• eşi kumaş pantolonunda çift ütü çizgisi yaptı diye pantolonunu salonun duvarına çiviyle çakarak eşini ve pantolonunu cezalandıran bir emekli astsubay tanıyorum. topunu ahşap boyama kursuna göndermek lazım bunların.
  • bizimki rahat durmamış gene. gerçi aradan yaklaşık 2 ay geçti ama şimdi aklıma geldi.

    evde kullanılan ilaçlar kah poşetin içinde kah plastik kaplarda bir dolapta karışık bir şekilde durduğundan kayınpeder düzenlemek istemiş. süresi geçenleri, boş kutuları vs ayırmış, hepsini biraraya getirmiş, dolabı adam etmiş. iyi güzel ama sonrası çok can yaktı.

    bir pazar onlarda kahvaltı yaptıktan sonra kendi evimize geçtim. hanımla kızım onlarda kaldı. yarım saat geçmeden bir telefon geldi, hanım telaş içinde "kız ilaç yutmuş galiba, koş" dedi. hızla çıktım yukarı, baktım çocuğu kusturmaya çalışıyorlar. "noldu?" dedim, bir peçetenin içinde bir hapın yarısını verdi, "bunun yarısı yok, galiba yutmuş" dedi.

    hanım ortalığı toplarken kız da yerde oyalanıyormuş. daha önce hanım öğretmişti "yerde bulduklarımızı anneye veriyoruz" diye, bir hap bulmuş, yarısını koparıp yutmuş, yarısını da annesine uzatmış.

    aldı bizi bir telaş. koşturduk hastaneye. doktor hapı görünce "kalp ilaçlarına benziyor" diye korktu. ilacın ne olduğu da üzerinden belli olmuyor. evde kutusu falan da kalmamış. eczaneden eski ilaçların listesine baktık, uyan bir şey bulamadık. kayınpeder gil özel sigortalı olduğundan ilaçları sgk'da çıkmadı.

    doktor sağolsun bu arada işi şansa bırakmamak için hemen mide yıkama işlemlerine başlamış. eczaneden dönünce baktım 2 hemşire, hanım ve doktor yıkama için uğraşıyorlar. çocuk da maşallah güçlü, zor zaptediliyor; ağlamaktan ortalık yıkılıyor. dayanamadım manzaraya, tekrar eczaneye gittim ilacı bulmaya.

    allahtan özel sigortanın anlaşmalı eczacısı geldi oraya ve sistemden eski ilaçları çıkardı. kayınvalidenin kolestrol ilaçlarından biriymiş.

    bu arada yıkama bitti, doktora ilacı bildirdim, "4-5 saat müşahede edelim" dedi. çocuk burnunda hortumla yattı odaya. oynamasın diye ellerinden tutarak bekledik 5 saat.

    perişan olduk. allah kimseyi evlat acısıyla imtihan etmesin. müşahededeyken ağlamamak için zor tuttum kendimi. ilaçları toparlarken birinden bir tane düşmüş demek ki kayınpeder üzüntüsünden içeriye giremedi.
  • bu adamlarin ortak noktalari uniformali bir meslekten gelmeleridir. eger asker ya da polis ocugu degilseniz sizin emekli babanin yaptigi teror degildir. benim babam terorle mucadeleden emekli bir polis memurudur ve sicil numarasi 5**** seklindedir. simdi polis cocuklarina verilen polisevleri ve zart zurtuna giris kartlarini herkes gormustur iste o kimlik kartini cuzdanimda goren polislerin sok gecirmesine neden olan bir sicil numarasina sahiptir. kendisi gidip polis kolejinde yada akademisinde bir egitim almamistir onun doneminde polisler 8 aylik egitmle meslege atilmaktadirlar. zaten bir is guc sahibi olmadan onceki hayatinda bildigin deccal modunda gezinen babam polis olup beline silah ve devletin cebine verdigi kimligi kullanmasini cok iyi bilen "madem polisim alayinizi sikerim" felsefesine sahiptir. gunumuzdeki mahalle arasi polet alemdari degilde sener sen'in oynadigi kabadayi filmindeki kabadayinin bizzat kendisidir. yetistigi donemin ve sahip oldugu kaba kuvvetin etkisiyle bildigin ulkucu reislerindendir.
    bu adam emekli olduktan sonra kendisiyle ayni 2 sene ayni evde yasadim. lise sondayken tembel ve hasari olmamdan kaynakli ve bir universiteye -iyi bir universiteye- gidemeyecegimi bildigimden bir sene evde kalip adam gibi hazirlanma dusuncelerimin aklimdan silinmesine neden olmustur. elime gecen puanla beraber hemen evden kacmaliyim dusunceleri o donem ki tek planimdi ve oyle yaptim ama kardesim babamla ayni evde uzunca bir sure yasamak zorunda kaldi. babam emekli olduktan sonra aynen ise gidiyormus gibi erken saatte kalkar ve butun evdekilerin kalkmasini saglar hep beraber kahvalti sofrasina oturmamiza neden olurdu. pazar sabahi kahvaltilarini saat 7:30 - 8:00 arasinda yapardik. ilk baslarda pek etliye sutluye karismazdi fakat daha sonra sorumlu bir veli gibi her hafta okula gelip durumumu kontrol eder ve kendisinin genclik donemindeki ocaktaki comezi mudurumle takilirdi. daha sonra kendisini elektornik esyalara adanamay basladi evde televizyon bozuldugu anda yaptirmayla ugrasmaz gider hemen yenisini alir ve dahada sapkinlasarak git gide devasa boyutlara varan yeni model televizyonlar almaya basladi. 55 ekran sonra model televizyonu 1 hafta kullanmadan 63 ekran televizyona terfi ederek kendisiyle yaklasik 1 hafta zaman gecirdikten sonra 70 ekran televizyona terfi etmistir. bir arkadasinin ofisinde solitaire oyunun kesfettikten sonra bizim bilgisayara el koyarak surekli oyun oynamaya baslamis ve zamanla diger ms oyunlarinin etkisine kendisini kaptirarak freecell oyununa terfi etmistir. okulda mahallede yada dershanede hangi arkadasimla beni gorur ertesi gun gbt sorgularmiscasina kendisi hakkinda edinebildigi butun bilgileri kullanmistir hatta bokunu cikartip butun arkadaslarimini anne ve babalarini ne isle mesgul olduklari ve daha kisisel bilgilerine ulasmasini becermistir. bir keresinde lise doneminde okulu asip arkadaslarla gizli kapakli icki icelim olayina birinin evinde bulustugumuzda eliyle koymus gibi bizim arkadasimizin evinde bizi basmis beni komalik etmekle kalmamis sinif arkadaslariminda agzi ile burunlarinin yerini degistirmesini bilmistir. butun bir hayati boyunca "ol dedim oldu" modunda yasadigi icin sivil hayatinda isleri bu sekilde yurutmeye calismis kendisi hakkinda 2 senelik zaman diliminde 50'nin uzerinde kamu davasi acilmistir. ben universitedeyken 1 yuzbasi ve 2 tegmeni komalik edebilmistir. adam dovmek disinda baska herhangi bir hobiye sahip olamadigi icin gittigimiz her mekanda kendi kafa yapisina ters bir durumla karsilastigi anda kabakuvvete basvurmaktan hic cekinmemistir. isin ozu sadece evde degil butun hayat boyunca teror estirmesini bilmistir. bahce sinirindaki kaziga cakilan tel sagdan yada soldan cakilacagi uzerine bahce komsusunun gotune kaziklari sokma girisiminde dahi bulunmustur -asker dovme olayinin baslangicidir-
    ben universitedeyken kardesim kendisinin artik yeni bir hobi edindigini ve andropoza ugrayan her erkek misali eve kapanip hayvan belgeselleri izlemeye basladigini ogrendim. herhalde belgeselde ciftlesen hayvanlara bakip zamanninda bende bu sekilde hatuna atlardim gibi dusunceleri ya da dovusen iki hayvana bakip ne adam doverdim be seklindeki dusunceleri arasinda gidip geliyor olabilir. iste yillar sonra kendisiyle tekrar bir araya gelerek ayni evde yasama durumuna geldigim icin ne bok yiyecegim dusuncelerine kapilmadim degil. bir iki kere odama gelip roman okudugumu gorunce bun kitaplari ne yapacaksin? ne isine yarayacak bosuna zaman harciyorsun dusuncelerini benimle paylasti. bahsettigi kitaplar fantasitk kurgu, bilim kurgu, gerilim romanlariydi. bir gun masanin uzerinde sah ve sultan kitabini gorunce kapaktaki resimi osmanli imparatorlari ansiklopedisinden htirlayarak biraz inceledi ve 1 haftada bitirdi. daha sonra bu sekilde kitabin var mi diye sordu ve oktay tiryakioglu'nun fetih 1453, yavuz ve kanuni romanlarini kendisine verdim okumaya basladi. daha sonra elimde gordugu ermeni meselesi uzerine yapilan arastirma kitplarini okumaya basladi ve son olarak osman karatay'in turklerin kokeni kitabini okudu. su an kendisi yillardir adini bildigi ama herhangi bir kitabini okumadigi nihal atsiz'in bozkurtlar kitabini okuyor.
    evde teror estiren babaya enteresan hobiler yerine kendisin genclik donemlerinin ya da meslek hayatindaki ilgisini ceken konular hakkinda kitaplari calisma masaniza ya da babanini surekli oturdugu koltugun yakinlarina birakin. kapak resminden etkilenerek o kitabi alip bir kac sayfa kurcalayacak ve emin olun bir sure sonra sizi rahat birakacaktir.
  • yıllık izinde bile 1. haftadan sonra kayışı koparan babamın emekli olduğu zaman fazlasıyla estireceği terördür.

    hayır bir insan durup dururken neden musluk tamir eder?
  • bir zamandan sonra facebook okey, mynet okey falan paklamıyor. arada google earth de takılıyor, youtubede konudan konuya atlıyor; bir bakıyorum belgesel diğer baktığımda kick boks izliyor. her gün eksik etmez sudokunu.

    yukardakilerin hepsinden sıkıldıysa gelir size sataşan babadır. bu sataşmanın sonu kavgaya bile gidebilir, dikkat etmek lazım.
  • bıkkınlık getiren bir an sonucu kendisine özellikle anne (babanın eşi)* tarafından işin gücün yok mu senin dendiğinde çok fena içerliyorlar, benden söylemesi. anneleri uyarın.

    (bkz: yaşanmışlık kokan entry'ler)
  • 2m² toprak terör estirmemesi için yeterli olacaktır. yok lan öldürüp gömmeyeceğiz.
    ona biraz toprak verin*

    formül çok basit, uğraşabileceği kadar toprak -ne bileyim balkona falan bir bölüm yapın-, eline üç beş tane biber, üç beş tane domates üç beş tane roka tohumu yada fidesi verin. . sabahın 6 sında hasat yapmaya gidip kahvaltı sofrasında "kırk yıllık bahçevan gibi yahu bu bahçe biberinin yerini de hiç bir şey tutmuyor, bu roka da hiç bir şeye benzemiyor" demesini izleyin. toprak bu boru mu. 'toprak adamın enerjisi alır' diye boşuna demiyorlar.
  • kayınpeder evdeki eşyalara yöneltiyor terörünü. evde oldu mu tüm dolapları, çekyatları, bazaları elden geçiriyor. eşyaları kafasına göre düzenliyor, yerlerini değiştiriyor.

    birgün evyenin altındaki dolapta bir pet şişe su bulmuş. "bu yarım şişeyi niye bırakmışlar ki!" diyerek kaldırıp tezgahın üstüne koymuş.

    kayınvalide de susayınca bakmış tezgahta su, almış dikmiş kafaya. tadı garip gelince hemen tükürmüş, bi öğürtü bi bağrış çağrış. koşturduk hastaneye.

    meğerse kayınvalide bi temizlik ürününü yer kaplamasın diye şişeye boşaltmışmış. allahtan ürün bitkiselmiş de hastanede fazla bir şey yapılmadan eve döndük.
  • hem emekli olmuş hem de menepozlu olan anneden daha az terör estirendir.
  • ilk bir sene,iki sene sabahları yürüyüşe çıkar sonrasını tarif etmem mümkün değil... ota boka karşır ne yapacağını bilemez.

    sabahları işi gücü varmış gibi bizimle beraber kalkar bin tane direktif bin tane laf..

    yat uyu adammm yat uyuuu ! emeklisin lan sennn !!
hesabın var mı? giriş yap