135 entry daha
  • erbakan'ın 1996'da memura verdiği zam yüzde 50 idi. 1996 enflasyonu yüzde 85 oldu. 1997 yılının enflasyonu da yüzde 99 oldu. üniversitedeki derslerin başarı ortalamasıyla olmuyor demek ki.

    mühendislik derslerinde edindiği başarı, sosyal dinamiklerle ilgili sorunlarda işe yaramaz. keşke not ortalamasını düşürme pahasına biraz da sosyal bilimlere yönelseymiş de kerameti kendinden menkul hacı-hoca-şeyh sıfatlı ne idüğü belirsiz vasat insanları örnek almak yerine, parlak zekasıyla kaotik toplumsal dinamikleri çözümleyebilseymiş. adam daha 1960'ların özgürlükçü ortamında bile herkesin kendisiyle aynı fikirde, görünüşte ve inançta olması gerekmediğini kavrayamamış, daha da coşup sonrasında kendi dediği yoldan gitmeyenleri alenen şeriatla tehdit etmiş, dinsiz saymış. bu mu sebze çorbası gibi karman çorman ülkenin sorunlarını çözecek? refah partisi için çalışmayanlar patates dinindendir diyen adam 4 ortalama getirse ne olacak?

    mühendislerden iyi toplumsal liderler ve siyasetçiler çıkacağına dair yanlış bir önyargı var. her şeyden önce eski kafa mühendisler sürekli girdi/çıktı arasındaki ilişkiye bakıp belirli adımların belirli sonuçları doğuracağı şeklindeki rasyonel bakışın karşılığını toplumda görmeyi umarak ilerlemişlerdir. bunun böyle olmadığını, ülkeyi sağlam bir şekilde sarsıp hırpalamadan anlayamıyorlar. sadece zekaya yaslanmayıp aklını kullanan ve içine hapsolduğu kalıpların dışına çıkabilen mühendisler elbette iyi siyasetçi ve lider olabilir. ancak gençliğini kapalı bir çevrede, formüllerden ve rakamlardan ibaret külliyatla geçirenler için bu yol çok uzundur, hele ki 60'ların, 70'lerin ve 80'lerin kısıtlı ortamında.

    son olarak baştaki meşhur erbakan zammı var. ister asgari ücretten bahsedilsin, ister herhangi bir memur maaşından, yüksek zam yapmak tek başına refahı artırmaz. hatta bizim memlekette işleri daha kötü yapar çünkü iğneden ipliğe her şeye aynı oranda ve hatta daha fazla zam yağar. elinde o zammı karşılayacak kaynak yoksa, bunu yaratamamışsan o zam aynen enflasyon olarak gelir ve artış kısa sürede enflasyonda erir gider. o zaman da öyle olmuştur. merkez bankası emisyon hacmini artırmak zorunda kalmış, satın alma gücü artırılamadığı için zamlar yüksek enflasyonla erimiş gitmiş, paranın değeri iyice düşmüştür. 1997 yılının enflasyonu yüzde 99 olmuştur. yani neymiş? kaynak bulmadan yapılan zam ekonominin içine ediverirmiş. satın alma gücünü artıramadığı için gelecek eleştirilerin önünü almak için, bas paraları şanımız yürüsün dediği için iyi bir lider olmuyor. aksine sürekli toplumu gerdiği, siyasi çatışmadan beslendiği için ülkenin sorunlarının çözülememesinin sebeplerinden biridir.
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap