21 entry daha
  • eski türklerde şaman inanışına göre evren 3 bölümden oluşuyordu:
    gök, aydınlık olandı. tam anlamıyla cennet* demekti. iyi ruhlar orada oturuyordu.
    yeryüzü, insanların yaşadığı yerdi.
    yeraltı, karanlık olandı. bu nedenle cehennem* demekti. erlik ve ona bağlı ruhlar yer altında otururdu.

    (bkz: şamanizm/@ay hatun)

    türkler yeryüzünü genellikle kare biçiminde tasarlıyorlardı. (bazı kaynaklarda dikdörtgen) bu kare içerisinde var olduğu düşünülen daire ise gökyüzünü temsil ediyordu. bu şeklin merkezinde kutsal olarak kabul edilen ve ötüken, kan tengri, altun yış gibi isimlerle anılan dağlar ve çeşitli katlara ayrılmış gök ile yeri birleştiren hayat ağacı* bulunurdu.

    (bkz: axis mundi/@ay hatun)

    yeryüzü dört yöne bölünmüştü. merkez yani toprak yağızdı. esasında türkler yeryüzüne yağız yer derdi. zira bu kainatta, üstteki gök parlaktı, altta yağız yer karanlıktı.

    "yagız: yağız. bu, kızıl ile siyah arasında bir renktir. buna benzetilerek yeryüzüne yagız yer denir."
    (divanü lugati't-türk, cilt 3, s. 10)

    türklerde kainatın merkezi kendi orduları yani hükümdarlık merkezleriydi. bu ordu dört yönün ortası olmakla birlikte demir kazık’ın da tam altıydı. bu merkezin unsuru toprak, gezegeni zuhal/satürn, rengi sarı veya yağızdı.

    "orhun yazıtlarında da 'üze kök tengri, asra yağız yer kılıntukda/yukarıda mavi gök aşağıda yağız yer yaratıldığında' ifadesi vardır. yani gökyüzü ve tanrı ifadeleri birbirinden ayrılmış ve gök ve yer, tengri’nin yarattıkları arasına dahil edilmiş. ayrıca eski türklerde gök ve yağız yer birbirinin zıttı ve tamamlayıcısıdır."

    (bkz: tengricilik/@ay hatun)

    wilhelm radloff’un derlemelerine göre, yeraltı yani karanlık alemin üzerinde insanların yaşadığı yeryüzü vardı. bazı tatar kabileleri, yeraltında gökyüzünde olduğu gibi üç katın olduğunu anlatırlarsa da yedi veya dokuz katlı gökyüzü fikri daha yaygın olarak görülürdü.
    yeniseyler, yerin altında dev bir mağara olduğuna, bu mağaranın alt alta uzanan yedi katmandan oluştuğuna ve yeryüzünün de bu mağaranın çatısı olduğuna inanırlardı.

    (bkz: yeraltı dünyası/@ay hatun)

    hem türk hem çin mitolojisinde gök eril yer dişildi. türk mitolojisinde yer ana/ulu ana/mitolojik ana diyebileceğimiz bu arkaik motif, yeryüzünün koruyucusuydu.

    "fuzuli bayat, zamanla yer ana, ayzıt, umay, ak ana, yer su kültüne vs dönüşmüş bir mitolojik anadan bahseder. yer ana/mitolojik ana kültünden senkretik yapılı koruyucu ruhların dallanması yoluyla çeşitli işlevleri olan bir dizi tanrı/ruh çıktığını ve orhun ve yenisey yazıtlarında ifade edilen iduk yer sub’un da aslında işte bu mitolojik ana dediği yer/toprak ana olduğunu söyler ki ülgen’e yarat emrini veren ak ana da aslında bu mitolojik ana’dır."

    (bkz: toprak ana/@ay hatun)

    "yer kırtışı, türklerde yeryüzü için söylenen diğer bir deyişti. belki bu deyiş, yeryüzü için söylenen, çok daha yerinde bir deyiş idi. çünkü eski türkler, kırtış sözünü, bir şeyin üst yüzünü veya kabuğunu anlatmak için söylerdi. kırtış sözü, altaylara kadar uzanan bütün türk kavimlerinde, aynı mana için söylenen bir deyişti. anadolu'da da aynı düşünce düzeninden ve sözlerden gelen buna benzer bir çok söze rastlamak mümkündür."
    (bahaeddin ögel - türk kültür tarihine giriş)

    "bu gökyüzü katlarının her birinin hakim tanrısı olduğu gibi aynı mantık yeraltı katları için de geçerlidir.gök tanrı inanışı ve atalar kültü ile birlikte eski türklerin dini inanışlarının esasını oluşturan üç temelden biri olan yer sub ise dağların, tepelerin, ağaçların ve suların hisseden, işiten, iyilik veya kötülük yapabilen gizli güçleri yani tanrı/ruhları kapsar. yani, insanların yaşadığı yeryüzünün de kendi gizli güçleri vardır."

    (bkz: türk mitolojisinde dağlar/@ay hatun)

    "türk mitolojisinin kötülüğü ve karanlığı simgeleyen yaratıklarından ikisi de abra ve yutpadır.
    türk mitolojisinin dikotomik anlayışına göre yeryüzünde olan her şeyin aynısı ve zıttı yeraltında da vardı. mesela yeryüzünde denizler varsa, demek ki yeraltında da olmalıydı ve yerin altı erlik’in hükümdarlığında olduğu için yutpa ve abra adındaki ejder/yılanlar da erlik’in hakimiyetinde onun koruyuculuğunu yapıyorlardı."

    (bkz: yutpa/@ay hatun)

    "göktürk hükümdarı istemi kağan da, bizans imparatoruna yazdığı mektupta, kendisinin, yedi iklim hükümdarı olduğunu söyler. yedi iklim yeryüzünün tamamını kapsayan bir deyimdir."

    (bkz: türk mitolojisinde 7 sayısı/@ay hatun)

    edit: düzeltmeler için ibisile'ye teşekkürler...
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap