165513 entry daha
  • yine durduk yere didem madak’tan söz açıldı, kendi kendine. kendi kendine açılan sözlerin, nerelerde yer ettiğini sen de biliyorsun, ben de. nerelerde yer etmediği ise, aklımıza geldikten sonra saçma sapan bir halde suratımıza çarpıyor bazen.

    memleket deyince, işte arabaya biniyorsun, bayram günü trafik çok oluyor ama sen ısrarla o yolu tepmekten vazgeçmiyorsun. vazgeçmeme sebebin de, o yolun ucundakilere duyduğun özlem değil ha. on bin kilometre ötede de o özlem zaten hep var oluyor, üç yüz kilometre ötede de duruyor orada. evden çıktıktan sonra diyorsun, merede olduğunun bir önemi yok. kapı komşusu olsanız, belki, o zaman özledim seni dediğin vakitte kapıyı çalarsın ama böyle olmuyor. hep orada duruyor özlem, gidermek için yollar tepmek gerekiyor, km sayısından bağımsız.

    yol bitmedikçe dün, aklıma bir şeyler geliyor. bu yollarda da beraber gider miyiz? bu yol olması şart değil, uzun yolun iki insan arasındaki mesafeyi kısaltması gibi, canımız pahasına yollara çıkmak. bir koltukta sen, ötekinde ben, dümdüz yolda, iki insan arasındaki mesafenin artık en aza inmesi, beraber yolculuğa çıkmak.

    yol bitmedikçe, kendi kendime uzun yola bakıp düşünüyorum, didem madak geliyor aklıma, diyor ki, derlermiş ki, diyor, “...sığındığın gönül, memleketindir.”
    sahi diyorum, benim sığındığım gönlün yolu buradan değil, uzun yolu, devlet yolu buradan geçmiyor oraya, şuraya dön, o orda. oraya gideyim.
    derken, gün sayıyoruz. bugün 3 gün kalmış, gelecek, bu kez yine, yolu buraya, evimiz dediğimiz yere.

    insanın gönlü ancak memleketinde huzur buluyor, bunu sana hep diyorum.
    bekliyorum.
108550 entry daha
hesabın var mı? giriş yap