, ailesi de ortak şeyleri istiyoruz. gerçekten onun için istiyoruz, söylüyoruz. bilmiyorum ne olacağını. ne kadar daha bekleyeceğimi. keşke aşık olmak elimde olsaydı. sevmenin bedelini çok ağır ödeyenlerdenim.

    hangi insanın aklına koskoca gün boyunca sevgilisine, kız arkadaşına mesaj atmak gelmez? gerçekten beyler, samimi olun lütfen. dışarıda arkadaşınızla oturduğunuzda, ne bileyim herhangi bir şey yaparken bile 4-5 saat boyunca hiç mi vaktiniz olmaz mesaj atmak için? hiç mi özlemezsiniz, hiç mi bir şeyler yazasınız gelmez? üstelik bu sadece x gününde olan bir şey değil. her gün olan bir şey... kendimi değersiz hissetmekte haklı değil miyim?

    geceleri eve geç dönüyor. her gün dışarı çıkıyor, bana neredeyse hiç vakit ayırmıyor. ben sanki onun hayatında sadece o istediği zaman ve onun istediği kadar varım. sadece onun dilediği anlarda hayatındayım. bana böyle hissettiriyor. işte, ben böyle birini seviyorum. sevmek istiyor muyum artık emin değilim bile. ama bırakamıyorum işte.
  • şuan hayatımda biri var uzun zamandır sevgiliyiz lakin ben artık kendimi mutsuz hissediyorum bu ilişki de ne heycan var ne bir istek monotonlaştı herşey.ilk başlarda nasıl heycanlıydım şimdi emekli amcalar gibi elimi ayağımı çekmiş gibiyim bunda benim dr hatam olabilir ama mutlu değilsem bitsin istiyorum ama onu üzmeden kırmadan nasıl yaparım bilmiyorum zor aga sevmesi de bırakması da
  • lisedeyken hoşlandığım kız facebook açmış nihayet (lise biteli epey sene olmuş) daha geçen yıl evlenmiş olduğunu görünce çok şaşırdım, benim kendisine olan sevgim yüzünden okulu bırakma derecesine gelmiş birisinden bahsediyoruz. var gerisini sen hesap et.

    {[yakın arkadaşının hatıra defterine yazdığım ev telefonundan evi arayıp da anneme şikayet etmek nedir vicdansızın kızı]} her neyse. insan ister istemez merak ediyor, acaba bu kadar beklemesinde benim de bir emeğim, dahlim, etkim veya hasarım oldu mu diye?

    umut sarıkaya’nın yakın gelecek isimli yazısı geldi aklıma. sahi ne yapmıştı bunca zaman? o da benim onu düşündüğüm kadar beni düşünmüş müydü? yoksa hayatının iki yılını yaşanmamış sayarak arkamdan yıllarca küfür mü etmişti? düşünün ve mezuniyet törenine listede benim ismim de yazılı olduğu için hayatında sadece bir defa yaşayacağı bu güzelim hatıradan bile vazgeçmiş birini hayal edin.

    sevdik, sevdalandık, kör düğümle bağlandık ama bir türlü olmadı, olamadı. o hasan’ı severmiş meğer. ama hasan kendisini sevmezmiş. (hasan da kim biliyor musun. inan ki abartmıyorum. bülent serttaş’ın bıyıkları at. saçı da siyah değil hafif kumral yap, yüzünün iki yanağının üzerine de komple sivilceler serpiştir iki gün soğuk depoda beklet ki o ruhsuz bembeyaz rengindeki yüzünün tonuna ulaşasın. o derece diyorum sana. her neyse gönlün kanat çırpıp konacağı yeri secememesi diyeyim)

    ortak noktamızın “geçtim düşler sokağından bir gece vaktiydi, sevdiğim başka sevenim başka” nakaratından oluşmasına sebebiyet veren pınar’ın beni sevmesi ve benim de ona karşı kendisinin bana hissettiklerini hissetmiyor oluşuma sevineyim mi sen söyle ne yapayım? pınar’a da bir şey diyemezsin seviyor yani. sevme beni pınar diyemem. (pınar tutunacak tek dalı ama belli etmek istemiyor ehehehe)

    şaka birkaç yana da. bugün senin geçen yıl evlendiğini öğrendim. inan bana çok sevindim çok da mutlu gözüküyordun, mutluluklar dilerim bir ömür. lisedeki arkadaş grubumuza fotoğrafını atıp da tanıyan arkadaşların bana davaro filmindeki replikte olduğu gibi “zaten bir şeye de benzemiyordu ama biz senin kalbin kırılmasın diye bir şey demiyorduk” dedikleri için de üzgünüm. aslında seni beğenen tek kişinin ben olduğuma da üzgündüm yıllarca ama ergenliğime verdim hep.

    bir ayna şarkısıyla sana veda etmek istiyorum. “mutlu ol yeter ki gittiğin yerde benden sonra gelen yıllar, seni benden alsalar bile..” (hiç benimle olmadın ama şarkı böyle.. her neyse)
  • "yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü."
    muhteşem bir insansın pessoa.
  • çekip gitsem kimse yokluğumu fark etmeyecekmiş gibi
  • 35 yaşında, pazar günümü play stationda spiderman oynayarak geçirdim. oysa muhasebe çalışmam gerekiyordu. yakında, eminim ki hokkalı eğitim ücretini ödeyen şirketim mırın kırın etmeye başlar.

    yalnız ne güzel oyunmuş be.
  • o şimdi ne yapıyor
    şu anda, şimdi, şimdi ?

    okulların tatile girmesiyle birlikte bunca zamandır özlediği oğluşu ve minnoşu ile hasret gideriyordur muhtemelen. daha geçenlerde çok zaman var diyorduk ama zaman geçti gitti.
  • sevgilim olsun ve aynı evi paylaşalım isterdim.
  • şehir dışında okuyorum eve geldiğimin ikinci günü benim ağlayarak attığım bir mesajı ablam makara haline getirmişti ben tabii çıldırdım bağırdım çağırdım bunu ilk defa yapmıyordu ve nefret ettiğimi biliyordu bunu şuraya bağlayacağım hani öz ablam benim duygularıma saygı duymuyorken bir başkasından bunu beklemek ne bileyim oyuncak haline getirip oynar
  • yüz kere de düşsem, yine de başkalarına çelme takan bir insan olmayacağım.
    ben kazanan değil, insan olmak istiyorum.

    geceye, geleceğe, önüme çıkacak her türlü şeye bir not niteliğin de bu da burda dursun.

    bir de sana notum var tabi; ben senin o bencil, kendinden başka hiç bir haltı önemsemeyen( ki 4 yıl oldu seni görmeyeli ama eminim sen hala aynısındır. ) sana rağmen insan olmaya devam edeceğim.
127235 entry daha
hesabın var mı? giriş yap