11 entry daha
  • dinlerken savuran bir şarkı bu. bir duygudan diğerine; sanki acelem varmış gibi..

    "yavaş içim. dışarda her şey sakin, olması gerektiği yerinde her şey; ben. değil işte. tadı bozuk bir şeylerin; hani az önce yemişim de, ev sahibine ayıp olmasın diye ağzımda evirip çeviriyor gibiyim zamanı. ayağımı yere sağlam bastıran hiçbir şeyim yok şimdi sanki. yüksekçe bir binanın çatı katında, kimse görmeden ve farketmeden ne kadar incindiğimi; kimse bir türlü anlayamazken neden bu kadar incittiğimi... en çok kendimi. ağlıyorum sanıyorum ben; aşağıdan geçenlerin üzerlerine yağmur düşüyor; "ahmaklar mı ıslanırmış bu türlü yağmurda bir tek, neden ahmakıslatan demişler?" koşturmacasıyla evlerine kaçışıyorlar. ağladımı bilmiyorlar. hiç göstermiyorum.

    hepimiz kendimizi düşünüyoruz çünkü.

    ben ağlıyorum; kimsenin görmediği kadar yüksek bir binanın tepesinde; ya da "yüksek giriş" diye kakalanmaya çalışılan dandik bir apartman dibinde.. ve yalnızca bunu düşünüyorum şimdi. ağladığıma üzülüyorum.. bilmiyorum yahut düşünmüyorum ki başka bir binada; bir deniz kenarında kaç kişi kendi ağlamasına üzülüyor... aklıma bile gelmiyor, kendimi düşünüyorum. bencilim. bencil olduğum için de çirkin. diyelim ki resmini yaptım bencilliğimin.. kaç helezon çıkar 50x100 bir tabloda, haberin var mı? yok. ben de bilmiyorum. rengini bile bilmiyorum ben bencilliğin. hiç ilgilenmedim. o kadar bencilim.

    önünden hiç durmasın bir yağmurun geçtiği bir pencerenin ardında; elimde en sevdiğim bardaktan bir 3ü1arada ziyafeti. en kıral huzur getirteci.. doğrusu kral, biliyorum. kıral demeyi seviyorum sadece. pirenses demeyi de; piyona demeyi de, turalet de güzel; canım yerine canm demek de.. çok yabancıyım artık. her şey gitti gibi; ya da ben gittim gibi, belki gidiyorumdur ufak ufak, görmüyoruzdur cümleten.. yorulmuşumdur, bıkmışımdır, bezmişimdir.. sıkıntı üstüne sıkıntı yaşamaktan darlanmışımdır. uykum var. uyuyasım yok. uyku ilacı alsam sabah uyanmakta, işe gitmekte zorlanır mıyım ki? bilmiyorum. ya sersem gibi olursam bütün gün? 2 tane alsam? 3? günlerce uyusam. öyle mutlu olursam hatta, hiç uyanmasam.. ya da ben uyandığımda kaybettiğim her yanım; benden eksilen/çalınan her parçam geri gelmiş olsa...

    sonbaharı severdim ben.. her gün saklanmış bir güneşe uyanmayı, kimselerin getiremeyeceği kadar huzur verici sayardım. dökülen yaprakların ayağımın altında çıkardığı çıtırtıyı en kıral şarkıya değişmezdim. sonbaharı severdim ben. kışı değil.

    içimde her an bir şey olacakmış gibi hemen kaçmaya çok hazır bir güp güp sesi.. kuşlar uçup gidecekler gümbürtüden sanki; belki de zaten gittiler. masalmış hepsi. "sonra beni devler kaçırmıştı ve canım fasulye çekti diye fasulye ağacına götürmüşlerdi" belki... görünmez elleri olan birisi içimdeki piyonanın bütün tuşlarına basıp kaçıyor sanki.. her kattan bir kafa uzanıyor sonra pencerelerden; herkes "kim oooo?" diye aşağıya sesleniyor.. hiç ses yok ki..

    çok fenasın zaman. aklımı da alacaksın diye korkuyla bekliyorum... belki de çoktan aldın; sadece ben ayırdına varmadım artık aklım da olmadığı için. çok fenasın zaman... çünkü sen, verdiğinden çok daha fazlasını alıyorsun her seferinde. geri de vermiyorsun. hayır ama, "keşke" değil işte. hiç keşke yok içimde.."
91 entry daha
hesabın var mı? giriş yap