19 entry daha
  • zeus'un dünyadaki iyi kötü dengesini biraz iyiye çevirmek adına bilinçli bir üretimidir herakles. çok güçlü olması yanında pek zeki biri değildir. sıcaktan bunaldığı için güneşe ok atıp güneşi söndürüp biraz rahatlamak istemesi veya gemisiyle yolculuk ederken dalgalara; sallamayın gemiyi hepinizin mınakorum diye çıkışması, güneşi apollon'un denizi, poseidon un temsil ettiği düşünülünce akılsızlığının boyutunu gösterir.
    zeka belirtileri gösterdiği olaylar da vardır elbet. bunlardan biri, eurystheus hizmetinde kaldığı zaman içinde, kralın ona verdiği ve geri dönmemesini umduğu zorlu 12 zorlu görevin 11.sidir.

    tırsak, az karakterli ve hazımsız eurystheus, heraklesin başardığı on görevi, kendi kendine yapmayıp yardım aldığı gerekçesiyle, çamura yatarak geçersiz saymış fakat bu onbirinci görevi nasılsa yapamaz diye geçen on göreve sayarak, hesperid'lerin bahçelerinden bir altın elma getirmesini isteyivermiştir. mekanı ararken yolda karşılaştığı nympha'lar tüyo olarak nereus'u bulmasını, onun belki bahçenin yerini söyleyebilceğini bildirmesi üzerine, nereus'u bulup zorla bahçenin yerini öğrenir. sonra, afrika'ya geçip, batıya doğru ilerlerken, gidilecek en son yerde, dünyanın kıyısında gökkubbeyi omuzlarında taşıyan atlası görür. bahçeyi sorar. atlas, eğer gökkubbeyi benim yerime iki dakika tutarsan kapısında red dragon bekleyen hesperid'ler bahçesinden elmayı alır gelir, sana teslim ederim der, anlaşırlar. mevzubahis hesperid'ler atlasın kızları olması sebebiyledir ki, bir süre sonra atlas elmayla gelir. ben elmayı eurystheus'a götüreyim der. atlasla böyle anlaşmayan herakles bozuntuya vermeyerek, "tamam olur ama şu dünyayı iki dakka tutta boynum ağrıdı, bi yastık koyayım" diye gökkubbeyi atlasa tekrar kitleyip elmayı da alır gider. sanırım globe tiyatrosundaki dünyayı sırtlamış figür herakles ise, buradan bir fotoğraftır.

    ayrıca sık sık cinnet geçirip ölmesi gerekmeyenleri, yer yer kendi karılarını, çocuklarını öldürüp, vicdan azabından soluğu delphi'de apollon tapınağında alır. günah çıkarır.

    heybetli görüntüsü, keskin bakışları, iri cüssesinin ardında nazik, naif bir kalbi vardır. merhametli, müşfik, ezilenin yanında bir karakteri vardır. egoist değildir hatta tüm hayatını başkaları için harcayacak kadar yüce gönüllüdür. kahramanlar arasında tartışmasız en çok acı çekenidir.

    eksi bir hesaplaşmadan kalan bir intikam neticesinde, bir kentuar tarafından, dolaylı olarak kendi okunun zehiriyle zehirlendiğinde, artık öleceğini anlayan herakles, koca bir ateş yakıp içine atlamıştır. tam da öleceği sırada babası duruma el koyup, hemen olay yerine intikal ederek, oğlunu ölümlüler arasından alıp ebediyen olimpos'a tanrıların yanına getirmiştir. çektiği ızdıraptan tatmin olan hera, zeusun bu gayrımeşru çocuğunu affetmiş, üstüne bir de zeustan olan meşru kızını ona eş olarak vermiştir.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap