• hayatı boyunca tek bir kişiyi sevmiş olanların, kalbinde çentik gibi bir şarkıdır. kimileri; insan hayatta tek bir kişiyi sever, sonrasında ise başkalarında onu arar durur derken, kimileri bu teoriye kafa göz girerken; tahta masalarda sessizce içenlerin mırıldandığıdır.
    asla gelmeyecek olana, seni sevmemiş olana yakılan ağıttır aslında. ne o gelecektir ne de sen o güvertede olacaksındır. ama hayali çok güzeldir. tıpkı çok üşüdüğün gecelerde onun göğsünde uyudugunu düşlemek gibidir.

    çocukken, aşık oldugun bir yıldızın yerine koydugun yastığı öpmek gibidir.
    yıldızdır o, nasılsa erişemeyeceksindir. öpersin. kitapta hayatı boyunca aynı kadını sevip, hayatını mahveden kahramanımızın anlattığı gibi:
    "..kollarımda bana bakıyordu. ya koşarak kaçacak ya da öpecektim. çok gençtim. öptüm onu."

    ayrıldıktan sonra yaşanan his bundan daha trajiktir. o yıldıza erişmek; bir mahalle yukarıda oturan aşkına erişmekten çok daha kolaydır. hani çok gururlusundur; özledim diyemezsin, seni sevmiştim asla demezsin. dilin lal olur, güvertede baska birinin kolundayken, en fazla onu düşünürsün. beklemezsin.

    bu çağda delirmiş bir hızla koşup, kendine çarpıp, başa dönerken; bekleyecek vaktimiz yok. hiç olmadı.
    silinmesini istediğimiz anıların, paçavralara dönüşüp, savrulduğu kırılgan belleklerimiz var.. ve kesik bileklerimiz..
    tek bir kişiyi sevecek bir kalbimiz yok, hiç olmadı. .
    sürekli kalbimize yeni kat çıkıyoruz, onlara odalar yapıyoruz.
    bazılarının kalbimizde hiç odası olmadı. onları sadece otel odalarında görmeye tahammul edebildik. gittiler. bazılarına kıyamadık, sandık odası gibi kilitli bir oda ayırdık onlara. belki gelir de bir gün kalırlar diye. elbet bir gün gelecekler... fonda taş plak cızırtısıyla, mesut bahtiyardan şarkılar..
  • zeki müren'in "sevgilim ne zaman kavuşacağız" derkenki sancısı insanı başka diyarlara götürür. içini burkar insanın.
  • annemle babamın şarkısı. 8 sene kavuşamamışlar, dedem sağolsun süründürmüş biraz. şarkının baş harflerini plakada bile kullanırlar ' ebb' diye.
  • bu şarkıyı çok eskiden, sanırım on iki yıl falan olmuş, şu anki eşimi düşünerek dinlemiş ve sonra gülüp geçmiş, "yarım kaldı ya olm, neyse," demiştim. fakat beş yıl önce saçlarımızda ilk aklar belirdiğinde, hatta daha doğrusu benim saçlarımda ilk aklar belirmiş fakat onun saçları basbayağı kırlaşmışken bostanlı sahilinde oturup ayrı geçirdiğimiz yılları birbirimize özet geçmiştik. bugün yine bu şarkıya iki yıllık evliyken ve o bilgisayar başında oyun oynar, ben mutfakta kek yaparken denk geldim, hayat çok çok acayip.
  • 1973 yilinin en hit sarkisi, ne tesaduftur ki, ayrica da trajedi, bestekar mustafa seyran 1973'te trafik kazasinda olmustur, bu sarki vedasidir yani bestecinin. sarkiyi yukarida yazdigi uzere en iyi yorumlayan sanatci zeki muren'dir, 1973'te 45ligini cikarmistir grafsondan
  • dinlemenin gözyaşı bezleri için çalışmaya neden olan parça. hele birde ukte varsa içinizde ki... bi yandan gözleri yakar bir yandan yüreği.
  • mustafa seyran beyin kulağından kalemine dökülmüş, ciğere aparkat nağmelerden biridir bu daüssıla şarkısı. semâi'den usûllenmiş bir muhayyer kürdi.
  • "o" gittikten sonra gonlunun kapilarini kilitleyip anahtarini da denize atanlarin marsi, resmi sarkisi. hem zaten umutsuzluk haramdir be. valla bak.
  • rakı sofrasında 70'liğin ortasına gelindiğinde, zeki müren çıkıp elbet bir gün buluşacağız deyince inanılır ciddi ciddi. ayıldığınızda yalan olduğunu anlarsınız, akşamında tekrar inanırsınız. sonra tekrar...tekrar.
  • zeki mürenin yürek burkan şarkısı....içli bi şarkı...yarası olan gocunur demekki...eski sevgiliye ibret olsun diye gönderilebilinir...
hesabın var mı? giriş yap