1199 entry daha
  • beni yıllar öncesine götürdü, aklımda bugünkü gibi canlı kalan ve bir çok şeyi ilk kez yaşadığım için eşsiz olan anılara...

    sene 1978. thy’nin boeing 727’sine o meşhur kendinden merdivenli kuyruk kapısından binmiştik. uçak havalandığında, heidi’nin serilip yattığı bulutları görünce, kardeşimle çok heyecanlanmıştık.

    berlin schönefeld havalimanı doğu almanya topraklarındaydı. o zamanlar almanya resmen işgal altındaydı ve thy ingiliz egemenliğindeki tegel’e inemiyordu. tegel’den türkiye’ye daha sonra defalarca uçtuğumuz “dan air“in seferleri vardı.

    schönefeld’den batı berlin’e ulaşmak için yolcular önce doğu almanya gümrüğünden geçiyor, sonrasında otobüslerle batı berlin’e naklediliyordu.

    gümrükte, doğu alman polisi, takım elbiseli, bıyıklı, esmer bir yolcudan, tek bagajı olan bond çantayı açmasını istedi. çanta açılınca, içinde mis gibi kokan taze sivri biber ve tarla domatesinden başka bir şey olmadığını gördüm.

    babam bizi otel odamıza yerleştirip, yiyecek bir şeyler almak için çıktı. yarım saat sonra, kollarında küçük bir koli ve gülümseyen yüzüyle kapıda belirdi. çavdar ekmeği, gouda peyniri, patates cipsi ve muz getirmişti.

    o güne kadar anamur muzundan başka muz görmemiştik, o da pahalı olduğu için biz çocukların damağında lüks bir lezzetti. dolayısıyla, o kocaman chiquita muzları görünce kardeşimle gözlerimize inanamadık.

    ve berlin duvarı... okulum wilhelmsruher damm üzerinde, duvarın hemen yakınındaydı. sınıf penceremden 4 sene boyunca, küçük dünyamın sınırı olarak gördüm onu.

    bunları neden anlattım... şimdi doğu almanya yok, berlin duvarı insanların koleksiyonlarında birer taş parçası, dan air artık uçmuyor, ilk göz ağrım 727’ler gökyüzünden yavaş yavaş silindi ve artık uçakların kuyruk altında merdivenli kapısı yok.

    hatta, gurbete giderken, bir çanta dolusu biber ve domatesten değerli eşyası olmayan başka kimseye de bir daha rastlamadım ve muz görünce çılgınca sevinen çocuklara.
2054 entry daha
hesabın var mı? giriş yap