1317 entry daha
  • -öncelikle cher'i entarinin en başına bir taç gibi yerleştirmek isterim. entry'nin ruhu tam olarak bu videodur-

    tanım: türkiye'de yaşayan kadınların ayrı bir sevgi beslediği iddia edilen meta.

    ben bu tespite katılıyorum. neden? çünkü insanlar parayı sever zira güven ve konforu beraberinde getirir. kadın da bir insandır. dolayısıyla kadınlar parayı sever.* fakat biz elmayı sevsek de ona birebir sahip olamıyoruz. neden? çünkü kadının parayla olan ilişkisi hep dolaylı. bu ne demek? parayı seven kadın, sevdiği şeye pek nadir durumda sahip olabiliyor. bunu kullanabiliyor olması, ona hükmettiği anlamına gelmiyor. klasik, paraya erkeklerin sahip olması ama tüketimin genel olarak kadınları baz alması geyiği gibi. hoş, erkekler sözde az para harcalarlar ama harcamaya özendirildikleri emtiaların bedeli kadınların harcamaları salık verilen çul çaputtan, kremlerden vs her zaman daha fazladır. neyse.

    türk kadını ve para ilişkisi diyorduk. son dönemde buna kafa yordum ve şunu fark ettim: hayatım boyunca bana kimse çok para kazanmam konusunda baskı yapmadı. evet, eğitim aldım, meslek edindim, kendi ekonomik bağımsızlığım var ama bu kadar. hayatımın hiçbir noktasında daha fazlası için motive edilmedim. onun yerine zengin koca konusunda motive edenim çoktu. halbuki bu zor bir şey değil mi? yani biri seni beğenecek, genetik açıdan şanslı olmak gerek; üstelik ilişkiyi duygu gibi son derece değişken ve sorgulanması -toplumsal saik dışında- mümkün olmayan bir mefhum üzerine kurmak, mantıksız da. neden bir şeye direkt sahip olmak yerine dolaylı ve haliyle daha riskli olanı tercih etmem bekleniyor? cidden buna anlam veremiyorum.

    etrafımdaki kadınlara baktığımda da "kariyer" önemseniyor ama bunun altında bir şekilde "unvan" alma merakı var. o da yine bir üst segmetten koca bulma motivasyonu taşıyor (elbette toplum nezdinde). üstelik sülalesi rahat bir durumda da değiliz. üst sınıftan bir kadının parayı düşünmek yerine sadece eğitimine odaklanmasına anlam verebilirim. ama benim gibi eskinin orta sınıfı, bugünün basbaya fakiri bir arkaplana sahip bir ailede kadın-erkek fark etmeksizin neden insanlar para kazanmaları konusunda motive edilmezler?!

    keza hayatımı da kendi ayakları üstünde durmak üzerine şekillendirdim ama bunun, konforlu bir hayat yerine basbaya ayakta kalmak, hatta tek ayak üstünde durmak olabileceği hiç aklıma gelmemişti. ilk dank ettiğinde üniversiteyi bitirmek üzereydim. kendime "ne istiyorum ben?" diye sorduğumda felsefe yüksek lisansı yapıp akademide kalmak istediğimi söyledim. çok değil, 2 saniye sonra gerçek yüzüme çarptı: bir üst nesilden hem maddi hem de kültürel varlık olarak koca bir sıfır kalmıştı, babamın tek maaşı vardı ve 3 kardeşin en büyüğü bendim. yani eşek gibi çalışmam lazımdı, akademi bana göre değildi.
    çalışmaya başlayınca, temel şeyler için bile daha fazla kazanmam gerektiğini fark ettim ama beni çevremdeki herkes öğretmen olmam konusunda çok heveslendirmeye çalışmıştı. benim için bilek kesecek kadar sıkıcı bir meslek olması sebebiyle (biraz da kadına biçilen rollerden biri olduğu için antipatik geldiğinden) reddettim. ama daha fazlasını kazanmak için yola çıkmadığımdan ve yaptığım seçimler de günün sonunda bana para getirecek şeyler olmadığından yavaş yavaş anladım, ne kadar gözümün kapalı olduğunu... ve çevremdeki insanların gözümü açmak bir yana, bilinçsizce kapatmak için nasıl bir emek harcadıklarını fark ettim. kendi çabamla ev almaya kalktığımda bile aldığım tepki şuydu: neden kendini zorluyorsun ki, kocan alır? e iyi de siz beni çıldırtmak mı istiyorsunuz. benim bir kocam yok. dolayısıyla benim kocamın evi yok!! size olmayan şeyler üzerinden plan yapmanızı salık veriyorlar. bu ülkede yaşayan insanların bunca sıkıntıya rağmen hâlâ bir delüzyon içinde yaşama hevesine her gün yeniden şaşırıyorum...

    2022'nin türkiyesinde kadınlar hâlâ (büyük oranda) kocalarına destek olmak için ve/veya kocalarına muhtaç olmamak için çalışıyorlar. zaten duruma biraz ayanlar ise uğraşmak yerine direkt zengin koca ya da influbişicilik yapmaya hevesli ki bunların temelinde yine tüketim var. hatta dikkat ediyorum, harcarken tamamen üst-baş almak üzere harcıyorlar paralarını. kenara bir şekilde yatırım yapma heveslisi kimse yok etrafımda (belki ben hep vizyonsuz olanlarla takılıyorumdur). sermaye ile ilişkileri yok. direkt bir bağları yok. düşünceleri de yok, akıllarına dahi gelmiyor yani.
    hem ürün hem para üretme odaklı bir bakış açısına sahip kadın sayısı artıyor olsa da topluma bakınca bir azınlık statüsündeler.

    yukarıda sorduğum "benim gibi eskinin orta sınıfı, bugünün basbaya fakiri bir arkaplana sahip bir ailede kadın-erkek fark etmeksizin neden insanlar para kazanmaları konusunda motive edilmezler?!" sorusuna dönmek istiyorum burada.
    cevabı, biraz da değişen dünyaya, ekonomik ve sosyal koşulara yeterli bir cevap verebilecek esneklik ve kültürel beceriden yoksun orta ve alt sınıfa bağlamıyor değilim. kız çocuklarını okutma hevesinde olmanın bile arka planında, aslında boşanmış olması gerekirken büyük oranda kadının ekonomik koşulları sebebiyle devam etmek zorunda kalan evliliklerde sıkışan kadın dramı yatıyor. ben bugün geldiğimiz şu duruma, "birey olmayı öğrenen kadın sancısı" diyorum. deneyim aktarımı olmadan, karanlıkta el yordamıyla yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. bizden sonraki kuşak daha rahat edecek ve daha bilinçli olacak diye düşünüyorum.

    velhasıl, dünyanın en kalabalık azınlığı olarak bu kadar uykuda kalabilmemiş olmamıza gerçekten çok şaşırıyorum. buradan da cher'e selam çakıyorum. kadının ihtiyaç duyduğu bakış açısı tam olarak budur.

    edit: sevgili delfina sağ olsun, link düzeltildi.
172 entry daha
hesabın var mı? giriş yap