22 entry daha
  • scorsese'nin -gec ama guc olmadan- damgasini vurdugu torendi bu. bunca harikulade filminden sonra bu filmle oscari almasi icime dokunmadi degil. the departed'a bir garezim yok, yemeyip yaninda yatilasi film aslinda - ama daha guzellerini yapti bu adam goruyoruz biliyoruz, tuhafima gitti biraz. gerci sonucta oscar da tek bir film icin verilen bir odul degil. gelmis gecmis, olmus bitmis her seye, bir insanin tum tarihcesine verilen gayet de politik bir odul. demek ki zamani simdiymis deyip gecelim bari. alan arkin, forest whitaker, das leben der anderen ve michael arndt sevindiren diger oduller oldu sahsimi. children of men sinematografiyi alir diye dusunmustum olmadi, saglik olsun. ayrica abigail ile will smith'in ogluna burdan dunyanin en seker presenterlari oscarini ikram etmek istiyorum seker kagidina sarip. ve en dokunakli an odulu... elbette jack nicholson ve scorsese'ye sarildigi an... jack'in zaten varligi, sesi ve gunes gozlugu yeter. ah.

    velhasil tum sovlar sahaneydi, ellen degeneres oldukca komikti, al gore da eglendirdi - tatmin edici bir sovdu. seneye gorusuruz.

    bir de not: ellen'in sarf ettigi cok onemli cumleyi eklemeden olmaz: 'let's be honest - if there weren't blacks, jews and gays there wouldn't be oscars.' bu da kayda gecsin.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap