2 entry daha
  • -yeni kantçılığın mantıkçı, özneye ağırlık veren bilgi görüşünü şiddetle eleştirir. bilgiyi yalnızca öznenin bir başarısı olarak ele alan, bilme ediminin aşkınlığını göz ardı eden kant ve husserl de aynı eleştiriden paylarını alır.
    -fenomenolojiden yararlansa da onu da eleştirir.
    -hartmann ontolojisiyle fenomenolojiyi transsendental tek yanlılığından kurtarmaya çalışır.
    -yapılan şey temeli bilgi olan bir metafizik değil, tam aksine temeli metafizik olan bir bilgi kuramıdır. (metafizik temel= ontoloji)
    -bilgi felsefesi ve varlık felsefesi karşılıklı ilişki içindedirler. onlar arasındaki temel ilişki, bilginin varlığın içine yerleştirilmesidir.
    -bilgi ilişkisi de bir varlık ilişkisidir; bilenle bilinen, özneyle nesne arsında kurulan, kurulmakla varlığa gelen bir ilişkidir.
    -yalnızca bilinç bilgiye sahip olabilir, birşeyi bilebilir. bilinçte bilgi ortaya koyan yeti de bir varolandır.
    -hartmann'ın bilgi görüşünün hareket noktasını oluşturan şey, her türlü bilgide bir "bilen" ile bir "bilinen"in karşılıklı varolmalarıdır. ne bilgi tek başına öznenin ürünüdür, ne de nesne öznenin bir yaratısıdır. nesne, özneden ve kavranmasından bağımsız, bir kendinde varlığa sahiptir. bu ne "kendinde şey", ne de "ideal varolma" anlamında bir varolandır. gneseolojik varolmadır. bununla anlatılmak istenen, nesnenin, ilke olarak, "bilinme derecesinden, böylece de, kesin olarak özneden bağımsız olmasıdır."
    -nesne, nesneleştirilmesine kayıtsızdır. "nesne yalnız nesne olmaktan öte bir şeydir". yani nesnenin bir varolan olarak nesneleştirme ötesinde de varlığını sürdürmesidir. bir varolan, bir bilme edimine konu olmasıyla ilk kez bilgi nesnesi kılınmış olur; ama ilk kez varolmaz.
    -özne açısından bilgi, nesnenin kavranması; nesne açısından bilgi ise nesnenin özelliklerinin özneye taşınması, öznedeki imge ya da tasarımın nesnenin özellikleri tarafından doğrudan belirlenmesidir.
    -özne birşeyi bilmek için, karşısında duran şey olarak nesneye yönelmek, kendi alanının dışına uzanmak durumundadır. öznenin bir şeyi nesneleştirebilmesinin ön koşulu kendi alanını terk etmesidir. ama özne tekrar kendi alanına dönmezse, bu kez de kavradığı şeyin bilincine varamayacaktır. bu nedenle bir bilme ediminin gerçekleşmesi için, öznenin kendi alanını terk ederek bir varolanı nesneleştirmesi, sonra da tekrar kendine dönmesi gerekmektedir. böylece bilmenin üçlü bir yapı gösterdiği görülür;

    1) kendi dışına çıkma
    2) kendi dışında olma
    3) tekrar kendine dönme

    -üçüncü aşamada olup biten "kavrananın özneye taşınması, nesnenin niteliklerinin öznedeki içeriksel oluşumda, bilgide ya da nesnenin imgesinde tekrar ortaya çıkmasından başka birşey değildir."
    -bilgi, kimilerince ileri sürüldüğü gibi, ne nesnenin kendisi ne de onun bir kopyasıdır.
    -"bir nesneyi bilmek, öznenin bilincinde, kendisine yönelinilen nesnenin özelliklerinin yeniden ortaya çıktığı bir şeyin, yeni bir (oluşum olarak) bir bilgi oluşumunun meydana gelmesi demektir."

    (özne- bilgi oluşumu-nesne ya da özne- tasarım(imge)- nesne)

    -19.yy.'ın yanılgısı nesne ile tasarımı karıştırmış olmasıdır.
    -fenomenolojinin kaldırılması gereken tek yanlılığı, bilmeyi bilinçte olup biten bir edim olarak görmesidir.
    -bilme, içkin değil, aşkın bir edimdir.
    -nesne, bilinçte yer alan, bilincin ürünü olan bir şey değildir.
    -bilgi, bilinç ile onun nesnesi arasındaki ilişkidir; bilincin sınırlarını aşan bir ilişkidir.
    -bilme edimiyle oluşan ya da değişen nesne değil, tasarım ya da bilgi oluşumudur. bu yeni oluşum nesnenin kendisi değil, onun bir tasarımıdır.
    -artık nesne yalnız bilinenle sınırlı değildir; bilinmeyene de uzanmaktadır.
    -hartmann bir bilinebilirlik sınırının olduğunun, bilinmeyen bir artığın (metafizik artık) hep kaldığının kanıtı olarak çeşitli bilgi alanlarına ait antinomileri gösterir.
    -ancak bilinen, bilinmesiyle bilgi nesnesi kılınmış olunur. yani bilgi nesneleştirilmesi ötesinde de bir varlıpa sahiptir.
    -bilmede nesne, dokunulmaksızın olduğu gibi kalan bilgi öğesidir. kurulan, yeniden biçimlendirilen nesne değildir, nesnenin bir tasarımıdır ve bu tasarımla varlık kazanan şeylerdir. bu saf bir "iç kurma"dır, nesneye dokunmaz. kurulan ise bir bilinç oluşumu olan imge ya da tasarımdır.
    -bilince aşkın olan, ne türden olursa olsun hep bilinçten bağımsız bir varlığa sahip olan nesneye karşılık imge, bir bilinçte yer alır ve kendisini taşıyan bir bilinç alanı olmaksızın varolamaz.

    (bkz: ontolojinin ışığında bilgi)
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap