18 entry daha
  • nbc'nin tüm filmlerini en az iki kere izlemiş birisi olarak, en beğendiğim yapımının kamera arkası görüntülerinden oluşan; üniversitede ders niteliğinde okutulabilecek muazzam bir çalışma olmuş.
    hocanın, sanırım en çok diyalog içeren ve stabil kameradan daha çok hareketli çekimlere yer yer verdiği yapımı. belki de bunlar, benim en sevdiğim filmi olmasına sebep oldu ve yine belki de bu yüzden 1999 yılındaki mayıs sıkıntısı'dan sonra ilk defa cannes'dan ödül alamadan geldi.

    ben bu belgeseli bir sekmede film, diğer sekmeden kamera arkası görüntülerle izledim. bazı yerlerde, filmden karelerle kamera arkası örtüştürülmüş fakat hali hazırda 6 sat 27 dakika olan yapımı daha da uzatmak istememiş olabilirler o yüzden bana biraz yetersiz geldiği için ikinci sekmede filmi de açtım dolayısıyla 4 günde anca bitirebildim. eşim kafayı yediğimi düşünüyor ancak olsun insanın en sevdiği yönetmenin en sevdiği filmine bu kadar vakit ayırmasından doğal ne olabilir ki :))

    izlerken şunu fark ettim; bennu yıldırımlar ile olan daha çarpıcı bir diyalogları var ki bence malum görüntülerden daha sert ve vurucu (5:50:35'ten itibaren). ezber konusunda sorun yaşaya bennu hanım'a şöyle diyor: "ezber tam olsa bak şimdi, sen bunu çatır çatır söylüyor olsan oyunun incelikleri ile uğraşırız. şimdi ona sıra gelmiyor... ben senaryoya bakıyorum ya, yani benim senaryoya bakmamam gerekiyor, benim ekranda senin oyununun incelikleri ile uğraşmam lazım." ki bu diyalog başbaşa değil tüm herkesin duyacağı şekilde gerçekleşiyor ve hoca %100 haklı. dizi seti değil ki, birkaç gün öncesinden senaryo eline geçsin. senaryoyu yalamış yutmuş olması gerekirken bir çok noktada hatalarını düzeltmekle uğraştılar. ayrıca hoca, imam sahnesinde doğu'ya da benzer uyarıları yapıyor(1:26:08'den itibaren). "mesela şurda bak, ben bu kadar şeyi bunun(cümleden bahsediyor) içine sıkıştırabilmek için ne çabalar sarf ettim" diyerek. ki haklı da.
    sonrasında, bennu hanım da kendi eleştirisini yapıyor. (https://www.youtube.com/watch?v=tt7d43ujvqa 19. dakikadan sonrası)

    ayrıca şunu anladım; hocanın doğu demirkol'u seçmesindeki başlıca sebeplerinden birisi sinan'ın aslında doğu olması :)) kamera önünde ve arkasında adamda duygu ve diyalog değişimi sıfır ve doğu'nun konuşma şekli, yaşadıkları, var olma ve ispat çabası sinan karakteriyle aşırı uyumlu. yani doğu demirkol'un rol yapmaya gerek kalmadan kendini oynaması yetmiş. hoca ne kadar memnun bilemiyorum ama ben çok sevdim sinan karakterini. fakat sinan'ın entelektüelliği doğu da yok o kesin :)) (4:43:41'den itibaren)
    nbc: tolstoy okudun mu hiç?
    doğu: okumuşumdur ya...
    nbc: okumuşumdur (alaycı bir gülümseme ile)... okumadığın belli, tolstoy'u söylemiyorsun. (öncesi olmadığı için %100 emin değilim ama sanırım senaryodaki "sonmuş, yürüyomuş sanki tolstoy" cümlesini unutması üzerine geçen diyalog)

    velhasılı, sinema severler için muazzam bir belgesel olmuş.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap