4 entry daha
  • "yani hangi rektörün o kadar kitabı ve atıfı var allasen"

    evet bakalım dedim kimmiş bu eleman mhp'nin sosyal medyaya ilişkin faşizan düzenlemesine destek veren (https://www.gazetedamga.com.tr/…-gercek-h35931.html) üstelik de kendisi çok afiili bir görevde "sosyal medya ve dijital güvenlik eğitim, uygulama ve araştırma merkezi (sodigem)" başkanı breh bereh yani çok büyük adam caanım, bakalım bu porofosöre neler yapmış,

    sayın profesörümüzün makaleleri ve kitaplarına şu sayfadan ulaşıp bakabilirsiniz, (https://akademik.anadolu.edu.tr/…nteraslan/kitaplar)

    akademik makalelerine baktığımızsa her milliyetçi muhafazakar gibi bunun da japonya ya ilişkin bir analiz ile başladığını görmek şaşırtıcı olmadı, bitmedi bu milliyetçi muhafazakarların japonya hayranlığı,

    neyse toplam 26 makalesinin 3 tanesi yabancı online dergiler de yayınlanmış ki biri hindistan biri bulgaristan ve biri de inönü üniversitesine ait,

    diğerleri ise çoğunluğu taşra üniversitelerinin birbirini ağırladıkları dergiler,

    kitaplarına bakıyoruz 8 tane kitabı var, bunlar da maya, nobel, beta gibi "parayı ver kitabını bastır" yapan yayınevlerinden çıkmış

    daha önceki bir yazımda((bkz: #42202196)) akp'nin kendi akademisyenini yaratmak için ne yaptığını söyle yazmıştım, ilgili bölümü kopyalıyorum;

    "sanki biz bilmiyoruz o mantar gibi bitiveren "hakemli" dergilerin hangi ihtiyaçtan çıkıverdiğini. sscı ya da scı gibi indexlerde kabul görmüş uluslararası hakemli dergilerde makalelerin yayınlanmasına maçaları yemediği için ama tabi bulundukları üniversitelerde yükselebilmeleri için bir şekilde makale yayınlanması gerekiyor öyle ya makale yayınlansın ünvanlar alınsın ki kadrolar doldurabilsin, yoksa geleceğin ak-adem-isyenleri nasıl ortaya çıkacak değil mi?önce doçentlik sınav yönetmeliği'ni değiştirip makalelerin varolan ulusal hakemli dergilerde yayınlanması koşulu getirdiler, o da zor gelince kendi aralarında oluşturdukları -sözümona- hakemli dergilerde birbirlerine al gülüm ver gülüm yazı yayınlattılar."

    evet durum bu işte, gördüğüm kadarıyla prof eraslan da bu şekilde kolayına yükselmiş biri, eski sistem olsa o 71 üds notu ve doğru düzgün yayınevleri ve uluslaraarası herkesçe tanınan dergilerde makaleleri yayınlanmadan prof olunması imkansızdı çünkü....

    işin en üzücü yanı bunların öğrencisi olmuş üniversite öğrencilerinin de bunların yazdığı kitapların makalelelerin niceliğine aldanıp niteliğini sorgulamadan bunları gerçek "akademisyen" sanmaları, çünkü sistem de öğrencileri bu şekilde kanalize ediyor, "ne kadar çok kitabın, makalen varsa o kadar "iyi" akademisyensin" demektir, heyhat yazdıkların kimsenin bilmediği yayınevlerinden online 3. dünya dergilerinden çıkmış kimin umurunda , bastırdın mı bastırdın, bastır kitabı al profesörlüğü

    daha önce de söylediğim gibi akp rejimi gidecek ama tahribatı çok uzun süre devam edecek
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap