5 entry daha
  • tee hbr dergisindeki kabız kuğu zamanlarından kalma bir köşe.. ilk olarak kabız kuğu köşesinde, sonra da kitabında görülmüştür. ama orada çizilmiş olanı şimdi şairini hatırlayamadığım bir şiirin üzerine çizilmiş hayli tribal bir versiyonu idi.. bugün çizdiği köşede amaç minimalist çizgiler kullanmak.. alışınca bağımlılık yapıyor, severek takip ediyor, devamını diliyoruz..

    edit: buldum kitabı, bu köşe ilk defa şair peter poulsen'in "bırakıp gidersen beni" isimli şiirine uyarlanmış.. şiirin kısaltılmamış hali:

    bırakıp gidersen beni deli olurum
    dama çıkar kurşun sıkarım yoldan geçenlere,
    bırakıp gidersen beni jimi hendrix`in plağını pikaba koyar
    hep aynı parçayı çalarım ölünceye kadar
    bırakıp gidersen beni on kasa viski getirtip kafayı çeker
    evin girişine dikilir nara atarım
    bırakıp gidersen beni tutar çocukluğunda oynadığın bebeği
    kılım kıpırdamadan elektrik süpürgesinin
    kordonuyla boğarım
    bırakıp gidersen beni abdal olur da
    bozkırda kral lear gibi durmadan konuşurum
    bırakıp gidersen beni analar kurumu`na haber gönderir
    tez elden kısırlaştırılmak isterim
    bırakıp gidersen beni buzluğu en soğuğa ayarlayıp içine
    girer uzanır uyku bastırsın diye beklerim
    bırakıp gidersen beni rehberde adı olan herkese telefon
    eder her seferinde deli gibi gülmeye başlarım
    bırakıp gidersen beni bütün giysilerini dolaptan alır
    odanın ortasında ateşe veririm
    bırakıp gidersen beni şişedeki yoğun nişadır eriğini
    bir dikişte içer bitiririm
    bırakıp gidersen beni aynanın önüne geçer
    usturayla suratımı paramparça ederim
    bırakıp gidersen beni oturup gözlerimi duvara diker
    öylece beklerim geri dönmeni ..
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap