3078 entry daha
  • daha önce yazdığım entry (bkz: #76464208)'ye devam niteliğinde olan bu entry'de, akademik kariyer yapmak isteyen arkadaşlara yönelik tavsiyeler vereceğim.

    türk eğitim sisteminin yetersizliğinin herkes farkındadır. lisedeki hocalardaki vizyonsuzluk ne yazık ki öğrencilere de geçiyor ve bu durum fiyasko ile sonuçlanabiliyor. üniversiteye girdiğinizde amacınız meslek edinmektir. dolayısıyla alanınıza göre bilmeniz gereken ne varsa bilmelisiniz ve üniversitedeki dersleri ders olarak değil onları alanınızda ilerlemeniz için elzem bilgi edinimleri olarak görmelisiniz. eğer liseden eksikleriniz varsa bunları ivedilikle kapatmanız büyük önem teşkil ediyor.

    akademik kariyere yönelen öğrencilerin sayısı gittikçe artıyor. dolayısıyla rekabet var. bu işi gönülden yapacakların kendisini sürekli geliştirmesi gerekecek, yaz tatilinde bile. özellikle bilimsel alanlarda günümüzde her şey çok çabuk gelişiyor ve yeni gelişmelere uyum sağlayabilecek kalifiye elemana ihtiyaç var. bu yüzden ufkunuzu genişletmeniz çok önemli. karşınıza çıkan sorunları birçok açıdan değerlendirmeniz için buna ihtiyacınız var. hem de bu sayede alan değiştirmeniz gerekirse fazla zorlanmazsınız.

    üstte yazdığımın aksi bir şey yazmışım gibi algılanacak fakat değil: günümüzde alanlarda özelleşme eskiden olduğuna kıyasla çok daha fazla önem teşkil ediyor. birisi bir işi yapacaksa en iyisini yapsın isteniyor. bunun sebebi de artık herkesin az çok bir şeyleri bilmesi ve bu sebeple de bireylerin kendisini öne çıkaracak birçok niteliklere sahip olması gerekliliğidir. sizden istenen, hem ileri görüşlü olmanız, esnek olmanız ve karşınıza çıkan problemleri birçok açıdan ele alabilecek yetilere sahip olmanız, aynı zamanda da spesifik bir alanda uzmanlaşmış olmanızdır. çelişkili olduğunun farkındayım, fakat durum böyle. o yüzden bol bol kitap okuyup, diğer alanlardaki gelişmeleri takip edin, hiçbir şeyden habersiz bir şekilde kendi alanınıza tıkılıp kalmayın. kendinize bir hobi edinin. akademide yaratıcılık büyük önem taşıyor, dolayısıyla hobileriniz size vizyon katacak ve olayları başka açılardan değerlendirebilmenizi sağlayacak veya bir alanda sahip olduğunuz bilgiyi kendi alanınızda yeni bir uygulamaya dönüştürmenizi kolaylaştıracaktır, yaratıcılığınızı artıracaktır.

    tercih yapacaklar için çok önemli: türkiye'deki en iyi üniversitelere (boun, itü, koç, sabancı, bilkent, odtü vb.) oynayan öğrenciler bu üniversitelerin arasında büyük bir fark olmadığını idrak etmeli. akademide de hangi üniversiteden mezun olduğunuzdan çok yaptıklarınızla ilgilenilir. türkiye'deki orta seviye üniversiteler için de bu durum geçerli (okan, özyeğin, bilgi vs.). eğer akademik kariyer yapmakta kararlıysanız ve hedefleriniz az çok belliyse üniversite veya bölüm seçmekten ziyade hoca seçmeniz daha mantıklı olacaktır. özellikle çalışmak istediğiniz alanda karar kıldıysanız, o alanda çalışan hocaların olduğu üniversiteleri tercih edin.

    çoğu üniversitede bir bölüm açılır ve bu bölümden mezun olan öğrencilere ihtiyacı olan mesleki temel bilgiler verilir. bunun yanı sıra üniversite bünyesindeki hocaların çalıştığı spesifik alanlar vardır ve bu alanlar o üniversitenin o spesifik bölümünün genel araştırma konularını oluşturur. bu sebeple üniversite değil, bölüm de değil, hoca seçin. tercihlerinizi üniversitedeki araştırma olanakları ve alanlarını baz alarak yapın. üniversitede hocalar meraklı, çalışkan ve öğrenmeye meraklı öğrencilere açıktır. dolayısıyla bölümünüzdeki hocalarla derhal iletişime geçip araştırmalarında rol almak istediğinizi söyleyebilirsiniz. farklı bir bölümden gelseniz dahi sizi geri çevirmezler. yeter ki ilgili olduğunuzu ve hocanın öğrencide aradığı kalifikasyonlara sahip olduğunuzu belli edin. buradan hareketle hocaların projelerinde rol almış olursunuz ve mezun olana kadar cv'nize yazabileceğiniz ve sizi öne çıkarabilecek çalışmalarınız olmuş olur. beraber çalışacağınız hoca -umuyorum ki- sizin için iyi bir danışman/yol gösterici (mentor) de olacak ve size yüksek lisans, doktora başvuru süreçlerinizde yardımcı olacaktır. çok şükür benim eğitim sürecimdeki hocalarım yardım severdi ve bana yol gösterdiler. siz de kendinize bir yol gösterici bulun, bu hoca da olabilir veya yüksek lisans/doktora yapan bir abiniz/ablanız olabilir.

    benim şahsi görüşüme göre, eğer istediğiniz üniversitenin istediğiniz bölümüne giremezseniz, aynı üniversitede hedef bölümünüzle benzer disiplinden gelen bir bölüm var ise bu bölümü de tercih edebilirsiniz. yerleştikten sonra bölümünüzdeki hocalarla iletişime geçip onlarla görüşün, alanları hakkında ilgili olduğunuzu belirtip araştırmalarına ve çalışmalarına katılmaya çalışın.

    üniversitede hoca projelerine dahil olduğunuzda gerçekleşecek şartlar staj yaptığınız süreçte de oluşabilir. stajyerler çoğunlukla angarya işlerin yaptırıldığı güruh olarak görülür ancak bu durumu lehinize çevirmeniz mümkündür. akademide, bir hocanın danışmanlığında staj yapıyorsanız karşı tarafa iyi bir izlenim bırakırsanız hocalar sizi yanlarında tutmak isteyebilir. bu tür fırsatları muhakkak değerlendirin. eğer bölümünüzde zorunlu staj yoksa gönüllü staj yapın, eğer staj yapmanız o yaz mümkün olmadıysa kendi okulunuzda hocalarınızla proje yapın. staj imkanlarını iyi değerlendirin, yurt dışı staj imkanınız da varsa bunu değerlendirin.

    staj başvurularınıza aralık ayından yapmaya başlayın. ne kadar erken o kadar iyi. yol gösteren / danışman hocanızdan staj başvuruları hakkında yardım isteyin veya bir bilene danışın.

    araştırma yeteneğinin gelişimi için makale okumak ve literatürü takip etmek mühim. özellikle hoca projelerinde rol almak için derslerde öğrendikleriniz üzerine bir şeyler koymanız gerekecek. bu sebeple de araştırma yapmayı öğrenmelisiniz. essay ve makale yazma kurallarına aşina olun. istatistiksel verileri okumayı, anlamayı, yorumlamayı ve bunlardan çıkarım yapmayı öğrenin. makalelerdeki potansiyel hataları veya kısıtları görmeye çalışın. bunları görebilmek için makale okumanız, alanda yetkinliğinizi artırmanız ve aynı zamanda da bol bol yazmanız gerekli. latex gibi markup dillerini öğrenmek sizi yazma konusunda bir adım öne taşıyacaktır. microsoft word görüldüğünden çok daha derinlikli ve fonksiyonel bir programdır, onda da kendinize geliştirebilirsiniz. güzel bir cv hazırlayın, bunun için de latex kullanabilirsiniz.

    akademik yazımı öğrenebilmek için ingilizcenizi geliştirmelisiniz. bunun üzerinde fazla durmam gerektiğini düşünmüyorum, nitekim vereceğim tavsiyeler başkaları tarafından yazılmıştır. yine de daha önce duymamış olabileceğiniz bir tavsiyeden burada bahsetmek isterim. türkiye'deki gazetelerin ingilizce versiyonlarını okuyun (mesela hürriyet daily news) içeriğiyle bir şekilde haşır neşir olduğunuz bu haber metinlerinde konuları anlamakta çok zorlanmadan dilde yetkinliğinizi artırmış olursunuz. ayrıca kelime dağarcığınızı da geliştirmeniz özellikle akademide kalacaklar için çok önemli. bu konuda yardımcı olabilecek bir entry'im (bkz: #101887034)

    hazırlık sınıfında iseniz eğitim sürecinde el verdiğince alanınızdan kopmamaya çalışın ve bölümünüzle ilgili çalıştaylara ve seminerlere katılmaya özen gösterin. ilk yıl mühendislik fakültelerinde temel bilim derslerinin verildiği bir yıldır. kesinlikle ama kesinlikle fizik, kimya, kalkülüs'ten kopmayın ve ara ara çalışıp bunları kendinize hatırlatın. yoksa ilk yıl zorlanabilirsiniz.

    syllabus (ders izlencesi) okumayı öğrenin. bunlar dersin içeriğinin detaylıca ele alındığı belgelerdir. işine ve öğrencisine saygısı olan hocalar düzgün bir syllabus hazırlar ve bunu ilk derste öğrencisinin önüne koyar. şimdi yazacağım şey için belki birtakım çevreler tarafından topa tutulabilirim. istisnalar muhakkak vardır elbette ancak bir hocanın kalitesini ve karakterini az çok syllabus'ünü nasıl hazırladığından, ne kadar özen gösterdiğinden, kalitesinden ve üslubundan anlayabilirsiniz. syllabus'tan hoca ile ilgili olumlu ve olumsuz çıkarım yapabilirsiniz. elbette size gelip syllabus okurken dikkat edilmesi gereken hususları yazmayacağım, zira bu tür bir karar mekanizması daha çok sezgisel olarak gerçekleşir ve sizin çıkarım yapma yeteneğinize bağlıdır. eğer seçmeli ders almak istiyorsanız ve hocayla gidip konuşacak zamanınız yoksa, birkaç ders arasından seçim yapmanız gerekiyorsa sezgileriniz yardımıyla syllabus'tan çıkarım yapabilirsiniz.

    günümüzde akademik çalışma demek bir şekilde veri analiziyle haşır neşir olmayı gerektiriyor. çoğu alanda programlama ve veri analizi ile uğraşmanız gerekecek. bu sebeple de eğer ilk yıl ders programınızda bir programlama dili yoksa, muhakkak üniversiteye başlamadan önce veya dönem aralarında boş vaktinizde bir programlama dili öğrenin. algoritma oluşturmayı, dosya okumayı ve yazmayı, işinizi kolaylaştıracak otomasyon yapmanızı sağlayacak basit programları yazmayı mutlaka öğrenin. bunlar sizi özellikle hoca projelerinde rol aldığınızda öne çıkaracaktır.

    excel'de (istatistiksel) veri analizi öğrenmek, görsel arayüz olanağı sunduğundan kolay gelebilir lakin bu işin ehli her zaman python, r gibi programlama dillerini veya duruma göre spss'i tercih edecektir. bu açıdan da temel şeyleri kavramak için python en iyi seçenek olacaktır diye düşünüyorum. gaza gelip kendi başınıza, özellikle de bilgisayarda o kadar yetkin değilseniz c++ öğrenmeyin mesela. basit şeylerden başlayın. programlama dili bilmek her alanda büyük önem arz ediyor. geçenlerde yunanistan'da turizm okuyan bir arkadaşım benden python için yardım istemişti. siz düşünün. akademide ilerleyeceklerin, 2. sınıfa geçmeden bir programlama dilini öğrenmiş olması faydalı olacaktır. onun dışında alternatif işletim sistemlerini (linux) kullanmayı da öğrenin, bazı yazılımlar sadece bu sistemlerde çalışıyor ve bu programları çalıştırmak için bash/komut satırı bilginizin olması gerekiyor. bu yüzden de komut satırını kullanmayı az çok öğrenmeniz gerek. fizik simülasyonları, hesaplamalı yapısal biyoloji simülasyonları ve bunun gibi yüksek çekirdekli sunucularda çalıştırılır. o yüzden bash bilgisi önem teşkil ediyor. son olarak, özellikle birden fazla kişinin çalışacağı programlama projelerinin git/svn gibi platformlarda yürütülmesi işleri çok kolaylaştırıyor. git öğrenmeniz de sizi ilerideki çalışmalarınızda bir adım önde götürecektir ve eğer gerekirse, sahada çalışmak isterseniz kolaylıkla grup içinde çalışmaya adapte olabilirsiniz.

    üniversitenin gerçeklerinden biri de hocanız gerçekten özel bir çaba sarf etmediği sürece kendisinin paylaşacağı notların yetersiz kalacağıdır. aksi belirtilmedikçe derse çalışırken yararlanacağınız kaynak kitaptır. slayt çoğu zaman yeterli olmaz. dolayısıyla ders kitaplarına erişiminiz olsun ve bunları okumayı öğrenin. youtube videoları (ak lectures, organic chemistry tutor, khan academy gibi kanallar) da faydalı oluyor. üniversite textbookları lise kitapları kadar pedagojik olmaz ama makalelere kıyasla daha pedagojiktir ve bunları da okumayı öğrenme süreci vardır.

    gün gelecek textbooklar yetersiz kalacak veya bir konuda ayrıntılı araştırma yapmanız gerekecek. bu durumda makalelere başvuracaksınız. makaleler anlaşılırlık biçiminden pedagojik olmaktan çok uzaktır. makeleleri anlamak uzun yılların tecrübesini gerektirir. bu sebeple onları şakayla karışık "geriatrik" olarak tanımlayabiliriz. makaleler sorgulanabilirliğini zorlaştırmak amacıyla kasten karışık bir şekilde yazılır. maalesef. makale okudukça ve okuma kitaplarının içine girdikçe kendinizce ilgi alanları elde etmeye başlayacaksınız. bu da zamanla sizin özel araştırma alanınızı belirlemenizde fayda sağlayacak ve birkaç paragraf önce bahsettiğim hoca seçme sürecinde size katkı sağlayacak.

    ders çalışırken muhakkak aklınıza birtakım sorular gelecektir. bu sorularda kendi kendinize birtakım araştırma soruları soracaksınız, bu soruların cevaplarını kendiniz bulmaya çalışın, akıl yürütün, derin düşünün, sonra da bu konuyla alakalı yapılmış araştırmalara bakın. öğrendiklerinizi ve aklınıza gelen fikirleri bir deftere not alın. bu araştırma serüvenlerine girdiğiniz zaman da makalelerden yararlanın. bu sayede bilimsel araştırmaların nasıl yapıldığına dair fikriniz olacaktır. bu makale okuma süreci büyük önem teşkil ediyor. uzmanlaşmak istediğinizde alanda bilgilenmenin ve yeni araştırma konuları bulmanın, alandaki eksiklikleri tespit edebilmek için makale okumak şart.

    günümüzde birçok öğrencinin zihinsel yetenekleri bazında yetersiz gördüklerini, zekalarından şüphe ettiklerini görüyorum. aslında sizin eksikliğiniz olmasından ziyade türk eğitim sisteminin bir yetersizliği var. evet, zeka gerçekten de çok önemli bir faktör. ancak akademide bilgi birikimi, azim, duygusal zeka da (kendini kontrol edebilme, duygu durumu dalgalanmalarına kapılmamak) genel zeka kadar önemli faktörlerdir. genel geçer tanımıyla yüksek zekanın tek kazanımı özel durumlar haricinde hızdan kazanç olur. dahi kategorisinde tanımladığımız insanlar zaten çok üst seviyededir ve onlardan biri değilseniz kendinizi onlarla kıyaslamanız pek doğru olmaz. zekanın tek avantajı problemleri, sorunları daha hızlı çözme yetisi ve zihninize giren bilgiyi daha kolay bütünleştirmek kolay oluyor. bunun dışında zekanın başka büyük avantajı yok.

    zekanızın yeterli olmadığını düşünüyorsanız diğer özelliklerinizi ortaya çıkarmaya çalışın. çünkü elinizden gelenin en iyisini yaparsanız eninde sonunda bir şekilde bir şeyler güzel sonuçlanıyor. vazgeçmeyin. dolayısıyla ne kadar yeteneksiz ve aptal olduğunuzu düşünmek yerine, elinizden gelenin en iyisini yapın; çünkü önemli olan bu yolculuğa başladığınızdaki niyetinizdir. ortalama veya ortalamanın biraz üstünde zeka ile, çalışma azmi ve araştırma merakı ile ve psikolojik sağlığınızı rayına sokarak oldukça başarılı olabilirsiniz.

    yukarıda yazdığım paragrafa tamamlayıcı tavsiyeler: spor yapmanız, sağlıklı beslenmeniz, meditasyon yapmanız, sosyalleşmeniz, ara ara kendinize nefes alacak alanı ve zamanı sağlamanız ve istediğiniz neyse onu yapmanız olacaktır. uyku düzeninizi sağlayın ve gerekirse bunun için profesyonel yardım alın. eğer psikolojik olarak yetersiz hissediyorsanız, duygu durumunuzu kontrol etmekte zorlanıyorsanız, psikolojik sorunlarınız olduğunu düşünüyorsanız profesyonel yardım alın. bunun büyük faydasını göreceksiniz. bu paragraftaki tavsiyelerin hepsi tamamlayıcıdır; dolayısıyla bunların hepsini gerçekleştirdiğinizde sonuç alırsınız. elinizden geldiğince bunları yapmaya çalışın, bunları yavaş yavaş hayatınıza dahil edin. bu sorunlarınızın üstesinden gelmeniz, emin olun hem odağınızı, hafızanızı, sezgilerinizi ve zekanızı oluşturan tüm bilişsel yeteneklerinizi geliştirmenizde rol oynayacaktır. liseden neredeyse hiçbir şey öğrenmemiş olarak mezun oluyoruz. hepimiz liseden büyük eksiklikler ile mezun olduk ve gözümüz üniversitede açıldı. bu entry'i yazmamdaki ana motivasyon kaynağı da buydu zaten. bizim fark ettiğimiz şeylerden siz erkenden haberdar olun ki tedbirlerinizi alabilin.

    son olarak, imkanınız varsa ailenizden farklı bir şehirde okul okuyun veya aynı şehirde okuyacaksınız ayrı bir yerde kalın. üniversitede hala aile evinde kalmak bana doğru gelmiyor. kendinizi keşfedeceğiniz ve zincirlerinizi kıracağınız bu dönemde ailenizle aranız ne kadar iyi olursa olsun biraz nefes alıp, kendi başınıza yaşamayı öğrenmelisiniz ve konfor alanınızdan çıkmalısınız. bu başlıkta eve çıkmayın demişler, yanlış demişler. eğer imkanınız varsa muhakkak çıkın. bu imkan yoksa da oluşturmaya çalışın. aileden uzakta okumak büyüme sürecine büyük katkı sağlıyor, bu fırsatı değerlendirin ve büyümeniz için kendinize uygun ortamı sağlayın.
516 entry daha
hesabın var mı? giriş yap