• “then, about that time jesus shouted, “eli, eli, lema sabachtani?”, which means “my god, my god, why have you deserted me?”
    matthew 27: 46.
    “saat üçe doğru isa yüksek sesle, “eli, eli, lema sabaktani?”, yani, “tanrım, tanrım, beni niçin terkettin?”
    matta 27: 46.
  • “then, about that time jesus shouted, “eloi, eloi, lema sabachtani?” which means, “my god, my god, why have you forsaken me?”
    mark 15: 34.
    "saat üçte isa yüksek sesle, “elohi, elohi, lema sabaktani” yani, “tanrım, tanrım, beni niçin terkettin?” diye bağırdı."
    markos 15: 34.
  • hristiyanlik doktrinin yumuşak karnı ayetlerden birisidir. hristiyan teologlar, “dileyin, size verilecektir, arayın bulacaksınız, kapıyı çalın size açılacaktır. çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır. hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir?” (matta 7: 7-9) ayetine rağmen isa’nın adi suclular gibi çarmıha gerildiğinde ettiği duanın niçin tanrı tarafindan kabul görmediğinin ve niçin ölüme terkedildiginin yanıtını vermekte zorlanırlar.
  • hmmm. (bkz: why have you forsaken me)

    the last temptation of christ adlı kazancakis romanının çıkış noktasını oluşturan cümledir, o kitap yazıldıysa, isa'nın çarmıhta asılıyken ettiğine inanılan bu sözleri yüzünden yazılmıştır. bu vesileyle, dar vaktimde nacizane iki fikir yazmaktan alıkoyamayayım kendimi, yatsın işler. zamanında merak edip incelediğimde, tek başına alınınca yabancılaşma ya da inkar anlamına gelebilecek bu cümlenin aslında daha farklı yorumlara açık olduğunu düşünmüştüm. en azından, havariler tarafından yazılan kitaplarda bulunmaması, öz sansürden geçmesi çok olanaklı bu lafların niye bu güne ulaşmasına izin verildiğini düşününce, farklı anlamlar içerme ihtimallerinin yüksek olduğu görülüyor.

    matta ve markos'ta yer alan bu sözler, hatırladığım kadarıyla luka ve yuhanna incillerinde yoktu (yok). matta ve markos'ta isa'nın ölümü, hemen hemen aynı kelimelerle anlatılır; isa çarmıha gerilir, saat onikiden üçe kadar ortalığa karanlık çöker, saat üçte isa "lema şavaktani"sini haykırır, ve orada duranlar "bu galiba ilyas'ı çağırıyor" diye koşup ekşi şarap getirir, bir sırığın ucuna sünger takıp (ilyas=şarap=anlayışı kıt halk)ona içirirler. fakat isa bu canlandırma çalışmasına rağmen yüksek sesle haykırarak hemen ölür.

    aha da olaydaki trick, isa'nın hemen ölmesidir. #3210693 no'lu saruman* entrysinde anlatıldığı üzere, çarmıh, bir ölüm aracından çok işkence aletidir, doğrudan el ve ayak bileklerinden takozlar yardımıyla çivilenip asılmaları yetmeyen, kıçlarının altı da oturaklarla desteklenen kurbanlar, bazen günlerce çarmıhta acı çekerler. oysa isa, çarmıha gerildikten üç saat sonra belki acıya dayanamayıp, belki de babasının katına çıkmak için telaş ettiğinden, ona seslenir seslenmez, ruhunu teslim eder. hatta, isa'nın "tanrım beni niçin terk ettin" diye haykırmadığı yuhanna'da, isa ölür, yahudiler de roma valisi pilatus'tan çarmıhtaki adamların bacaklarını kırmasını isterler. çünkü ertesi gün sebt günüdür, bildiğiniz üzere, sebt günü hiçbir şey yapılmaz, hatta çarmıhta acı bile çekilmez, günahtır kardeşim. yahudiler pilatus'tan niçin isa ve beraber çarmıha gerildiği iki hırsızın bacaklarının kırılmasını ister? çünkü bacakları kırılınca kendilerini kol gücü, popo gücüyle kaldırıp nefes almaya devam edemeyecekleri için hemen ölecek, sebt günü çarmıhta acı çekmekle meşgul olup günah işlemeyeceklerdir. its a sin. askerler çarmıhların başına gelir, iki haydutun bacaklarını kırar, ama ölmüş olduğu için isa'ya dokunmazlar. fakat biri böğrünü mızrakla delip o ünlü eylemi gerçekleştirir. isa'nın bacakları kırılmadığı için, "o'nun tek kemiği kırılmayacaktır" yazı'sı gerçek olur, bir taşla iki kuş vurulur.

    matta ve markos'ta "lema şavaktani" var, yuhanna ve luka'da yok dedik. luka'da, isa babasına "ruhumu sana teslim ediyorum" gibisinden bir şey söyleyip ölüyordu, yuhanna'da "artık tamam" deyip ve kendi sonunu kendisi haber veriyordu. öz sansür? bilemiyoruz. kuran ve incil arasındaki en büyük fark, kuran'ın doğrudan allahın kelamı olması, ve tek kelimesinin değiştirilememesi iddiasıdır. hatırlarsanız, alah'ın ilk işi, muhammed'e "oku" diyerek onu kendi kelamını iletebileceği bir araca çevirmek olmuştu. isa ise, öğretisini benzetmeler ve hikayeler anlatarak yayardı, ama hayat hikayesinin ve öğretisinin yazılmasını emrettiğine dair bir imare olmasa da, havarilerini okur yazarlar, mesela vergi memurları arasından seçerek çaktırmadan altyapıyı oluşturmuştu.

    son olarak, en büyük yahudi düşmanı'nın bizzat incil olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. "orada karanlık ve diş gıcırtısı olacaktır" lafı en çok yahudiler için edilir incil'de. bu vesileyle, size bir de hangi kitapta, nerede olduğunu söylemeyeceğim bir hadis; hayatını beyin lobuna teneşir (fena yakar) sürülmüş gibi ona buna havlayarak sürdürmeye adamış olanlara gelsin: "birisi için ateş yakın, bir günlüğüne ısınacaktır. birini ateşe verin, hayatı boyunca 'kızgın' kalsın." isteyen, 'kızışmış' olarak da anlayabilir, kapasiteye göre.
  • isa'nın bu sözü neden söylediğini anlamak için hermeneutics (ya da yorum bilgisi) hakkında bir miktar bilgi sahibi olmakta fayda vardır.

    heretik olmayan hristiyan doktrinine göre isa hem beden almış insan -çöldeki açlıkla denenmesi, yemek yemesi, şarap içmesi vs-
    hem de kutsal üçlü'nün bir parçasıdır.
    bu sözü sarfetmiş olan, çarmıhta hepimizin öldüğü gibi -insan olarak- ölen kişidir, yoksa kutsal üçlü'nün parçası değil...
  • iron maiden literaturunde ise,

    if there's a god then why has he let me die!

    diye gecer (bkz: hallowed be thy name)
  • "beni neden bu dünyada, senden uzakta bıraktın böyle baba?" *
  • bir peygamberin asla sarfetmeyeceği sözlerdir.
  • satanist death metal grubu deicide'in once upon the cross albümünün* aynı isimli açılış şarkısının introsunda, rüzgar sesleri arasında

    "father, why have you forsaken me?"

    şeklinde duyulan haykırış.
hesabın var mı? giriş yap