11 entry daha
  • melankolik bir insan için yalnızlığın birebir karşılığı sanırım.

    alışverişi hep tek kişilik yaptığında, gördüğün güzelliklere hep tek başına şaşırdığında, şarabını tek başına yudumladığında, karşındakini olabildiğince hissetmek için telefon ahizesini kulağına yapıştırsan da yeterli olmadığını anladığında, fotoğrafları gününde paylaşamadığında, napıcağını bilemediğin zamanlarda bilgisayar ekranına sarılmak istediğinde, sevdiklerinle mimiksiz, temassız tartışmalarında, dinlenilen bir parçada, eski resimlere her baktığında, sabah kalktığında, banyodan çıkıp ufacık bi odada tek başına olduğunu tekrar algılayıp "sıhhatler olsun" diyen, gece yatmadan önce bilgisayarını kapatırken masaüstündeki kıymetlinden başka "iyi geceler" diyebildiğin kimsenin olmadığını fark ettiğinde, annenin üzgün, çok ötelerden gelen sesini her duyduğunda, "seni özledim"lerin sayısını kaçırdığın, istediğin her vakit elin telefona uzansa da özlediklerini arayamadığın anlarda, güneşe, yıldızlara yanlız baktığında, ve dahi uzun bir süre daha bunun böyle olacağını hatırladığında oldukça kuvvetle hissedilendir.

    kırmızı ışık her söndüğünde bir türlü yeşile geçemiyor. hep sarıda takılı kalıyor "bekle" dercesine. "hoop tombiler" de yeterli olmuyor çoğu zaman. ama her geçen gün yaklaşmaya çalışıyorum. mesafe baştaki kadar uzun olmasa da zorlaştırıyor her şeyi. uzun adımlar bile kısaltamıyor mesafeyi. bitecek diyorum ama, her sabah doğan güneşle tekrar ve tekrar yüksek sesle.
36 entry daha
hesabın var mı? giriş yap