ayakların baş olması

• siyaset literatürünün yeterince olgunlaşmadığı çağlarda proleter diktatörlükleri betimlemek için kullanılan ifade. genelde düşük sosyo-ekonomik sınıftan çıkıp seçim, darbe veya devrim yoluyla iktidarı ele geçiren eğitimsiz popülist diktatörlerin ya da monarkların kendiyle birlikte kendi sosyal sınıfını da iktidara taşıyarak oluşturduğu rejimlerdir. bu tip rejimlerde halkın vasatı ve vasatının altının kültürel değerleri popülistçe korunur ve yüceltilirken, toplum elitlerinin değerleri ve sosyo-kültürel pratikleri sistematik bir şekilde aşağılanır, baskılanır. hitler'inden tut, stalin'ine, mao'suna, erdoğan'ına, hep benzer politik diskurlar ve pratikler sergilemişlerdir. erdoğan'ın monşer, bunlaaağğrr ve bay kemal retoriği bunun tipik örneğidir. amaç bu ötekileştirici dille toplumun vasat ve vasat altının temsilciliğine soyunmak, "bakın ben sizdenim, bunlaağrr ise sizden değil" alt metnini topluma benimsetmektir. böyle böyle ayaklar kendi başlarını iktidarda tutarlar ve kendileri de bir şekilde baş olmuş olurlar. bu bir kimlik siyaseti olduğu için artık ayaklaın başı ne tür bir yolsuzluk, hukuksuzluk, baskı, zulüm vb. yaparsa yapsın, ayaklar başlarını feda etmezler. çünkü bu artık mutual bir parazit ilişkisidir. iki farklı tip parazit çıkar birliği içinde sistemin kanını emerler.
  
  bu tip rejimlerde devlet vasatın kültürünü hakim kılmak için yasalara dahi ihtiyaç duymaz. parkta yoga yapan kadınları görüp cimer'e şikayet eden görece eğitimsiz, kültürsüz bir vasat, görece eğitimli ve kültürlü bu kadınların yaşam alanına hükmedebilir. ayak takımının iktidarı özetle budur.