• hiçbir entrysi silinmeden çaylak olmuş yazarların doğal olarak sorguladıkları nedenlerdir. kaldı ki eğer sözlükte bir badiniz, moderatör tanıdığınız ya da sizin yerinize moderasyona mesaj atacak bir arkadaşınız yoksa, "ula n'aptım ki ben şimdi?" sorusunu sadece boş duvarlara sorabiliyorsunuz. çaylakken malesef modlog fasilitesinden de faydalanılamıyor. ondan dolayı başınıza ne geldiğini öğrenmek için yine el şeyiyle gerdeğe girmek zorunda kalıyorsunuz ki, bazen bu bile işe yaramayabiliyor. mesela ben hiçbir entryim silinmediği halde tam 1,5 ay çaylak olarak kaldım ve modlog'ta da bu konuda hiçbir kayıda ulaşamadım. haklılığını haksızlığını tabi ki burada tartışmayacağım ama demem şudur ki çaylak olma nedenleri yoruma açık bırakılmış, suistimale müsait, bünyeden bünyeye farklı etki gösterecek maddeler bütünü olduğu sürece moderasyonun başı bu sıklaşan itirazlardan dolayı daha çooook ağrıyacaktır.

    çaylak olma nedenlerini eleştirirken, sözlüğün en kıdemli çaylak'ı olarak konuşuyorum çünkü 2 kez uçup 3 kez dönmüş bir yazarım. maşallah en kısa çaylaklık dönemim 1.5 sene sürdü. 5 sene çaylak olarak bekleyip en sonunda "eeeh eyhhtere beaah!" diye bıraktığım bir nickim dahi var.(gençler 5 sene diyorum. dikkatinizi çekerim) 10. nesil bir sabırtaşı olmaktan benden daha fazla gurur duyan biri yoktur herhalde. ama maşallah ne zaman yazar olsam ilk hatamda uçtum.

    şahsi kanaatim entrysi silinmemiş bir yazarın çaylak yapılmaması gerektiği yönünde. çünkü bu şekilde neden çaylak yapıldığını anlaması ve buna göre kendine çeki düzen vermesi çok zor. adam hiç uyarı almamış ki! onun yerine yazara bir oto msj atılabilir. mesela:

    "entrynizi silmedik ama hede hödö sebepten dolayı sicilinize eksi puan işledik. 6 ay içerisinde bu durumun tekerrüründe 1 aylık çaylaklık, daha sonraki tekrarda ise sourlines havayoluyla tek yönlü uçuş bileti moderasyondan size hediye. daha çok sıçın, daha çok uçun. uç & miles, sağlıcakla..." bakın ne kadar şirin. tıpkı ukala ve espirili bir moderatör gibi konuştum. hem de kimseyi incitmedim. şimdilik...

    öbür türlü modlog'a bakıyorsun bir şey yok, silinen entryin zaten yok, derken bir de bakmışsın bir sabah ansızın çaylaksın. tamam kimse burada %100 adalet beklemiyor ama neden çok daha tatminkar yollar varken, yazar şaibeli bir şekilde çaylak edilsin? kim ne derse desin. silinen entry yoksa çaylaklık bir şaibedir.

    çaylaklıktan döndüm, 20 gündür doğru dürüst entry giremiyorum korkudan. ula bir avuç moderatör korkutmayın bizi bu kadar. tamam yoğunsunuz, abidik gubidik yazar çok, sizin de işiniz zor falan filan ama bıktım ula kurunun yanında yaş olmaktan. değerli büyüklerime sesleniyorum; yok mudur bunun bir orta yolu? zaten ipler sizin elinizde. siz ne derseniz o olacak ama ekşi sözlük'te çaylak olma nedenleri daha makul ve daha somut bir çerçevede olsa, bundan herkes kazançlı çıksa, sistemi el ele geliştirsek, moderasyon daha az yorulsa, iyi yazarlar güven içerisinde yazsa falan filan...

    fena mı olur?
  • hamile karısının kullandığı ve 2 yaşında çocuğunun içinde olduğu arabayı, delicesine tekmeleyerek saldıran taksicinin durağını ve de plakasını sokak sokak kadıköyü gezerken birden bir sokakta o durağa denk gelerek hatırlamak ve de şerefsiz taksicilere bkz. olarak vermek

    ayrıca (bkz: şerefli taksiciler/@oric)

    edit : bahsi geçen taksici hakkında kadıköy rıhtımdaki karakola şikayet dilekçesi ile başvurduğumuz halde kendisi bulunamamış, hakkında dava açılamamıştır. yıllar sonra bu olayın kahramanı olarak taksi durağı ve sözü geçen taksici (silinmiş olan entryimi referans alarak) bana dava açsaydı herhalde koşarak giderim

    "nerdeydin hemşerim kaç yıldır, ben de seni arıyordum"
  • daha önce de belirttiğim gibi somutlaştırılmadığı ve standardize edilmediği sürece birçok masum yazarın canını yakarken, moderatörlerin de başını ağrıtacak muğlak durum tanımlarıdır. bu noktada benim somut bir önerim var. ham bir fikir olabilir. mükemmel işlemiyor da olabilir ama şu anki sistemden çok daha adaletli ve mantıklı temellere oturduğunu düşünüyorum.

    hepinizin bildiği gibi trafikte uygulanan çok mantıklı bir sistem var: ceza puanı. trafikte yapılan her hatanın belirli bir ceza puanı var. bir sürücü, belirli bir period içerisinde daha önceden belirlenen asgari ceza puanını geçerse sürücü belgesine geçici bir süre el konuluyor (bkz: çaylaklık). daha sonraki aşamada sürücü hatalarını devam ettirirse sürücü belgesi tamamen iptal ediliyor. (bkz: sourlines)

    işte bu sistem sözlüğe uygulanabilir. nasıl mı?

    atıyorum;

    götümüze girebilir: 10 tam puan
    sözlü formatına uygun değil: 5 puan
    tanm, tanım devamı, örnek, alıntı ya da bkz değil: 3 puan
    içerik başlıkla uyumlu değil: 4 puan
    daha önce yaz...
    ...

    bu böyle uzar gider. puanların hepsini uydurdum. bu şekilde bir puanlama sisteminin olduğunu farzedin. 3 ay içinde 50 puan toplayanın çaylak olduğunu düşünelim. süresi de atıyorum 1 ay olsun. daha sonra geri dönen yazar, 1 sene içerisinde tekrar 50 puan toplarsa da uçurulsun. bu arada da durumunu entry silinme istatistiklerinden takip etsin. puanı artarsa endişelensin, kendine çeki düzen versin, hunharca entryler girmesin. bir hatalı entry daha girerse başına gelecekleri önceden bilsin. böylelikle moderasyondaki keyfilik faktörü de ortadan kalkmış olur. benim silinmiş topu topu 1 tane entryim var. o da başlık taşındığı için. ama yarına çıkmaya senedim var mı? yok. neden? çünkü moderasyondaki canım kardeşlerimin (hepsini gözlerinden öpüyorum) kişiyi neye göre çaylak yaptığını veya uçurduğunu bilmiyorum. entryleri neden sildiklerini biliyoruz. onların standardı belli. adı üstünde sözlük formatı. ama ne zaman ve hangi bardağı taşıran damlayla çaylak olacağını veya uçurulacağını bilen var mı? yok neden? (bkz: sözlük moderasyonunda keyfilik faktörü)

    bazı yazarlara bakıyorum. bir sürü entrysi silinmiş. yarısı götümüze girebilir ama arkadaş hala alemlerden alemlere akmaya devam ediyor. bir de bazı yazarlar var, daha ilk, bilemedin ikinci hatasında uçuyor veya çaylak oluyor. moderasyonun bu çifte standarda artık bir dur demesi lazım. diğer yandan bu kayırılan yazarların da özellikle hatun kişiler olduğunu hayretle ve utançla gözlemlediğimi belirtmek istiyorum. kadınlara, (özellikle türkiyede) pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini savunan kendi çapında idealist insanlardan biriyim. ancak bu pozitif ayrımcılık falan değil, düpedüz... neyse. bu sözlükte kadın ve erkek eşit. o yüzden pozitif ayrımcılık yapmayı gerektirecek bir durum yok gibime geliyor.

    uzun lafın kısası ekşi sözlük'te çaylak olma nedenleri ve uçurulma nedenleri çok acilen bir standarda oturtulmalıdır. çünkü sistemin bu şekilde yürümediği aşikardır. benim önerim ceza puanı sistemidir. detayları da yukarıdadır. gözlerinizden de öpülmüştür.
  • "sözlüğün en yakışıklı suseri" gibi bi başlığın altına "beeeeeeeeeeeeen:))))" yazmak olabilir mesela. böyle arkadaşlarımızı çaylak değil çavuş yapıp bol bol tokatlıyoruz.
  • 9. veya 10. nesil sabirtasi yazar olmak..

    evet abicim, belki de bir numarali caylak olma sebebidir bu kriter 21 aralik 2008'den beri. siz siz olun, sabirtasi yazarsaniz entry'yi kaydetmeden evvel 3 defa dusunun..
  • çeşit çeşittir. ancak hakikaten şu özensizlik kavramına bir açıklık getirilse de rahat etsek. sözlükte troller at koştururken acaba nasıl daha özensiz başlık açarım da çaylak olurum merak etmeye başladım.
  • özellike sabırtaşı yazarların gelmesi ile verilmiş büyük imkanlar ve büyük imkanların verdiği büyük bir korku var. imkanların başında herkesin gammaz olması da var, başlık düzeltmekte. ama bunlar öyle enteresan şeyler ki bir anda terse dönüp göte girebilir hale geliyor.

    şimdi bir entry görüyorsun ve bariz bir hata seziyorsun entryde. nedense kendini bu konuda birden sorumlu hissediyorsun ve gammazlıyorsun bu yazıyı. ondan sonra tak mesaj ışığın yanıyor. hatalı değil bu entry, moderatörle görüş vs. ondan sonra da direkt şu oluşuyor kafada. aman sokarım gammazlığına. uğraşıp da neden kafamı yorayım? neden hatalı gammaz yüzünden kendi yazarlığımı tehlikeye sokayım? ha ben girsem aynı entryi yüzde 99 çaylak olurum o kadar da eminim. çünkü daha öncesinde sadece bir entrynin daha önce yazılması sebebiyle uçmuş biriyim. başlık içinde aradık, ekşi engine sıçtı ama uçan biz olduk.

    bir de üstüne çarşaf çarşaf konuşulan "göte tekme atma heveslisi moderatörler" akla gelince iyiden uzak kalıyorsun bu durumdan. ee o zaman soruyorum;

    neden herkese bu hak verildi? kafaya göre bir entry değerlendirme yapılacaksa neden uğraşıp da burnumuzu boka sokalım? dendi işte açık açık. birileri daha eşit bu sözlükte.

    madem öyle eşit eşit takılsın onlar arasında. kimseye de yalandan payeler vermesinler. gerek yok.
  • ben de bikaç şeye takıldım bu nedenlerde: hatta, üşenmedim aradım, buldum: kimi raikkonen beyler, zamanında şöyle demişler: (bkz: #15302805)
    özeti: "dedirten, spoiler, url erişilebilir diil, yazım yanlışı var, başlık hatalı, kendisinden önce bi tanım mevcut diil ile entry ispiyonlamayın, zira bunlar entry silme sebebi değiller."
    buradan anladığım şu: dedirteni kullanırsanız entryniz silinmiyor, ve fakat çaylak olabiliyorsunuz..
    bu mudur yani??

    format konusunda bişii diyemiyorum: zira öylesine fetişleştirdiniz ki, içinin bomboşş olduğunu kimse görmesin istiyorsunuz..
  • porno filmler cevirmiş şimdinin saygın duayenlerinin (!) başlığına (bkz: ünlü türk pornocular) yazmak. kanun önünde pornocuya (porno filmde oynamışa) pornocu demek hakaret sayılabiliyormuş. ben bilmiyordum siz öğrenin.
  • yeni açılan başlığa tanım yapmak yerine abuk sabuk şeyler yazmak, patavatsızlık yapmak, film sonlarını açıklamak...çaylaklık cezasına çarptırılmış biri olarak ben dersimi aldım
hesabın var mı? giriş yap