178 entry daha
  • yaklaşık bir haftadır kendi kendime öğrenmeye çalıştığım dil. aslında hiç kafamda yokken öğrenmeye başladım ve bundan dolayı herhangi bir zorunluluk hissetmediğim için daha kolay ve hızlı ilerliyorum gibi geliyor. mesela bir haftanın sonunda yüzden fazla kelime öğrendim, geniş zamanda fiil çekimlemenin ve cümle kurmanın mantığını çözdüm, dile dair genel bir fikir edindim vs. konu hakkında birkaç "gözlem"imden bahsetmek istiyorum.

    1) öncelikle portekizce kesinlikle beklediğim veya umduğum gibi bir dil çıkmadı. mesela malum aynı dil ailesinden geldikleri için ispanyolca, italyanca, fransızca gibi dillerle çok ortak noktası vardır diye düşünürdüm hep ama aslında pek de öyle değilmiş. özellikle fonetik açıdan aslında ispanyolcadan epey farklı olması beni aşırı şaşırttı. nedense yıllardır aklımda hep "portekizce ve ispanyolca birbirine çok benzer" gibi bir ön yargı vardı.

    2) yine fonetik açıdan yola çıkarsak portekizce latin dillerinden ziyade bir slav diliymiş gibi geliyor kulağa. zamanında bir süre rusça öğrenmeye çalışmış biri olarak diyebilirim ki sanki rusça öğrenmeye devam ediyormuşum gibi hissediyorum. tabi dediğim gibi bu sadece fonetik anlamda böyle, gramer için konuşmuyorum. çok aktif olarak o, a, ş ve j seslerini kullanıyorlar ve rusların yaptığı gibi sessiz harfleri yumuşatma gibi bir özellikleri/kuralları var.

    3) şimdilik sadece duolingo üzerinden ilerliyorum ve bilenler bilir uygulamanın amacı yazma, okuma ve konuşma becerilerinizi aynı anda geliştirmek. açıkçası şunu söyleyebilirim ki konuşma alıştırmalarının %95'inde başarılıyım. sesleri çok rahat telaffuz edip cümleleri hatasız kurabiliyorum. mesela rusça, arapça ve fransızca öğrenmeye çalışırken bu işten vazgeçmemin en büyük sebeplerinden birisi hiçbir zaman tam olarak bu dilleri doğru telaffuz edemeyeceğimden kaygı duymamdı. çünkü cidden her dil kendine özgü bir ağız-gırtlak kullanma şekli geliştirmiş ve eğer anadiliniz değilse veya en kötü bilingual bir insan değilseniz gerçekten o sesleri çıkarmanız imkansız. ama portekizcede henüz böyle bir sorunla karşılaşmadım.

    4) canımız kanımız türkçemiz misler gibi cinsiyetsiz bir dil olduğu için ne zaman yeni bir şey öğrenmeye kalksam işin içine eril/dişil kurallar falan girse hafiften gözüm korkar en sonunda da pes edip bırakırdım ama portekizcedeki cinsiyet mantığı fazla zor değil gibi. o maskulenliği a da feminenliği karşılıyor ve zaten kelimelerin büyük çoğunluğu ya o ya da a ile bittiği için hangisi erkek hangisi kadın ya da hangi kelimenin önüne hangi artikeli getireceksiniz, tahmin etmek hiç de zor olmuyor. bazı istisnalar elbette var ama ben mantığını çok çabuk oturttum.

    5) bir cümle kurup sonuna nokta koyarsanız normal cümle, soru işareti koyarsanız soru cümlesi oluyor. bence bu en mükemmel özelliği hahahaha! hiç fiil değiştirmeye, kelimelerin sıralarını karıştırmaya falan gerek yok. misal;

    voce fala ingles. => ingilizce konuşursun.
    voce fala ingles? => ingilizce konuşur musun?

    cidden en sevindiğim nokta bu oldu....

    eğer ki öğrenmeye devam edersem ara ara güncellerim burayı. şimdilik beni vazgeçirecek kadar bir zorlukla karşılaşmadım.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap