16 entry daha
  • ben çocukken yüz dört yaşıma kadar isterdim. bunda hem üç asırda bulunmuş olma isteği hem de dört sayısının uğurlu sayım olması etkiliydi. tarihe tanıklık etmek istiyordum.

    sonra büyüdüm. yine uzun yaşama isteği vardı aklımda. yapacak çok şey, öğrenecek çok bilgi, okuyacak çok kitap vardı önümde. dünyayı her şeyiyle öğrenmek istiyordum tüm benliğimle. her şeyi bilmek için upuzun yaşama isteğiyle dolup taşıyordum.

    geçen gece yatağımda uzanır uykuya dalmaya çalışırken dank etti. birden düşünemedim çok ilerisini. içimi buz kestirdi uzun yaşama düşüncesi. yabancılık duygusu olur ya, tarif edilemez bir şeydir hani. öyle hissettim. düşünemiyorum artık geleceği ve bu benim için tamamen yeni bir his. bir yıl sonrasını hayal edebliyorum. beş yıl sonrasını da... ama fazlası olmuyor, sanki daha fazlası olmayacak gibi. ya o kadar yaşayabileceğim ve bu bir önsezi ya da gerçekten istemiyorum fazla yaşamayı. öğreneceklerim, dünyayı keşfetme arzum tamamen boş geliyor artık. bir yanım istiyor ki birkaç yılda yapabileceğimin en iyisini yapayım sonra göçüp gideyim.

    bu da garip biraz. içimde yaşam filizlenmiyor artık ama her şey için insanüstü çabalar gösteriyorum hala. her şeyin en iyisini yapmayı deniyorum yine. içime yaşamımın uzun soluklu olmayacağı doğuyor veya bunu istemiyorum ama olmuşken mükemmel olsun isteğim hala var. sırf bunlardan dolayı dışarıdan bir insan çok mutlu çok hayat dolu olduğumu düşünebilir.

    bilemiyorum belki bir an gelir üzerimdeki ölü toprağını atarım. eskisi gibi herkesten daha mutlu olurum. içimden bağırarak şarkılar söylerim; döne döne dans edesim, hoplayıp zıplayasım gelir. yalnız kaldığım zamanlarda da gülümserim belki. ancak şimdi dileğim uzun yaşamak değil.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap