17 entry daha
  • 2006 – 2007 yayin doneminde, nbc’nin buyuk hayallerle yeni sezonunun amiral gemisi olarak sundugu, fakat rating alamamasindan dolayi ayni donem iptal ettigi aaron sorkin imzali drama dizisi.

    aaron sorkin’in yaraticisi ve showrunner’i (dizinin hikaye ve yapimindan sorumlu kisi) oldugu the west wing dizisi, 2003 yilinda yayinlanan dorduncu sezonunda cok da olmasa rating kaybetmeye basladi. dizinin ultra-liberal havasinin 11 eylul sonrasi ve irak savasi oncesindeki amerika zeitgeistina uymamasi, ve sorkin’in uyusturucuyla olan sorunlari da buna eklenince, nbc, karsilikli anlasma ile, sorkin’in showrunner ve bas yazarlik kontratini iptal etti. ortaginin yaninda yer alan thomas schlamme da ikinci showrunner gorevinden istifa ederek diziden ayrildi (the west wing’in boka sarmasi da haliyle bir sonraki sezon basladi).

    ikilinin the west wing’den ayrilmasindan iki ay kadar sonra, sorkin’in, saturday night live tarzi bir komedi-varyete sovunun sahne arkasinda gecenleri anlatan bir dizi uzerinde calistigi haberleri cikti. fakat yazar, the farnsworth invention adli oyunu ve charlie wilson’s war adli senaryosu uzerinde durunca, bu planin da rafa kaldirildigi dusunulse de, variety, kasim 2005’de, sorkin ve schlamme’nin iki yil boyunca dedikodusu yapilan bu diziyle nbc’ye geri donecekleri haberini verdi. habere gore, sorkin, nbc ve diger televizyon studyolarina dizinin ana hatlarinin sunuldugu “pitch” toplantilarina gitmeden once, dizinin pilot bolumunun senaryosunu yazmisti. bunun sayesinde de, studyolar arasinda bir teklif savasi yaratmis ve nbc’yle cok iyi bir kontrat imzalamisti. kontrata gore nbc - bir sezon 22-24 bolum olarak dusunulurse - dizinin ilk 13 bolumunu oynatmayi, eger oynatmazsa da, dizinin yapimcilarina yine de imzaladiklari ucretin hepsini vermeyi kabul etti. bunun yani sira studyo, sorkin’in diziyi, pazartesi – persembe gunleri arasinda, saat 8 ya da 9’da baslatma sartini da kabul etti. the west wing’de oldugu gibi, sorkin ve schlamme’yi kontrol edecek (john welles gibi) bir uber-yapimci dab u kez olmayacakti. iste, o zamana kadar benzeri gorulmemis bu acik cekle sorkin ve schlamme, studio seven on the sunset strip adli dizilerini hazirlamaya koyuldular (studio 60 isim degisikligi, bir kac ay sonra, onceki yillarda oynamis studio seven adli bir reality show’la karisiliklik olmamasi icin yapildi).

    (nbc, ayni siralarda, ana konusu studio 60’yle neredeyse birebir olan, tina fey’in 30 rock adli komedi dizisini de aldigini acikladi ama kimse dizinin basarili olacagina inanmadi. anafikir: kimseye inanmayacaksin.)

    casting sureci icinde (ki matthew perry ve amanda peet en once sunulan ucreti begenmedi ve sorkin sayesinde sova dahil oldular), pilot bolumun senaryosu projenin aciklanmasindan bir aydan az sure sonra internete sizdi. daha onceki iki sorkin dizisi sports night ve the west wing’inkilerde oldugu gibi, bu pilot bolumde de bir kriz sonucu isini kaybeden veya kaybetme noktasina gelen bir kisinin ozelinde, onlarin kendilerini bulmasiyla gelecegin cok guzel olacagina dair umit veren bir hikayeydi. dizinin pilot bolumunde, nbs kanalindaki studyo 60 adli varyete sovunun, lorne michaels’dan sadece ismi degisik olan sorumlu yapimcisi, “crazy christians (deli hristiyanlar)” isimli cok komik bir skecin sovda gosterilmesi engellenince, network filminde oldugu gibi, ekranda kafayi yiyor, amerika televizyonun ne kadar kotu oldugunu, reality tv’nin amerikan kulturunun icine ettigini soyluyor, savasin bile bir tema muzigi oldugunu belirtiyordu. canli yayindaki bu sinir krizinden sonra kovulan yapimcinin yerine ise, kanalin yeni (ve genc ve kadin ve cazibeli) baskani, sovda daha once calisan fakat 11 eylul’deki politik esprilerinden dolayi uc yil once kovulan (ve sonra unlu olan), eski bas yazar ve yapimciyi getiyor; bu olayi pek de icine sindiremeyen kanal da bunlardan bir mucize bekliyordu. ilk bakista, yazarlarin kendi bildiklerini yazmalari gerektigi kuralini da dusunerek, sorkin’in hayati ve pilot bolumun hikayesinin benzerlikleri, hjayranlarini pek de rahatsiz etmedi (hatta internet’teki bir suru forum pilotu cok begendi). fakat, senaryoya biraz daha yakindan bakinca, sorkin’in, dizide belki de hastalik derecesinde kendi hayatini anlatacagi ve kendine gore dogrulari savunacagi goruluyordu. daha o zaman hayranlari bilmiyordu ama, studio 60, aaron sorkin’in ekranda bir terapisi, hatta bunu da gecip, yazarin icini son uc senedir kemirdigi anlasilan sinir krizlerinin yansimasi olacakti.

    her seyden once, dizinin bas karakterleri olan matt albie ve danny tripp (ki bu karakterin adi orjinal olarak danny moore’du – sorkin’in bir uyusturucu bagimlisina “tripp” soyadini daha uygun bulmasi ne kadar akillicadir, tartisilir) bariz bir sekilde gercek hayattaki ortaklar aaron sorkin ve thomas schlamme’den esinlenmisti. (oyle ki sorkin, dizinin olusumunu da su cumleye baglar: “what if, for once, tommy fucked up and not me? [bir gun benim yerime islerin icine tommy etseydi ne olurdu?]”) ayni sorkin gibi, albie’nin de stresle, uyusturucuyla, baska yazarlarla birlikte calismayla ve kadinlarla inanilmaz sorunlari vardi. danny tripp, albie 11 eylul sonrasinda isten atilinca, studio 60’de calismayi kendisi birakmisti, tipki schlamme’nin the west wing;den ayrilma sebebi gibi. studio 60’nin yayinlandigi kanal nbs’in basindaki seksi genc kadin baskani jordan mcdeere, abc’nin 1996 – 1999 yillari arasi baskanligini yapan ve o zamanlar ayni dizideki jordan gibi genc ve seksi olan, sorkin’in sports night sirasinda birlikte calistigi, jamie tarses’den ilham aliyordu. ek olarak, “dizinin icindeki dizi” studio 60’nin bas kadin oyuncusu olan harriet hayes ile aaron sorkin’in ebedi yavuklusu kristin chenoweth de birbirleriyle ortusuyorlardi. iki kadin da, yazar olan sevgilileriyle bir ayrilip, bir beraber oluyorlar, ikisi de dinine bagli hristiyan ve ikisi de dini goruslerini ozel hayatlariyla uzlastirmakta zorlaniyorlardi. bunlarin disinda, dizideki digger bir suru karakter de, gercek hayattaki bir, kac insanin amalgamindan olusuyordu.

    tabii karakterlerden de ote, dizideki konularin neredeyse hepsi sorkin’in kendi hayatindan ve kariyerinden alinmisti. yasadigi uyusturucu sorunlari, the west wing’in yazar kadrosundakilerle olan anlasmaziklari, is ortagiyla ve zirt, pirt ayrildigi kiz arkadasiyla olan iliskileri, isten atilmasi ve yeniden buyuk umutlarla ayni kanala donmesi gibi. oyle ki, dizinin pilot bolumunde, sorkin’in alter ego’su olan matt albie'ye asistanin biri su soruyu soruyordu: “bizi kurtarmaya mi geliyorsunuz?” bu, ust-metin soruya albie, maalesef, “evet, ama en once su suyun ustunde yurumem lazim” diye cevap vermiyordu.

    neyse, 2006’nin eylul ayinda, dizinin persembe aksamlari saat 10’da nbc’de yayinlanacagi aciklandi. fakat, nbc’nin bu kararindan caymasi bir haftayi bile bulmadi, cunku diger kanallarda ayni saatte grey’s anatomy ve csi gibi rating canavari iki dizi, studio 60’yi baslamadan bitirecekti. dizinin yayin gunu pazartesiye alindi ve cbs’deki csi: miami’ye counter programming olarak yayin saati ona alindi (lead in’i heroes’du). aaron sorkin ve matt perry’nin televizyonlara donusu diye lanse edilen dizi, elestirmenler tarafindan da begenildi ve yayinlanmaya basladi. pilot bolum, 14 milyon kisi tarafindan izlendi, fakat bu, buyuk bir rakam olmasina ragmen, nielsen istatistiklerinden, izleyenlerin yarisindan fazlasinin, bolumun ilk yirmi dakikasindan sonra baska kanala gectikleri anlasiliyordu. ikinci bolumu 10 milyondan biraz fazla kisi tarafindan izlendi ve bu dusus dizinin yayin hayatinin sonuna kadar hizla devam etti. nbc, diziyi izlettriebilmek icin turlu atraksiyonlara girdi. bir bolumde, masi oka’yi oynatti mesela, yayin zamaniyla oynadi, promosyonlari artirdi. ratinglerdeki dusus durmadi. diziye 2007 subatinda ara verip yerine the black donnelly’s’i gosterdi ki insanlar diziyi bniraz ozlesin. dizinin seveni olmadigindan, geri dondugunde cok daha az rating almaya basladi. en sonunda, sessiz, sedasiz, ne sorkin ne de schlamme’den bir yoprum gelmeden, nbc’nin internet sitesinde kucuk bir haber olarak studio 60’nin bir sonraki sene yayin akisinda olmayacagi aciklandi.

    dizinin bu kadar gorkemli bir sekilde cakmasinin bir cok sebebi var. birincisi, sorkin’in elestirdigi ve tiye aldigi televizyon “trendleri” coktan kaybolmustu bile. boktan reality showlar artik tutmuyordu, tutanlar da, en muhafazakar elestirmenler tarafindan bile seviliyordu. amerika artik, insanlarin kendilerini rezil ettigi programlari degil, sonu mutlulukla biten reality showlari izliyordu. bunun yaninda, 2006 yilinda sov basladiginda, amerikan televizyonu yeni bir altin cagi yasiyordu – sadece ticari ve popularite bakimindan degil, kalite bakimindan da. 1999’da the sopranos’la baslayan bu evre, the wire, deadwood, six feet under (bence yarak gibi bir dizi olsa bile), dexter, weeds gibi kablolu televizyon dizileriyle devam ediyordu. bunun yaninda, daha ticari dusunen network sirketlerinin bile lost, house, ugly betty, desperate housewives (ilk sezon – ki bence bu da bir sikime benzemez ama neyse, genel olarak algilanani yaziyorum ben) gibi dizileri hem elestirmenler hem de halk tarafindan el ustunde tutuluyordu. sitcomlar desek, yine arrested development, 30 rock, curb your enthusiasm, the office, how i met your mother ve my name is earl gibi dizilerle formatlarini her bolumde bastan yaratiyorlardi. politik hiciv the daily show, the colbert report veya south park’ta tavan yapmisti. normalde, gercek hayata yabanci, acinasi genclerin izledigi janr dizileri bile ust-metin yorumlar ve yeni drama anlayislariyla, klasik izleyici kitlelerini asmislardi - buffy the vampire slayer (tamam, son uc sezon haric), veronica mars veya (bana gore kendini gereginden birazcik fazla ciddiye alan) battlestar galactica gibi. her seyi birakalim, sorkin’in elestirdigi studyolar ve halk, ilk dizisi sports night’i bir kult haline getirmekle kalmamis, bir sonraki saheseri the west wing’i tam anlamiyla bagirlarina basmislardi. herkes bu kadar aptal ve studyolar bu kadar ac gozluyken, beyaz saray’la ilgili bir dizi nasil ilk dort senesi boyunca en cok izlenen 15 dizi arasina (ucuncu senesinde 8. siradaydi) girdi? veya nasil, dort sene boyunca, arka arkaya, en iyi drama dizisi emmy odulunu aldi?

    baska sorunlari da vardi dizinin. bir kere “dizinin icindeki dizi” hic ama hic komik degildi. gosterilen skecler ucuncu sinif, dizideki karakterlerin bu skeclere olan hayranligi ise can sikiciydi. sorkin’in kendine has kustahligi bu diziye bes boy buyuk geliyordu. sorkin'in karakterlerinin agzindan kendi zekasini gostermeye calismasi ne konuya uyuyor, ne de ekrandaki hikayeyle uyusuyordu. strindberg, moliere, commedia dell'arte, gilbert and sullivan... bu referanslarin hepsi iyi ve guzel olmasina ragmen, hicbiri asil hikayenin icinden dogal olarak gelmiyor, sanki "bakin, be ne akilliyim, ne cok sey biliyorum" edasinda sorkin'in yapayligini ortaya cikariyordu. izleyicisi zaten belli bir entelektuel seviyenin ustundeki insanlar olan dizi, bu gibi basit oyunlarla kendini sevdiremiyor, kazanmasi gereken yeni kitleyi de bastan sogutuyordu. bu sevimsiz yaklasima bir de yok mccarthy cadi avlariymis, yok amerika'nin irksal sorunlariymis gibi olaylara, erturk yondem vari bir sekilde damardan dalmasi (ve sorkin eserlerinin her zaman en zayif halkasi olan erkek-kadin iliskilerinin, diger dizilerine gore daha merkeze kaymasi) da eklenince dizi bayatlamis asureye dondu.

    dipnot olarak, sorkin’in her karakterine soyletmeyi sevdigi, ince mizahi bir anekdotu da koyalim ki tam olsun. 30 rock dizisi icin writers guild of america’dan en iyi dizi odulunu almak icin sahneye cikan tina fey, ustundeki giysisine isaret eder: “bu gece aaron sorkin de los angeles’da ayni giysiyi giyiyormus. yalniz onunki daha uzun ve daha az komikmis.” ah, ah.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap