8 entry daha
  • umumi istek üzerine sencer divitçioğlu ile polemiğine dair de bir şeyler söyleyeyim. ülgener, sencer divitçioğlu’nun 1976’da çıkan değer ve bölüşüm kitabını değerlendirirken bu vesileyle marxist aydınların neoklasik iktisat ekolüne olan eleştirilerine joseph a schumpeter çizgisinden cevap vermektedir. üstad'ın fikirleri ile ilgili olarak yapılan değerlendirmeler -sizin de malumuz olduğu üzere efem- genelde max weber'i zikreder-ki bu, el hak yerindedir. mamafih, schumpeter de üstadı etkileyen mühim bir zattır. ülgener schumpeter’in vizyon (vision) ve analiz kavramlarına yönelmektedir. vizyon içeriği ideolojik olan ve yaşanan gerçekliğe tekabül eden bir kavramken, analiz sayesinde bu ideolojik özden kurtulmak mümkün olabilmektedir. vizyon ve analiz arasında bilim adamlarını yönlendiren dıştan gelen dürtüler vardır ve önemli olan bu dürtülerin, teorilerin ifade ve muhtevasını kontrol edip etmediğidir.

    konumuza dönelim... ülgener, divitçioğlu üzerinden dönemin hakim solcu aydın figürünü de eleştirmektedir. ülgener’e göre “marxizmi bir din olarak telakki etmek fanatikliği, öfke ve hırçınlık, dil ve üslup densizliği, argo kullanımı, yapay kelimeler icat etmek eğilimi, türkçeyi bilmemek” (ülgener, 2006: 177, 197, 203, 204) gibi özellikler bu aydın tipinin temel karakteristiğidir. söz konusu aydın tipinin bir başka karakteristiği ise dünyayı belirli “izm”ler penceresinden değerlendirmeye hapsolmuş bir görüntü arz etmesidir. üstad, divitçioğlu'nu değindiği bu özellikleri şahsında somutlaştırmış bir figür olarak değerlendirme eğilimdedir.

    kaynağı untumuşum: sabri f.ülgener, zihniyet, aydınlar ve izm’ler. istanbul: derin yayınları, 2006.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap