363 entry daha
  • istanbul sözleşmesi hakkındaki tartışmanın gidişatını kamuoyundaki derin tepkiye rağmen pek olumlu göremiyorum ne yazık ki.

    bu kadar kalabalık maddelerden oluşan paketler çoğu zaman sıkıntılı süreçlere gebe olurlar. nedeni de artık giderek yoğunlaşıp karmaşıklaşan günümüz dünyasında sıradan vatandaşların 70-80 maddelik paketlerin hepsini okuyup anlaması, önce kendi içinde muhakeme edip ardından başkalarıyla tartışmasının zorlaşması esasında.

    yürütmeden sorumlu taraf yetkilere sahip bizimse elimizdeki tek koz sayısal kalabalığımız olabilir ancak.

    gezi parkına benzer biçimde bir sürecin burada da önümüze sunulmasından çekinmek lazım. gezi parkının başında sosyal yaşama ilişkin pek çok madde öne çıkmıştı. ama zamanla bu maddelerin içi gücü elinde tutan karşı tarafça boşaltıla boşaltıla bu sesler "gezi olayları" ismi altında "paket" bir hale sokuldu.

    bugün "gezi olayları" dendiğinde yaşananların gölgesinin gölgesinin gölgesi biçiminde anlatılara tanık oluyoruz. hem biz, o günün muhalif gençleri, hem de karşımızdaki hükümet ve hükümet yanlısı vatandaşlar açısından gezinin çıkış noktasından uzak, kısır bir tartışmaya sürükleniriz. kaldı ki bugün oy kaygısıyla öpücüklere boğulan z kuşağı, o günün çocukları, gezinin ne olduğunu nereden anlasın. oturup bir avuç nitelikli sosyolog ve kamuoyu araştırmacısının çalışmalarını araştırıp okuyanların oranı çok fazla değildir diye düşünüyorum.

    buradan yola çıkarak istanbul sözleşmesi tartışmalarının da her ne kadar iktidarın kendi organları içinde de tartışma yaratmasına rağmen benzeri bir akıbete sürüklenmesi ihtimalinin sandığımızdan yüksek olduğunu düşünüyorum. böyle giderse paketin içindeki maddeler ayıklanacak, kalan bazı maddeler değiştirilecek ve paket asıl halinden bambaşka bir şeye dönüştürülüp sadece adı aynı kalacak. sonunda da "alın işte, size istanbul sözleşmesini yaptık. size gene yaranamadık" diyerek de kamuoyunun geneline hoş gözükmek için aynı taktiğe sığınılacak.
344 entry daha
hesabın var mı? giriş yap