636 entry daha
  • artık size diyecek hiçbir söz bulamıyorum. sırf aksiyon olsun diye saçmalık üstüne saçmalık. artık ben sıkıldım yazmaktan. izlemekten de sıkılmama az kaldı. fazla girizgah yapmadan direkt bu haftakilere geçiyorum.

    - helal be en sonunda şu hakan denen herifi metal kelepçeyle bağlamayı akıl etmişsiniz. üstelik aferin, hem ellerini birbirine, hem de bağlı ellerine arabanın kapı koluna bağladınız. tahta sandalyeye zottirik düğümle bağlamadınız.

    - işte hafiften bir orgazm yaşadığım ama hevesimin kursağımda kaldığı sahne. gördük ki tuncay'ın beynine sistem geri yükleme yapılmış. tuncay 2004 yılına geri dönmüş. hüsnü bey kardeşimi falan tanımıyor. o sıralar* polat alemdar ile "polat bey" konumuna gelmişler miydi tam hatırlamıyorum ama direkt onu hatırladı. ulan madem hüsnü bey kardeşimi tanımadın. "sen kimsin, abidin nerde" desene. zevkten eritiversene bizi televizyon başında. yüz kere, bin kere söyledim lan yeter artık dedirteceğiniz, söyleteceğiniz bir cümle. flashbackten falan da geçtim artık, belli ki olmayacak. şu eski sezonlara bir gönderme, bir işaret noolur yahu. seviyoruz işte seviyoruz bunu. şu seyirciyi bir dinleyin de yapıverin şunu. tek diyeceği "sen kimsin kardeşim. abidin nerede". bu kadar. ha daha fazlasını yapar da bizi daha da memnun edersiniz, mesela konseyden isim zikretse, çakır makır dese, erdal dese, avukat canan hanım dese, o zaman alnınızdan öperim işte.

    - şunca bölüm seyrettim, hiçbir bölümde polat'a bu kadar sinir olmadım. evet ölmediğine, yaralanmadığına, süper kahramanlık tavırlarına, kasılmalarına, aptallıklarına hep sinir oldum. ama ilk defa bu kadar büyük kin duydum polat alemdar sana. sen kimsin lan .mına kodumun yavşağı. gerizekalı. senin altın kuru keyfin yerinde tabii. adamlarından biri hakan tarafından yakalanıp günlerce dövülmüş, işkence yapılmış, zikinden elektrik verilmiş, askıya çekilmiş, yürüyemez konuşamaz olmuş, hakan'ı karşısında görünce delirdi diye salak bir kızma ifadesi takınıp çocuk azarlar gibi azarlıyorsun. aynı hakan diğer bir adamını, çakır abinin emanetini, sağ kolun memati'yi alıp eroine alıştırmış, bağımlı yapmış, adamın hayatını sikmiş atmış, o da aynı hakan'ı karşısında görünce delirdi diye yine aynı salak kızma ifadesi, yine aynı tavırlar, yine çocuk gibi azarlama. sen kimsin ulan yavşak. sen ofisinde oturduğun yerden o adamların neler çektiğini anlayabiliyor musun? kabız olmuş ifadesi takınıp üzülünce oluyor mu bu işler? tez zamanda o iskender'in seni yakalayıp işkence, eroin falan da değil, ibret-i alem için domaltıp zikmesini o kadar çok istiyorum ki. o yumuşak koltuğunda yayıp rahat rahat oturduğun götünü kaybetmeni, iskender'in ooh polat'ım polat'ım diye diye seni zikmesini o kadar çok istiyorum ki anlatamam sana. o tavırların aklıma geldikçe deliriyorum arkadaş.

    - sinirimi alamadım ve çok fena laflar hazırladım sana polat. hüsnü bey yine dehşet bir istihbarat almış, polat'a haber vermek istiyor. polat telefonu sessize alıp diyor ki "deliye telefonunu kaptıracağına hede hödöye bilmemne kaptır". ulan o deli ziksin seni ağzına sıçtığımın ipnesi. o deli dediğin adam olmasaydı şimdi o hakan'ı zor yakalardın. hastaneden kaçtığını da o söyledi, asu hanım'ın evinde olduğunu da o söyledi. hakan'ı da bırak, o deli olmasaydı şimdi elif'in yanında yatıyordun lan. o vural'ın öldürmeye geldiği hastaneden, muro'nun kontrolündeki poliklinikten kim çıkardı seni? bu dizide eskiden can borcu diye bir kavram vardı. polat çakır'ın kafasını tutup yere eğdirdi de hayatını kurtardı diye canpolat oluvermişti. ulan o deli adam seni 100 kere kurtardı be. hayatını kurtarmakla kalmadı salak adamlarının beceremediği işleri tek başına takip edip becerdi, hala deli diyorsun, hala telefonlarını açmıyorsun ve aşağılıyorsun. üstelik şimdi o adam gelip "kendi başıma iş yaptım" dese, suratına aynı salak kızma ifadesini yerleştirip "bono söylömödön nosul üş yoporsunuz" diye azarlarsın adamları. sen kimsin ki lan? kimsin ki istihbarat başkanı senden emir alıyor? kimsin bütün milletvekillerinin falan kontrolü sende? niye herkes sana sorarak iş yapıyor. sen kimsin ki devletin gerçek sahibi olduğu söylenen ihtiyarların başkanına ayar veriyorsun? kimsin lan kimsin?

    - sonradan farklı bir yere bağlanacaksa bilemem ama o uyuşturucu poşeti memati'nin cebine tekrar nasıl girdi efendim? bulut memati'nin cebine koyduğunda memati anında cebinden çıkarıp atmış, hatta ilyas reis'e de reis şunu tuvalete dök" demişti. sonra gelip geri mi aldı? reis getirip tekrar memati'nin cebine mi koydu? memati polat'a "bulut şerefsizi koydu cebime" dediğine göre, "anaa ulan ben bunu reis'in odasında bırakıp çıkmamış mıydım, nasıl girmiş cebime" diye şaşırmadığına göre memati'nin de haberi var cebinde olduğundan. peki ama nasıl? konu ile ilgili flashback bekliyoruz.

    - iskender takip etsin diye gözüne bant takıp sahte bir hakan yaptın. aferin iyi fikir. lan peki niye 34 plt 18 plakalı dünya alemin tanıdığı bmw x5 marka aracınla gerçeğini götünün dibinden takip ediyorsun? madem niyetin hedef şaşırtmak, geçrek hakan'ı koy sıradan bir arabaya, peşine de tak yine sıradan arabalardan oluşan sivil korumaları, sen de sahte hakan'la ve bütün korumalarla birlikte konvoy halinde git. suikast düzenlenecekse o konvoya düzenlensin, gerçek hakan da rahat rahat gelsin ifade alınacak yere.

    - o nasıl bir ifade odası arkadaş. ben böyle şey görmedim. ulan eren ve gürhan gibi, ermeni gazeteciyi öldüren çaycı gibi, incil satan kitabevinin sahibini öldüren çocuk gibi en basit suçluların/şüphelilerin bile ifadeleri yer altında, penceresi falan olmayan odalarda alınırken, can güvenliği tehlikede olan çok önemli bir tanığın ifadesi pencereleri denizden açık hedef olan bir odada alınır mı lan? ayrıca o binada ne kadar aptal bir kot farkı var? ifade alınan oda, kapısından girildiğinde zemin katta olmasına rağmen deniz tarafından dördüncü kata denk geliyor. iskender emmi elinde roketatarla yüzbin kişinin koruduğu binanın hemen ötesinde tarrak gibi bekliyor. ah hah hah hah ne kadar da salağız binanın ters tarafına koruma yerleştirmeyi unutmuşuz ah hah hah hah hay.

    - polat yine ölmemiştir elbette ki. roket değil de çatapat ya o. sadece düştüğü odayı dağıtmıştır. yan odada camdan bakan polat'ın burnu bile kanamamıştır. en fazla öhhö öhhöee diyerek çıkar dışarı.

    - memati'nin bastığı yerdeki silahı doğrultup ateş etmeden koşan, sonra da mal gibi vurulan adamlardan fragmanı görünce bahsetmiştik (bkz: #13219125). tekrar yazma gereği duymadım.
3135 entry daha
hesabın var mı? giriş yap