3 entry daha
  • ‘anormal nedir?’ sorusu gayet sade olmakla birlikte cevaplaması o kadar kolay değil. birden fazla tanımı olduğu için de genelde bir tartışma ve anlaşmazlık içeren bir alan. çok basit bir bakışla, sapma, işlevsizlik, üzüntü ve tehlikelilik olmak üzere dört boyutu mevcut.

    sapma, genel ve kabul edilebilir standartlardan uzaklaşma anlamına geliyor ve kişi, yer, zaman, kültürel ve bireysel koşullardan etkilenerek oluşuyor. ama bu bağlama göre de değişiyor. iş birliğinin öncelendiği bir ortamda bireysel takılmak anormalken mesela, bireysel başarıyı önceleyen bir toplulukta bireysel davranmak gayet normal olabiliyor. üzüntü; korku, düşünce, duygu ve davranış bağlamında rahat hissetmeme, endişelenme gibi duyuşsal durumları içeriyor ama sürekliliği olmayan bir durum aynı zamanda.

    işlevsizlik, gündelik yaşam içinde talepleri, işleri ve görevleri yerine getirememe gibi işlev eksikliği olarak düşünülüyor. üzüntü, bazı durumlarda anormal olarak görülmese de işlevsizlik, süreklilik taşıma potansiyeli yüzünden psikolojik anormallik olarak düşünülebilir. diğer yandan işlevsizlik gösteren alanlar dışında kalan diğer alanlarda gayet normal olabilmek ayrıca mümkün.

    sonuncusu olan tehlikelilik, kişinin kendine ve diğerlerine gösterdiği tehlike olarak açıklanıyor. intihar etmeyi düşünmek veya koyu karanlıkla farları yakmadan araba kullanarak başkalarına zarar verme ihtimali gibi örnekler verilebilir. özet olarak tüm bu özelliklerin aslında ap’yi tanımlaması da oldukça zor çünkü bu tür vakalar kişiden kişiye, olaydan olaya ve durumdan duruma göre değişmekle birlikte bağlama göre de farklılık gösterebilir. her durum ve insan eşsizdir çünkü.

    ap’nin üç boyutu mevcut. birincisi değerlendirme. bireyin karşılaştığı psikolojik mücadelenin veya zorlukların doğası üzerine bilgi toplama ve sonuçlara ulaşma süreci... uzun süreli klinik görüşmeler, psikolojik testler, doğal gözlemler ve genetik raporlandırma gibi biçimleri mevcut. toplanan bu bilgiler, bireyin sosyal, ailevi ve kültürel yapısını anlamak için kullanılıyor. ama tabii ki bu verilerin en önemli tarafı, bireyin kimliğini anlamaya çalışmak. kimlik; cinsiyet, yaş, din, ırk, cinsel tercih, gelir düzeyi, kültürel uyum ve yetenek statüsü ile sınırlı değil. klinik değerlendirme ve süreç, somut bir takım araçlardan ve izleklerden oluşsa da bir kereye mahsus değerlendirmelerden uzak kalmak da gerekiyor. tersine karmaşık, içinde çok özel farklılıklar barındıran dinamik ve devam eden bir süreç. işte tüm işlemler, klinik teşhis için kullanılıyor. diğer türlü bir tedavi programı oluşturulması mümkün değil çünkü. diğer yandan her insanın psikolojik mücadelesi sürekli değil ve bazıları için de böyle durumlar geçici durumları içeriyor. tüm bu işlemler için dsm (diagnostic and statistical manuel) hazırlanmış. en sonuncusu (dsm-5), 2013 yılında yayınlanmış. bu sistematik yaklaşım, belirgin sorunların teşhis edilmesinde oldukça pratik. mesela bu belirgin ve tahmin edilebilir sorunlar, düşük mod, bir şeyden keyif alamama, düşük konsantrasyon, uyku bozukluğu ve iştahsızlık majör depresyon belirtisi olarak düşünülüyor. sonraki aşama, alt bozuklukların teşhis edilmesini içeriyor çünkü durum, farklı insanlarda farklı şekillerde olabiliyor.
hesabın var mı? giriş yap