• her zaman hem fiziksel hem de moral olarak kendini hazır tutan, sadece sözleşme dönemlerinde "profosyonel futbolcu" olan türk topçulara inat tam anlamıyla profosyonel olan futbolcu. uzun süre yedek kalmasına ragmen hic sesini cıkarmıyor. takım kendisine ihtiyac duydugunda üzerine düşeni yapıyor.

    uzun sure mac oynamamasina ragmen (neredeyse 1 yıllık bir mac eksiginden bahsediyoruz) 3 aralik 2006 fenerbahce galatasaray maci'nda song'un yokluğunda cıkıp gayet de iyi oynamıştır.

    önceki sene beşiktaşta yaşadığı kadro dışı kalma durumları, akabinde bir müddet takımsız kalması, nihayetinde de g.saraya dönmesi; belli ki kendisinin bu takımın kıymetini anlamasını sağlamıştır.
  • galatasaray ile olan sözleşmesini iki yıl daha uzatan futbolcudur.

    http://www.milliyet.com.tr/…7/04/21/spor/spo03.html
  • son beş sene baz alındığında türkiye sınırları içinde kanımca kendini en çok geliştiren futbolculardan biri.

    bir fb'li olarak takıma katıldığı yılları hatırlıyorum da, her hamlesi ve müdahale girişimi yüreklerimizi ağzımıza getirmeye yeterdi. gerek futbol zekası olarak, gerekse fiziksel koordinasyonu açısından gelişmeye açık bir oyuncu izlenimi vermiyordu doğrusu o yıllarda. ama üçlü savunmalar için markajcı, hava toplarına hakim stoperlere ihtiyaç duyuluyor olması, topla ilişkisi "tepik atma" ve bilimum judo haraketleri ile sınırlı olan emreyi yine de gündemde tutmaya yetiyordu. bunun en bariz örneği o ünlü isveç maçında kenneth andersson'u tutma görevi için fatih terim tarafından bir sene önceden düşünülmesi ve hazırlanmasıydı ki; boy ortalaması 170 cm olan bir ligde bu görevi layıkıyla yapabilecek ender oyunculardan biriydi.

    ancak doksanlı yılların ikinci yarısında özellikle parreira'nın fenerbahçesi ile başlayan tandem savunma anlayışının diğer büyük takımlarda da yaygınlaşması emrenin bocalamasına sebep oldu ve bir süreliğine gözden düştü. bu dönemde özellikle lucescu,bülent,popescu gibi isimlerle çalışması şansı oldu bence. kendini geliştirme, tandeme ayak uydurma çabası; iki türk stoperden tandem olmaz tezini çürütecek şekilde bülentle sağladığı uyum doğrusu takdiri hakediyordu; amma velakin o yine de emreydi özellikle futbol zekası ve sezgileri ile ilgili şüpheleri gideremiyordu.

    son 3-4 yıla baktığımızda işlerin kendisinin istediği gibi gitmediği, hem özel hem de iş hayatında ciddi problemler yaşadığı bir döneme tanıklık ettik. paf takımlarıyla antrenmana çıkmaya zorlandığı dönemler, maçsız geçen aylar vb. tüm bunlara rağmen belki de kariyeri ve ilişkileri ile ilgili yaşadığı gelgitler, onun 30 yaşından sonra böylesi bir gelişimi gösteren nadir yerli futbolculardan biri olmasını sağladı kimbilir.

    artık oyun sezgisi, hamle kararları konusunda tandemde oynamanın getirdiği mental yükü taşıyabilmesinin yanında , servet çetin tarafından hemen her maç nadide örnekleri sergilenen fiziksel koordinasyon problemlerine bağlı müdahale hatalarını en aza indirmiş olması nedeniyle övgüyü fazlasıyla hakediyor. tüm bunlar hatasız olduğu değil ama kabul edilebilir hata oranıyla oynadığı anlamına geliyor hiç şüphesiz.

    tüm bunların, kendisinin bir mankenle barda içki içerken görülmesi sonucunda yapılacak haberler kadar ilgi çekmiyor olması, basınımızın zeka düzeyi ve toplumsal amaçları konusunda yeterince fikir verir zannımca.
  • iyidir iyi olmasına da, common sense yoksunu bir adamdır bence.
    şimdi iki tip sert futbolcu vardır. biri direk öküz gibi sert futbolcu. bu futbolcu zaten kafadan öküzdür, haşırt diye kayar, amacı da haşırt diye kaymaktır. bilinçli hayvanlık dediğimiz bir anlayışla hareket eder. ismail güldüren mesela bu ekolün en güzel örneklerindendir (#8462769).

    ancak emre bundan farklı. ben bu arkadaşın, yaptığı bir hareketin rakipte nasıl bir etki bıraktığı konusunda bir fikri olduğunu sanmıyorum. hani böyle eli ağır ama bunun farkında olmayan adamlar vardır, şaka yaparken çot diye bi vurur canını acıtır, sinirlenirsin falan hatta, adam da pardon abi ya der. işte emre o adamın futbolcu versiyonudur.

    saha dışında pamuk gibi bir insan olması ise hayret vericidir.
  • 7 haziran 2008 turkiye portekiz macinin gizli kahramanıdır. oyuna girdikten sonra yaptığı her hareket tehlike olarak geri donmustur takıma. adası emre gungor kulubede dururken sahada olması degil ısınmaya yollanması bile buyuk hatadır. cek cumhuriyeti ve isvicre maclarını kulubeden takip etmesi en buyuk dilegimiz.
  • bizim göremediğimiz ama fatih terim' e göre a milli olacak özelliklere sahip bir futbolcu. allah aşkına ne artısı vardır diğer anadolu kulüplerindeki türk defans oyuncularından? hayır tecrübe diyeceğim, kendisinin avrupa macerasından bahsedildiğinde liverpool maçında rakip forvete sıfır çizgisinden yaptığı o muhteşem asist aklıma gelir.
  • annesinin ttnet'in futbolcu anneli milli takim reklamında da belirttiği üzere "var mı ondan yakışıklısı takımda?", evet sanırım yok ama o kadar. herkesin annesi "benim oğlum aslan, kaplan, zeki, ahlaklı, çevik" derken annesinin de belirttiği gibi emre sadece yakışıklı, belli ki sadece yakışıklı olduğu için takımda. keşke sahadaki hakemler de histerik kadınlar olsa da şu kupayı kazansak emre sayesinde.
  • 34 yaşına gelip halen 25 yaşındaki gibi görünen
    34 yaşına gelip de halen 22 yaşındaki futbolunu bir gram geliştirememiş adam.
  • yetenki, akıllı ve dünya çapında stoperler yetiştirmesi ile ünlü bir ülkenin tek kötü defans oyuncusudur.
hesabın var mı? giriş yap