1 entry daha
  • robert altman, zaten persona'nın en büyük esin kaynağı olduğunu ifade etmiş daha önce. ancak her haliyle film, persona'dan oldukça farklı. ilk olarak, filmin erkeklere bakış açısını erkek düşmanlığına kadar götürebilecek ilginç semboller var filmde, özellikle sonunda. sonra altman suyu çok ilginç bir şekilde kullanıyor ki bu hem açılış sahnesinde var, sonra da filmin ortalarındaki sekanslarda mevcut. ayrıca kameranın önünde dalgalanan suyu fetüsün bir metaforu olarak düşünebiliriz.

    filmde karakterler ve onların toplumla ilişkisi de çok ilginç. altman öyle karakterler yaratmış ki -özellikle millie- seyirciye hiç bir şekilde katharsis şansı vermiyor, üstelik sinir de bozuyor. millie'nin toplum tarafından dışlanması ve kendisinin bunun farkında olup olmadığının neredeyse belli olmaması onu hikayede ayrı bir yere koyuyor. ancak bu tercih hikayede bütünlüğü sağlamadığı gibi neye hizmet ettiği de pek anlaşılmıyor. yine de ortasındaki kırılma filmi o kadar ilginç hale getiriyor ki burada mulholland dr'ın akla gelmemesi mümkün değil. dahası sarışın esmer kontrastı gibi benzerlikler de akla gelince david lynch'in bu filmden etkilenmememiş olmasına imkan yok gibi.
    ayrıca ikinci yarıdan itibaren pinky'nin giydiği elbiselerdeki pembe tonunun koyulaşması, millie'nin sarılara bürünmesi; filmle ilgili küçük detaylar olsa da anlatımı kuvvetlendiren bu tercihler altman'ın estetik anlayışının titizliğini ortaya koyuyor.
    filmde açıklanayamayan daha bir çok metafor mevcut, özellikle sonuyla hikayede bir ahenk bulmak güç; ancak yine de deneysel yanları ve farklı tarzıyla robert altman'ın keşfedilmesi elzem filmlerinden.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap